Adaçayını bizlere bir çırpıda anlatan adam araya girmemize izin vermeden, tezgahındaki kuru ve taze bitkileri göstererek anlatmasına devam etti. O anlatırken, raflardaki bitkilerden elde edilen sulara, kuru bitki tutamlarına bakarak onu dinledik mecburmuşuz gibi. Başlangıçta sıkıcı gelse de adamın hevesle anlatışı, konuşurken gözlerinin içinden ışıltıların çıkması bizleri etkilemiş olmalıydı, sözlerinin devamını dinledik:
"Biberiye"
"Biberiye bolluğun simgesidir. Eski çağlarda ölüleri anmak için kullanılırmış şimdi mutfakta ev hanımlarının kullandığı vakit değme aşcıya taş çıkartacak lezzetler yakaladığı bir tatlandırıcı. Kimin aklına gelirdi değil mi? O eski çağlarda o biberiyenin yaprakları ölülerin üzerine serpilirken şimdi yemeklerin üzerine serpilir oldu. Sadece ölüm deyip iç karartmayayım; Biberiye, ılımlı kışların, uzayan baharın da simgesiymiş o zamanlar. Latince ismi, ‘rosmarinus officnalis.’ Ne manaya gelir açıklasam şaşarsınız. “Deniz nemi” demektir. Ne güzel isim değil mi? Hafif bulantılara iyi gelir, mide gazına iyi gelir, yağı cilt yüzeyindeki kan akışını ağrıtır. BU bitki baş ağrılarına birebir iyi gelir. Bir de Bitkinliğe, yorgunluğa ve bıkkınlığa iyi gelir. Ben bu yaşa geldim bıkmadım bir şeylerden, o yüzden bir bana iyi gelmiyor. Gönül ferahlığı hissetmek istiyorsan biberiye şarabı yapacaksın çğle ve akşam yemeğinden evvel bir çay bardağı içeceksin. Bir litre kaliteli kırmızı şarabı alıyorsun, onbeş gram biberiyeyi, onbeş gram adaçayını katıyorsun içine. Otları sekiz gün bu şarabın içinde gölgelik, serin bir yerde dinlendiriyorsun. Kapağı açık kalsın şarabın. Sekiz gün sonra otları al, bir litre sıcak suyun içinde yarım saat beklet, demini alsın süz, bir yemek kaşığı balı at iyice çalkala. İşte bunu öğlen akşam iç, iyi gelir. Hamilelere, yüksek tansiyonlulara zarardır onlar içmemeli."
"Şarap ne olacak usta. Dökelim mi?"
"Olur mu hiç, onun da tadı ayrı. İç gitsin."
"Biberiye çayı uykusuzluğa da iyi gelir."
"Kekik"
"Mis gibi kokar zamanı geldimi. Mezarlıklarda yetişirmiş eskiden, o sebep, bunu da ölümle ilişkilendirmişler. Hem tıbbi amaçlı hem de mutfakta lezzet katmak için kullanılır. Kekik yağı değerlidir; romatizmaya, öksürüğe iyi gelir. Çayına karıştırırsan ateş düşürmeye yarar. Hazmetmeyi kolaylaştırır, sinirleri yatıştırır, iştahsızlığa iyi gelir, bağırsak iltihabına iyi gelir, idrar söktürür, kalp çarpıntısını keser, bağırsak solucanlarına düşürmeye yarar, kandaki şeker miktarını azaltır, grip ve anjinde ağrıları azaltır."
"Fesleğen"
"Kokusu hoştur, Domatesle yan yana mis gibi olur yemeklerde. Sindirimi hızlandırır, yatıştırıcı etkisi vardır, mideyi rahatlatır. Mide bulantısını yatıştırır, Sinirliliğe iyi gelir, depresyonlardan çıkartır, uykusuzluğa iyi gelir. Migrende ve boğmaca da denenebilir. Sinek, böcek ısırdımı yaprağını al doğrudan ısırılan yerde ez suyunu sür. Fesleğen aşkın simgesidir. Geçmişte genç kızlar gelinlik çağa geldiğinde pencerelerinin dışına fesleğen yaprakları koyarlarmış.Talipler çıkıçıkıverirmiş. Bir tatlı kaşığı fesleğeni al, ince, ince kıy,bir su bardağı kaynar suyun içine at haşla, üstü kapalı on dakika kadar beklet, süz, iç günde iki defa."
Biberiye, Fesleğen, Kekik
Yazıyı dikkatle okudum..Şu anda çevreme "içmek lazım, içmek lazım" diyip duruyorum :):)
YanıtlaSilÇok hoş bir yazıydı, aktarlar bana hep gizemli ve çekici gelir zaten:)
YanıtlaSilbiberiye yemeklerde pek bi şeye benzemiyor bence ama kekik et yemeklerinin ,fesleğen domatesli makarnanın olmazsa olmazı,nefis olur..Birarada kekik suyu modası vardı bak şimdi aklıma geldi o ne berbat bir tattı öyle..
YanıtlaSilTecrübe ile sabittir, biberiye migrene iyi geliyor. Yalnız bunları bardak bardak içmemek lazım, fazlası zehir etkisi yapıyor. En fazla üç dört fincan.
YanıtlaSil