Banka ATM'lerinde işlem yapmak bir çok sebepten ötürü, en sevdiğim işlerden değil. Zaten sırada beklemeyi oldum olası sevmem. ATM önünde sıra varsa ve işim ertelenebilir ya da biraz daha bekleyebilir bir işlemse sıraya girmem; yürür geçerim. Belki ileride bir yerlerde, daha sakin bir ATM bulurum ümidine bel bağlarım.
Sırada beklemeyi sevmeyişimin sebebi, zaman darlığı ya da beklemeye tahammülsüzlük değil. Biliyorum ki bir sıra varsa saygısızlıkta sınır tanımayan Türk insanı mutlaka bir punduna getirip birisinin önüne geçmeyi planlar. Bir kaç ay önce Kadıköye'de, Bostanlı dolmuşunu beklerken, adamın teki önümde bitti. Benden sıra kapcağını sanıyordu, sefil yaratık. "N'apıyorsun sen? Niye önüme geçiyorsun acelen mi var?" diye söylenerek adamın önüne tekrar geçince, utanacağına gevelemeye başladı. İşin komik yanı o sırada, sıranın en sonunda ben vardım. Adam, durağa benden sonra gelmesine rağmen, en sonda olmamak için benim önüme geçmeye kalkışmıştı (Bir nevi en sona kalma endişesi). O sırada bir kişi daha girdi kuyruğa ve adam en sonuncu olmaktan kurtuldu. ATM önleri de böyle işte; sırada üç kişiden fazla bekleyen varsa, birisi bir vesile ile önünüze geçmeye kalkışacaktır hiç kuşkunuz olmasın. Geçenlerde bir ATM önünde sıraya girdim. Sıra dediysem öyle ahım şahım bir sıra değil, sıradan bir sıraydı; işlem yapan kişi ve arkasında ben bekliyordum, hemen bitişikte bir ATM daha vardı ve orada da işlem yapan bir kişi ve onun arkasında bekleyen bir kadın vardı. Benim önümdekinin işlemi çabuk bitti, kartım elimdeydi, bir adım attım kartımı uygun girişe sokuyordum ki yan tarafta bekleyen kadın aniden "Sıra benim" dedi. Gülerek "Kesinlikle inanmıyorum" dedim. Kadın sinirli sinirli saçlarını titreterek, yüksek sesle itiraza koyuldu. Meğer iki yerde de sırayı bekliyormuş da ne varmış canım da. "Valla öyle iki yerde birden beklemen beni bağlamaz" dedim, oralı olmadım fazla. Sanırım kimi insanlar ATM önlerini benimsiyorlar, oraları hep kendilerinin sanıyorlar. Ben "ATM protokolü" diyorum bu cihazların en ön sıralarına geçmeye can atan kitle mensuplarına.
Sırada beklemenin en yoran kısmı, bazen tuhaf insanların arkasına düşmüş olmak - ATM sevdalıları diyorum bu tuhaf tiplere de. Sanki adamların borsada trilyonları var da, ATM önünde manevra edip trilyonlarına trilyon katacaklar misali, hafiften arpacı kumrusunun uzaktan akrabası gibi düşünüp duruyorlar. Resmen kafa patlatıyorlar, altılı ganyanda talihin peşinden koşturmaya çalışan binlerce atlı gibi bunlar. Bakma, yeter artık, bir de tuşa bas değil mi? Baktıkça tuşların sırrına erecekler sanki. Bankamatik kullanmasını beceremeyen, oradaki tuhaf işlemlere yabancı insanlara hiç bir sözüm yok. O ekranların karmakarışık olması onların suçu değil. Bankacı olduğum dönemde ATM'lerle ilgili olarak kendimce çok şahane önerilerim vardı:
- Müşterilere banka kartı verirken bir nevi zeka testi yapalım, verdikleri yanıtlara göre onların kartı makineye girdiğinde önlerine yüzlerce abuk sabuk menü çıkmasın; daha basit, daha sade, daha anlaşılması kolay ve yalın bir ATM ekranına maruz kalsınlar ve ATM'de kolayca işlem yaptıkları için de müşteri memnuniyet, hatta sırada bekleyenler üzerinde de alternatif müşteri memnuniyeti olsun.
- Olmaz bu yanlış anlaşılır, müşterilere geri zekalı dediğimizi zannederler.
- O zaman müşteriye banka kartı verirken mini bir anket yapalım; hangi işlemleri makinede yapmayı öngörüyorlarsa müşteriye özel, istediği işlemlerden oluşan bir menü çıksın karşılarına. Günün birinde diğer işlemleri yapmak isterlerse diye de en kenarda "öbür işlemler" diye bir düğme dursun.
- Olmaz müşterinin acelsi varsa işler aksar.
- Müşetilerin bankamatikteki işlem alışkanlıklarını takip edelim en çok yaptığı beş işlem çeşidi ilk menüde görüsün, altıncı işlem butonu olarak yine "öbür işlemler" butonu olsun.
- Müşteri memnuniyeti sağlayamayız böyle.
- Bence kesin sağlarız hem müşteri memnun olur hem de sırada daha az bekleyenler memnun kalır.
Yok önerilerimin hiçbir tanesi rağbet görmedi. ATM ekranına baka baka gördükleri karmakarışık ekranların anlamını çözmeye çalışıp, bekleyip, bekletip, sonra da bıkıp hiç işlem yapmadan çekip giden insanlar çoğunlukta. Bankalar ATM ekranlarını sadeleştirmek yerine, şube dışı bankacılık kanallarına koydukları ürün sayılarının fazlalığı ile böbürlenmekten insanları sıraya sokup, onlardan metazori çaldıkları zamanın hesabını yapmıyorlar.
Diyelim sıra size geldi. Arkanızda bekleyenin nefes alış verişini ense kökünüzde hissedeceksiniz illaki. Türk, alınganlığı ile meşhurdur. Yetişkin ya da çocuk olması farketmez; yüzde doksan dokuzu - bakın ne kadar da kesin konuşuyorum - alınganlığı ile komik durumlara düştüğünü anlamaz, ne yapar ne eder, alınacak bir sebep her halükarda bulur. Tepegöz gibi tepenizden bakıp yaptığınız işlemi görmeye çalışan meraklıya "Bakma kardeşim" diye ikaz ettiğinizde artık alınganlığın bini bir para olur. Siz onun en doğal hakkı olan sizi dikizleme hakkına müdahale etmiş olduğunuz için pozlara bürünür. Geçen gün uzun boyluyum diye dertlenmiştim,. faydasını ATM'de işlem yaparken ardımsıra biri bekliyorsa görüyorum. Bir kaplıyorum ekranı endamım ile, omuzlarım ile, feriştahı gelse ne işlem yaptığımı anlayamaz. Ekran ve ben baş başa kalıyoruz. Saatlerce o ekrana bakıp, dalıp dalıp gidebilme ihtimalini ile aramıza kimsenin giremeyeceğini bilmek bile içimi ürpertiyor.
İşte ATM Manzaraları: O sıraların dilleri olsa da, konuşsalar. En acıklısı da doğudaki illerimizden birinden çekilmiş karlı fotoğraf. Baksanıza cihaz yarı bele kadar kar altında, adam çömelip de sokabilmiş banka kartını.