İnsan, hayatı boyunca karşısına çıkan seçeneklerin büyük bölümünün farkında olmaksızın yaşıyor. Belki önemli karar anlarında bu seçeneklerimizin farkına varıyoruz. Ancak özümüze serilen seçeneklerden birisini tercih ederken; çoğumuz geleceğimiz üzerine mantıklı biçimde düşünerek karar vermektense, günlük rutinimizin bozulmaması ve alışkın olduğumuz rahatımızın kaçmamasını merkeze koyarak geleceğimizi bugünkü konforumuzun bozulmaması üzerine inşa ediyoruz. Üstelik bu tür kararları hayatımızın dönüm noktası olabilecek bir anda yani seçeneklerimizi görebildiğimiz anlarda veriyoruz. Bir de seçeneklerimizi göremediğimiz anlar var. Günlük koşuşturmaca içinde kimsenin durup da, kendi hayatının bir anında, derin bir nefes alarak, "Ne yapıyorum ben?" diye kendi kendine sorduğu yok. Ben de böyleyim, günlük rutin içinde durup da kendimi düşündüğüm yok. Bunu farkedebilmem için olasılıklar ve seçenekler üzerine bir takım minik öyküler karalamaya başlamam gerekiyormuş.
Geçtiğimiz aylarda, not defterime; ana temasını 'Seçenekler, Olasılıklar, Alışkanlıklar'ın oluşturduğu bir seri öykü fikri karaladım. Çok fazla sayıda notla haşır neşir olunca, ortaya adam gibi, eli yüzü düzgün bir şey çıkarması zor oluyor. Yakalanan fikirler güzel olsa da, bazılarının üzerine eğilmek o anda insanın içinden gelmiyor. "Seçenekler, Olasılıklar, Alışkanlıklar" serisinden iki tane fikri daha bir benimsedim, üzerlerinde biraz uğraşarak, öyküye dönüştürmeyi başardım.
Önümüzdeki bir kaç gün; kısaca "Olasılıklar" diyeceğim. not defterime karaladığım notlardan arta kalan öykü fikirlerimi buradan yayınlamaya karar verdim.
Merakla bekliyoruz..
YanıtlaSilİLginç şeyler de var çöp de var içlerinde :)
SilHeyecanla bekliyorum. Bakalım neyle ve kimlerle tanışacağız?
YanıtlaSilÇok teşekkürşer. Umarım beğenilir. :)
SilEvet, bekliyoruz. :)
YanıtlaSilÇok sağol şule :)
SilNeredeyse her on yılda bir hayatımı tüm alışkanlıklarıyla kökten değiştireceğini başlangıçta farketmediğim kararlar almak durumunda kalıyorum. Sonradan bir bakıyorum kiiii yaşadığım ev, şehir hatta ülke değişivermiş... Derken, bari geldim uyum sağlayayım diyorum... Yıllar geçerken bir bakmışım ki yollar yine beni o geliştirdiğim köklerden alıp götürmüş. Şimdi ise farkederek, o ülkeyi değiştireyim, kararda payım olsun bari diyorum. Fakat böylesi de korku ve endişe doluymus, ama'ların yoluymuş be Vladimir...
YanıtlaSilAma o alışkanlıklar değil mi ömrümüzü hem tatlı hem de çekilmez kılan? Hem seviyorum onları, hem de onlara bağlandıkça kaçasım geliyor...
Çoğu insan rahatını ön plana alıp önüne çıkan fırsatlara bile atlamıyor değil ki fırsat yaratmak. Nedendir bu sinmişlik bilmiyorum. Herkesin kendine göre nedeni vardır muhakkak. On yılda bir kökten değişikliğe gitmek gıpta edilecek bir özellik bence.
SilÇok güzel olasılıklar serisi fikri:)
YanıtlaSil