Telefonum artık günün, olur olmaz diye adlandırılabilecek muhtelif saatlerinde en münasebetsiz yerlerde ve gereksiz durumlarda aniden çalmıyor. Telefonumu epey bir zamandır sessizde tutuyordum, Ama o titreşim vardır ya, benim için sanki ciğerimin derinlerinden gelen bir depreşim olmuştu. Artık arayan o malum numarayı gördüğüm zaman telefonumu atkıma sarıp, titreşim sesini kaşkolumun kıvrımlarında boğmama, telefonumu iyiden sessizleştirmeme gerek kalmadı. Zil sesini ben de diğer normal insanlar gibi açabiliyorum. Ama kim derdi ki gün gelir telefon sapığımı da özlersin. Ben özlüyorum bakın. Bir iki gündür telefon sapığım aramıyor beni. Arayıp da o malum soruyu sormuyor. Oturup uzun uzadıya sohbetler etmiyoruz kendisi ile. Hani çoğu zaman açmasam bile haftada bir iki yine bir cevap verirdim, konuşurduk, pohpohlardı beni, bana sorular sorar, cevaplarımı dinlermiş gibi yapar, hatta cevaplarımı not ettiğine dair bir izlenim yaratırdı üzerimde. Ben de dediklerim not alınıyor diye sevinirdim. Kendini önemli hissetmek böyle bir şey olmalı. Ama yalanmış, hiç bir dediğimin not edilmediğini beni yedinci arayışlarında filan tam olarak anladım, ondan sonra telefonumu sessisize aldım, ardından nazlı aşık süsü verdim kendime ki fazla nazdan usansıunlar. Yok usanmadılar. Benim telefon sapığım bir kişi değildi yüzlerce kişiydi, her defasında bir başkası ile konuştuğuma göre, o kadar çoktular ki. Digiturk'ün call centerıydı beni taciz eden.
Geçen sene mart ayında dokuz yıllık Digiturk aboneliğimi iptal ettirmeye karar verdim.O zaman için - anımsadığım kadarı ile - iptal ettirme sebeplerim şunlardı;
1 - Digiturk'ün yayın hakkını elinde bulundurduğu maçlara dair telif haklarını bahane ederek, Blogspot'da yayınladıkları maçların görüntülerine "link" veren, üstüne basa basa söyleyeyim, "bağlantı veren" bir kaç blog yüzünden tüm ülkedeki yüzbinlerce blogger'ın ve onların okuyucularının bloglarına erişimlerini iki kez durdurmuş olması beni çok sıkmıştı. Bu gereksiz uygulamayı ilk yaptıklarında insanlar biraz tepkisiz kaldığı için ikinci kez yapmakta beis görmediler. Ancak ikinci kez aynı hatayı işlediklerinde inanılmaz tepkiler ile karşılaşmış olmalılar ki, çabuk geri adım attılar. Elbette hesaba katmadıkları bir şey vardı bu koskocaman şirketin; eskiden rakipsizdiler, artık bir sürü rakipleri var. Aboneliğini iptal ettirip rakip TV aboneliğine geçenlerin sayısında artış olmuş olmalı.
2 - Aboneliğini aldığım uluslararası kanallardaki arapça yayın yapan kanal sayılarının gereğinden fazla artmış olması, ingilizce yayın yapan kanalların azalmış olması beni her geçen gün hayal kırıklığına uğratıyordu.
3 - Sinema paketine üyeydim, görmediğim bir filmi göstermez olmaları bir yana, arada bir benimle aynı pakete yeni üye olmuş kimseler ile konuştuğumda onların aynı hizmeti benden çok daha ucuz fiyatlarla satın aldıklarını duymaya başlamıştım. Bu da kendimi aldatılmış hissetmeme neden oldu.
4 - Digiturk dergisi için benden kesilen paraya rağmen o derginin yüzünü gazete bayileri dışında bir yerde görmeye muktedir olmamam da cabasıydı.
Blogumun kapanmasının da kırgınlığı ile abonlelik iptali işlemimi 2011 Mart ayında başlattım. Beni bir kaç kez arayıp vaz geçirmeye çalıştılar.
"Siz eski üyemizsiniz çok değerlisiniz"
"Ben ha, değerli ha? Neden daha önce belli etmediniz?"
Vazgeçrirmeye çalışırken bana sundukları teklifler, beni çok sinirlendirdi. İlk aramamda abonelik ücretimi indirmeyi teklif ettiler.
"Nasıl yani? Farkedince fiyat indiriyorsunuz, farketmeseydim daha kaç yıl bana pahalı yayın mı izletecektiniz?"
"Hık mık. öyle düşünmeyin beyefendi"
Buna sinirleniyor olmamı idrak edemeyen call center kızları ve oğlanlarına diyecek sözüm yok, onlara "ara" diyorlar, arıyor çocuklar, elleri mecbur. Son olarak "Mart ayını ödediniz, bu ay bitsin Nisan'da keseriz" dediler. İyi dedim. Nisan'da aradılar, yayın kesildi. Ama aboneliğimi iptal etmediler. "Sizin aboneliğinizi 6 ay durduruyoruz altı ay sonra sizi arayacağız" dediler. Altı ay dolmadan bir kaç gün önce "yayınımın aralık ayında açılacağı" kısa mesaj olarak telefonuma geldi, durumuyum derhal aradım. "İptal edin bunu, istemiyorum" dedim. Gayet makul konuşup iptal edileceğini söylediler. Cihazlar ne olacak sorusuna da "endişelenmeyin, teknik servis elemanları sizi arayıp randevu alarak evinizden teslim alacak" dediler.ne kadar iyi değil mi? Uygulansaydı evet. Ama böyle bir hizmet kalitesini ummak delilik olur. Bazı abonelikler var ki, sakız gibi yapışır atamazsınız üzerinizden. Digitğrk de malesef bunlardan. ANlamam için bir kaç gün geçmesi yetti.
Ben aboneliğim iptal olacak sanırken telefonum vurt zırt çalar oldu, ilk bir kaç konuşmamda gayet sakin neden abonelik iptal ettirmek istediğimi anlattım durdum. Bunların yapışkanlığını anladığım içinde abonelik iptal nedenimi anlaması gayet makul bir neden olarak kurguladım. Az ve öz, "İzmir'de oturmuyorum, şehir şehir geziyorum, iki yıl daha gezeceğim, gezerken yanımda decoder gezdiremem" Net değil mi? Yok, değilmiş ben bunlarla gğn aşırı muhatap olmalıymışım. "Beni bir daha aramayın, sıktınız artık, alın şu cihazlarınızı"ya döndü iş. Onlarca defa arandım. Telefonlara çıkmadım..Digitürke bir daha asla abone olmam, yukarıda yazdığım nedenlerin dışında artık, abonelik iptali sürecinin ne kadar yıldırıcı olduğunu biliyorum. O dört neden olmasa bile sırf aboneliğinden zor çıkılıyor diye bir daha asla üye olmam bunlara.
Yalnız beni şaşırtan konu, güya böyle büyük bir firmanın bir abonesi ile onlarca defa görüştürme yaptırıp da içlerinden bir tanesinin olsun "beni bir daha aramayın çok uzattınız bu işi, rahatsız ediyorsunuz yeter" ikazlarımı not bile almamış olmaları oldu.Aranmak istemiyor, uzatma u işi, bitir aboneliği değil mi. Yok o kıvama zor geldiler. "İyi madem iptal etmeyin madem abonelik iptal olmuyor, yayınları yollamaya devam edin" dememi bekliyorlardı sahiden? Var mıdır bu denli kabul ediveren bir insan tipi?
En nihayet geçen hafta bir tanesine, "Ellinci aramızndan sonra saymayı bıraktım ama ne sanıyorsunuz bir daha evime tv aboneliği yaptıracak olursam bunca zahmetten sonra sizi bir daha seçecek miyim sanıyorsunuz? Bitirin şu saçmalığı, aramayın beni" deyince telefonun ucundaki kız ekşitti hafif. "İyi o zaman iptal ediyoruz" dedi. Bir kaç gün sonra telefonuma mesaj geldi, decoderları ivedilikle bir teknik servise teslim etemezsem decoder ücretinin benden tahsil edileceğini yazmışlardı. Yani evden teknik servisle aldırtmak da başka bir yalanmış. Aylardır benden almadıkları için ben onlara ihtar çekseymişim daha iyiymiş. Aboneler haklıyken onları haksız pozisyonuna düşürecek kadar hizmet kalitesine önem vermeyen bir şirket olduklarına dair izlenimlerim pekişti.
2011 yılı baharında başlattığım Digitürk aboneliği iptali işlemlerim 2012 kışının sonuna doğru tamamlandı. 11 aya yakın bir süre. Nasıl, jet gibi değil mi?
Evet telefonum artık çalmıyor, o fazlası ile 73 lü numarayı artık görmüyorum. Telefon sapığım beni unuttu. ama eminim ki elindeki son kurbanlarına telefon açmakla meşguldürler.
Bir daha mı Digitürk mü? Asla, asla, Allah korusun.
Hahahhh geçmiş olsun o zaman...Yollarını ayırmakla iyi etmişsin bence :):):) Bir tramva etkisi yaratmış ama olsun :):):)
YanıtlaSilYayın kesildi diye şikayet etmek için arayıp bir saat telefonda beklemeyi, ardından "Yayınınızda problem yok, bir kanalı açık bırakın, yayın gelir" gibi dahiyane çözümler üreten çalışanlarını hiç özlemiyorum :) "Siz eski abonesiniz, size özel fiyatlar sunuyoruz" yalanlarını dinleyip ardından yeni abonelerin iki katı kadar para ödemeyi de. İptal süreci uzun ve sıkıcı onu kabul ediyorum ama nerede şikayet eden bir digiturk abonesine denk gelsem "iyi ki kurtarmışım kendimi" diye düşünüyorum. Hayat, digiturk abonesi olmadığında daha güzel :)
YanıtlaSilTüm şikayetlerinizde yerden göğe haklısınız. Gerçekten de Dijitürk çöplüğe döndü son zamanlarda. Asla izlemediğim pek çok gereksiz kanalı doldurdular, kaliteli olanları birer birer eksilttiler. Yeni aboneler daha avantajlı izliyorlar, biz aptal mıyız? Yalnız aynen anlattığınız gibi, aboneliğini sonlandırmak isteyenleri canından bezdirici uygulamaları var. Hatta yılların hukukçusu bir yakınım da aynen sizin anlattıklarınızı söyledi. Yine de göze alıyorum, sonlandırmak için elimden geleni yapmaya karar verdim.
YanıtlaSilDeja Vu;
YanıtlaSilHem de nasıl travma, kendi telefonumun seisinden ürker olduydum :D
Selin;
YanıtlaSilBen de kurtuldum nihayet. Eskik olsun bunlar ve bunun gibilerin verceği hizmet.
Begobvilli Ev;
YanıtlaSilKesinlikle çıkın siz de, şu andaki aklım olsa Decoderı alır, en yakındaki digitğrk servis merkezine gider "alın decoder ı" iptal edin diye tutanak imzalatıp teslim ederdim. Ama böyle bir teslim imkanı olduppunu çok sonra öğrendim. :(
İptal etmeye niyetiniz varsa telefon ile vakit kaybetmeyin, digitürk bayisi değil, şirketin yekili hizmet birimini bulup gidin kestirmeden decoder teslim edin. Kurtulun gitsin :(
Aynı sıkıntıyı bende yaşadım,kolayca yaptıkları üyeliği süründürerek iptal ediyorlar ve mutlaka 1 ay daha parasını ödetiyorlar. Bir daha mı asla...
YanıtlaSilBiz de aynı üyeliğe epey farklı ücretler ödememiz gerektiğini duyunca iptal ettirmiştik. O zamana kadar kamu indiriminden yararlanarak seyrediyorduk çünkü. Ama enterasandir bizimkini ilk aramada iptal ettiler. Biz o değerli üyelerden olamadık yani :))) neyse gecmis olsun sana, epey canını sıkmış ama sonunda kurtulmuşsun..
YanıtlaSilHay aksi çok üzüldüm. Gerçi ben hala Digitürk üyeliğimi, dergiyi dediğin gibi ancak hayalini bayiilerde görmeme rağmen, açıkçası ben mahalle sakinlerinden şüpheleniyorum, dergim aşırılıyormuş saplantısına tutuldum, devam ettiriyorum. İnan alternatif yokluğundan:-) En son kanal değişiklikleri ile Bio kanalını iptal ettiler ben de buna çok üzüldüm.
YanıtlaSilBenzer durumlara gelince Finansbank ve Le Monde ile yaşamıştım. İptaller için akla karayı seçtim. Hele Finansbank'ı ancak icralık olarak iptal ettirebildim:-)
Emili;
YanıtlaSilSİnirlendiriyorlar insanı yok yere. Abonelik niye istemiyorlar onu araştır, kendiniz düzelt değil mi? am nerde.. Amaç ürüns atmak değil abone taciz etmek.
Çınar;
YanıtlaSilAyrılmak isteyince yapışkanlaşıyorlar, teknik sıkıntıları saymadım bile, aniden kesiliri ararsın, duvara konuştuğunu sanırsın aboneyi ahmak yerine koymaktan başka gayeleri yok bir başıboşluk var demek ortamda :)
Kunegond;
YanıtlaSilALternatif olarak ben D-Smart a geçtim, teledünya ya da ttnet olabilirdi. Araştırıp Dsmart da karar kıldım. Yabancı yayın sayısı çok fazla, sinema kanallarında filmin ortasında ara vermesine hala alışamdım ama o kadar da film izlemiyorum, zaten gördüğüm filmler o yüzden sorun olmuyor fazla.
Dergi için apartmandaki her komşuya üşenmeden tek tek sormuştum. Öğrenmiştim ki benden başka abone olanlara da hiç gelmemiş bugüne kadar o dergi. Çoluk çocuk almış olabilir, bilmiyorum yine de :(
Digitürk ilk çıktığında üye olmuştum. Bazı kanalları kafasına göre çıkartmasıyla çıktım. Çıktım ama yakamı kurtaramadım. 2yıl oldu sanırım. Ara sıra galiba canları sıkıldıkça arıyorlar. Geri dönecek misiniz diye? Ben gerizekalıyım ya geri dönmeyi akıl edemiyorum.
YanıtlaSilNo digiturk no cry diyorum direk!!
YanıtlaSilBohahah :D lan her sene Tr'ye geldiğimde annemden duydugum ne varsa aynını oturup madde madde yazmışsın :D asdfghfdfgh,5 yıllık dijitürk kullanıcısıyız,lanet gelsin ama bi türlü hep bişiler oldugu için kapattıramıyoruz,senede 3 kez(enaz) 40 liraya servis gelir kopuk anteni,yada kayan kanalları düzeltir ve apartmanınızın yönü ters derler, neye göre terstir ,nedendir bilinmez ama amk diji,yoldun bizi.
YanıtlaSil