Roberto Bolaño Latin Amerikalı bir yazar. Şiir, öykü ve roman türlerinde eserleri var. Çok iyi bi hikaye anlatıcısı. Eserlerinde kendi yaşamından izler olduğu düşünülüyor. Romanlarında hayatının izlerini sürmek, romanlarında yarattığı karakterlerin öykülerinin ipuçlarını diğer eserlerinde de bulmak mümkün. Bir Bolaño karakteri herhangi bir romana gelişigüzel girip hikayesi ile okurları peşine takar. Kimi karakteri bir daha hiç görmezken, bazı karakterlerini diğer romanlarında ve öykülerinde yeniden bulabiliriz.
Bolaño 1953 yılında Şili’de dünyaya gelmiş. On beş yaşına geldiğinde Ailesi ile birlikte Meksika’ya göç etmişler. Kitap okumayı seven ancak derslerine ilgi göstermeyen bir öğrencilik dönemi yaşadıktan sonra okulu bırakıp şiirker yazmaya başlamış. Salvador Allende’nin seçilmesinden sonra Şili’ye dönmüş. Sokağa çıkma yasağına uymadığı için hapse düşmüş, polislerin arasındaki bir tanıdık sayesinde kısa sürede hapisten kurtulmuş ve Meksika’ya geri gelmiş. İçinde olduğu şair çetesi ile sürrealist bir şiir akımı başlatmışlar, hoşlanmadıkları şairlerin okuma günlerini basarak protesto edip, kendi şiirlerini okurlarmış. Bu dönemin izlerini Vahşi Hafiyeler’de görebiliriz. Bu dönemin arkasından yazar dünyayı gezmeye başlamış, seksenli yıllarda, para kazanabilmek için bir çok farklı işe girip çıkmış. Eroin bağımlısı olmuş, sonradan bıraksa da bağımşı olmak karaciğerine büyük zarar vermiş. İspanya’ya yerleşerek bir yuva kurmuş. Şiiri bırakarak, yazdığı kısa öykülerden para kazanmaya başlamış. Düzyazıya ısınınca romanlar yazmaya başlamış. 2003 yılında, beş yıldır üzerinde çalıştığı son romanı 2666’nın son taslaklarını tamamladıktan sonra karaciğer nakli yapılamadan ölmüş. Ölümünden sonra İspanyolca konuşmayan ülkelerde de tanınmaya başlamış.
Ülkemizde “Katil Orospular”, “Uzak Yıldız” ve “Vahşi Hafiyeler” isimli kitapları Metis Yayınevince okura sunuldu. Som kitab0 2666 da nihayet Şubat 2012 itibariyle okurla buluştu. Pegasus Yayınları’ndan çıkan kitabım İspanyolca’dan yapılan çevirisi çok başarılı. Kitabın temiz, çeviri kokmayan bir dili var. Böyle olunca da geçen hafta edindiğim kitabı bitirmeden elimden bırakamadım. Bu da bütün Bolaño kitapları kadar sürükleyici. Yazarın vasiyetine göre aslında beş ayrı roman olarak basılması gerekirken yayıncısı ve varisleri tek kitap olarak yayınlanmasını uygun görmüşler.
Kitap beş ayrı bölümden oluşuyor, bu bölümler birbirinden bağımısz, sıralı ya da sırasız biçimde okunabilir. Her bir bölümü birbirine bağlayan minik detaylar mevcut ve her biri ayrı tarz şle kaleme alınmış. Ayrıca Bolaño’nun daha önceki eserlerinden kahramanlar da bir görünüp kayboluyorlar. Önceki yazdıklarını okumamış olmak bu kitaptan alınacak keyfi azaltmıyor. Kitapta hayal ürünü yazarlar ve eserlerine ilişkin çok sayıda detay var, bu okumayı çok heyecanlı ve inanılır kılıyor. İçinde yüzlerce karakerin olduğu romanın konusunu anlatmak çok zor. Okuyacak olanların da keyfini kaçırmaksızın her bir kitabın sadece ana temasını özetlemeye çalışacağım. Her birinde onlarca roman kahramanının yaşamından kesitlerin de yer aldığını belirtmeliyim.
Birinci Kitap Benno von Archimboldi ismindeki bir alman yazarın eserlerine tutkulu biçimde bağlanmış akademisyen ve eleştirmenler hakkında. Avrupa’nın dört farklı yerinden gelen dört eleştirmen, üçü erkek ve biri kadın, bu yazarın kim olduğunu ve ona ne olduğunu bulmaya çalışıyorlar. Bu dört kişinin derin ilgisi söz konusu yazarın dünyaca tanınan bir yazar haline gelmesine sebep oluyor. Bu dörtlünün arasında çok değişik ilişkiler yaşanıyor. Yazar hakkında tek bilinen çok uzun boylu, beyaz tenli birisi olduğu. Onun nerede olduğunu bulma yönünde saplantılı biçimde sürülen izler nihayet yazarın en son görüldüğü yer olarak Meksika Sınırındaki Santa Teresa isimli kasabayı gösteriyor.
İkinci kitap Santa Teresa’da geçse de eleştirmenlerin izine artık rastlamıyoruz. Bu sefer karşımızda karısını kaybettikten sonra çok mutsuz olmuş ve kasabaya yerleşmiş, ilk kitapta kısa bir süre diğer akademisyenlere yol göstermiş olan Şili’li Edebiyat Profesörü Amalfitano var. Bu kasabada yıllardır korkunç cinayetler işlenmekte. Kurbanların hepsi kadın ve katil bulunamıyor. Romanda anlatılan bu kasabanın gerçek hayattaki karşılığının Ciıdad Juarez isimli bir şehir olduğu ve burayı çevreleyen çölde hemen her hafta bir ceset bulunduğu biliniyor. Amalfitano bir türlü çözülemeyen cinayetler sebebi ile kızı için endişeleniyor ve aklını oynatacak raddeye geliyor. Bu kitapta Amalfitano’nun karısının öyküsünü öğreniyoruz.
Üçüncü kitap, Amerikalı gazeteci Oscar Fate hakkında. Gazeteci bir arkadaşının yerine Santa Teresa’da yapılacak bir boks maçını izlemeye ve o maç hakkında yazı yazmaya geliyor. Ancak şehirde süregelen cinayet dalgasını öğreniyor bunun üzerine, öldürülen bir Amerikalı kadın ve seri cinayetler hakkında yazabilmek üzere editörünü ikna etmeye çalışıyor. Maçı beklerken şehrin karanlık yüzünün çekimine kapılıyor, Amalfitano’nun kızı ile tanışıyor. Santa Teresa’nın ne kadar korkunç bir yer olduğunu hissetmeye başlıyoruz. Bu bölüm sanki dördüncü kitaba bir hazırlık olarak tasarlanmış. Sonraki kitap uzun bir karabasana benziyor.
Dördüncü kitap, Santa Teresa’daki cinayetler üzerine, her bir kurban ve ölmeden önce son yaşadıklarının neler olabileceği, geride bırakılmış izler üzerinden sanki polis raporlarından alınmış gibi detaylı biçimde tasvir ediliyor, her bir tanıtımın sonunda ise kişiyi gerçek hayata bağlayacak cümleler var. Ölen kişnin hayattayken yaptıkları kendisi ya da yakınları tarafından anlatılıyor. Kurbanların hikayeleri, polislerin anlattıkları, tanık ifadeleri birbirine geçiyor. İşte bu noktadan itibaren kitap sanki 300 sayfalık bir cehenneme dönüşüyor. Cinayeti örtbas etmek isteyenler ve bu cünayeti çözmek isteyenler birbirine geçiyor. Kurbanlar aniden beliren siyah ciplere biniyor, telefonlarda esrarengiz sesler duyuluyor, aynalarda sahipsiz yüzler beliriyor, çölde koşan atlı imgeleri beliriyor, bir bakışı ile insanların kanını donduran beyaz tenli uzun boylu adama dair rahatsız edici şüphelerden bahsediliyor, televizyon ekranlarındaki medyumun onuşmları uğursuzluk taşıyor. Bu bölümü okurken 2666 acaba cehennemi anlatan bir kiatp mı diye düşünmeye başladığımı ifade etmeliyim.
Beşinci kitap okuru başladığı yere götürüyor yani Achimboldi’ye. Tamamen farklı bir romanı okumaya başlıyoruz Archimboldi’nin çocukluk günlerini okuyoruz. Ardından İkinci Dünya savaşı yılları ve Naziler anlatılıyor fonda ise gizli geçitler, kaybolan defterler, delirmek üzere olan bir kadınla yaşanan bir aşk, kışkırtıcı bir barones var. Archimboldi yazmaya tutkuyla bağlanıyor, çıktığı yolculuk onu Santa Teresa’ya kadar getiriyor hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını anlıyoruz.
Romanda katilin kim veya kimler olduğu önemli değil ve bu garip özette anlattıklarım sonuca dair herhangi bir ipucu içermiyor, o yüzden okuma keyfinize bir zarar vermeyeceğimi umuyorum.
İlgilenenler leyifli bir okuma deneyimi yaşayacaklardır diye düşünüyorum.
Aynı anda iki bazen üç kitabı okuma alışkanlığıma rağmen
2666'ya iltimas yaptığımın resmidir.
2666 - Roberto Bolaño
Pegasus Yayınları, Şubat 2012
Çeviren: Zeynep Neyzen Ateş
Meraklısına Linkler;
ben ilgilendim kitaplarını tez vakitte edinip daha önce hiç okumadığım bu yazarla tanışacağım
YanıtlaSilPisikopati;
YanıtlaSilBen de Bolano'yu geç keşfedenlerden biriyim. Geçen yılki İzmir Kitap fuarında Metis standındakilerle sohbet ederken Vahşi Hafiyeler'den haberdar oldum. Hemen başlayıp bir çırpıda bitirmiştim. Ve Fuar bitmeden gidip diğer kitaplarını da satın almıştım. Çok zengin bir hayal gücü var yazarın, çok etkileyici.
Yazarın hayatı oldukça ilginçmiş,şiir günlerini basma kısmını özellikle beğendim:) kitapların konusu da ilginç, bu 5 kitabın hem bağımsız okunabilmesi hem de birbirlerini tamamlamaları güzel, üstelik kısa sürede okuyup çok beğenmen de merakımı arttırdı:)
YanıtlaSilEren;
YanıtlaSilHer gün bir bölüm okurum diye başladım ama 4. bölüm mafetti beni, uykusuz kaldım salı akşamı.
O şiir okumalarını bastıkları bölüm Vahşi Hafiyeler'de de anlatılıyor. Adam kendi hayatı ile kurguyu çok güzel harmanlıyor. Ayrıca bu kitaptakine benzer cinayetlerin işlendiği kasaba ile ilgili çok büyük araştırmalar yapmış. Ancak anlattığı kurbanların hiçbirisinin gerçek hayatta karşılığının olmadığı söyleniyor.
Vahşi Hafiyeleri bir arkadaşım önermişti,birkaç sayfa okuyup,çok merak ettiğim bir kitaba geçmiştim.Sizin yorumlarınızdan sonra biran önce okumaya karar verdim..Teşekkürler.
YanıtlaSil2666 anlattıklarına bakılırsa güzel bir kitap olsa da, bu yazarı okumaya başlamak için pek de doğru bir tercih olmaz sanırım. Ufaktan başlamak lazım. :)
YanıtlaSilBade;
YanıtlaSilVahşi Hafiyeler güzel bir başlangıç olacaktır, bir günlüğü andıran yazım tarzı bana itici gelecektir diye düşünmeme rağmen ikinci sayfada kendimi kaptırmıştım. Ondan sonra mutlaka "uzak yıldız"ı da okumalısınız derim.
Parpali;
YanıtlaSilHangisinden başlanırsa başlansın ikinci bir Bolano kitabı okuduğunuzda bir önceki kitapta okuduğunuz karakterlerin yeni okuduğunuz kitapta da belirmesi okumayı seven biri için her zaman keyifli bir sürpriz oluyor. :)
Ben sadece Bolano ile bu kitapta tanışacaklara "Katil Orospular"ı ikinci kitap olarak önerebilirim. O öykülerden tanıdık kişiler bu kitapta var çünkü.
Zevkle okudum yazını.Roberto Bolano ve 2666 hakkında gayet güzel bir tanıtım yazısı olmuş.İlk fırsatta alıp okuyacağım.
YanıtlaSilKamikaze;
YanıtlaSilMerci.
sis ve Rüzgar'ı bu kitapların arasında göremiyorum.
YanıtlaSilGüşçin;
YanıtlaSilHayatımı sis ve rüzgardan önce sis ve rüzgardan sonra diye ikiye ayrdım. artık ne zaman bir şey yazmaya çalışsam, yad akonuşsam ya sis ya da rüzgar gibi konuşuyorum. Hoş ikisi de birbirinin aynı konuşuyor. Kitabın baştan sonra bir sayfasını okumaya mukterdir olamadım. araya 2666 girdi zaten. AMa, rasgele bir sayfa açıp bir iki paragraf okudum mu bir anda bir kaç sabah programı izlemiş kadar coşkuylan dolup hırım hırım hırslanıyorum.
Haklısın Sİs ve Rüzgar 2666 ile aynı kategeoriye giremez. 2666 Roman ise sis ve rüzgar roman olmamalı, twitler toplamı olabilir. :)
http://egoistokur.com/damardan-gercekci-bir-cehennem-kitabi-2666/
YanıtlaSilİlgini çekebilir, sevgiler
Pisikopati;
YanıtlaSilLink için çok teşekkür ederim.
Bolano ile igili yeni yazım belki ilginizi çekebilir.
YanıtlaSilSelamlar,
Hikmet Hükümenoğlu
http://www.hikmethukumenoglu.com/index.php/blog/gecen-ay-neler-okudum-mayis-2012-2/