12 Mart 2012 Pazartesi

Kedilere Dair

Bu kedinin doğan yavruya bakıp duraksama süresi, görmüş olduklarımın en uzunuydu. Baktı, dönüp bana baktı,  biraz kımıldayıp ona bağlı nesneden kurtulmayı denedi - sonra işler yoluna girdi. Yavruyu temizledi, kendisinden beklenen her şeyi yaptı, mırladı - daha sonra ayağa kalkıp aşağı kata indi, verandada oturup bahçeyi izledi. Neyse bu iş de bitti diye düşünüyor gibiydi. Derken karnı tekrardan kasılmaya başladı, dönüp bana baktı - rahatı kaçmıştı, öfkelenmişti. Mimikleri, beden dili açıkça" Çattık belaya!" diyordu. Ona merettim:  Yukarı çık! Yukarı! Çıktı, surat asarak. Kulaklarını arkaya yatırıp, merdivenlerden yukarıya ağır ağır çıktı - adeta azarlanmış veya gözden düşmüş bir köpek gibi: Ama köpeklerdeki gurursuzluktan onda eser yoktu: Tam tersi bana da sinir olmuştu, bütün olup bitenlere de. Doğurduğu yavruyu tekrar görünce tanıdı, mekanizma yine çalıştı, yavruyu yaladı. Toplam dört yavru doğurdu, sonra uykuya daldı, hoş bir tabloydu, etrafında meme emen dört şirin yavrusu, kıvrılmış yatan enfes bir kedi. Yavrular çok güzeldi. İlk yavru dişiydi, gözlerinin etrafındaki karakalem çizgilere, göğsüyle bacaklarındaki siyah yarımçubuklara, açık bej hafif benekli karnına kadar hık demiş annesinin burnundan düşmüştü. Derken grimsi mavi kedi: Sonraları bazıışıkların altında koyu eflatun oluyordu. Sonra büyüdüğünde sarı gözlü, tepeden tırnağa zarif ve güçlü kusursuz bir kara kediye dönüşen kara yavru. Bir de babanın yavrusu, tıpkı onun gibi gayet hantal zerafet yoksunu, siyah-beyaz bir yavru. İlk üç yavruda siyam sıyunun ince çizgileri vardı.

Kedimiz uyandığında artık uyumuş olan yavrulara baktı, silkindi ve alt kata yollandı. Biraz üst içti, çiğ et yedi ve tepeden tırnağa yalandı. Yavruların yanına dönmedi.

Yavruları görmeye gelen s. ile H., anne kediyi merdivenlerin dibinde profilden pzo vermiş vaziyette buldular. Sonra koştu, ağaca çıktı, ağaçtan indi - defalarca. Derken eve koşup en üst kata çıktı ve bir kattan ötekine trabzanlardan kayarak en aşağıya indi. Sonra da mırlayarak h.'nin bacakları arasında dolaştı.

Dehşete düşen S. "Artık annelik yapman gerekiyor" dedi."Neden yavrularının yanında değilsin?"

Yavruları unutmuş görünüyordu. Bilinmeyen bir nedenden ötürü tatsız bir iş yapmak zorunda kalmıştı, işi yapmıştı, mesel bitmişti, işte o kadar. Önce geç vakitlere kadar evin içinde neşeyle oynadı, en sonunda yukarı gitmesini emrettim. Gitmek istemedi. Tutup yavrularına götürdüm. Hiç de sevecen olmayan bir şekilde yanlarına girdi. yatıp onları emzirmeye niyeti yoktu. Zorla yatırdım. Arkamı döner dönmez onları terk etti. Yavruları emzirirken yanında kaldım. 

Yatma hazırlıklarına giriştim. yatak odasına geri döndüğümde yorganın altında uykuya dalmıştı. Yavrularına geri götürdüm. Kulaklarını arkaya yatırıp onlara baktı, eğer yalvarıp yakarmalarına kulak vermeyen bir otorite sembolü olarak yanında dikilip yavruları işaret etmeseydim, tekrar çıkıp gidecekti. Yavrular memelerine yaklaşınca yeteri kadar etkili olmasa da içgüdü tekrar devreye girdi. 

Gece boyunca dolaptan sıvışıp, her zamanki yerine, yatağıma geldi. Her seferinde geri gönderdim. Ben uyur uyumaz, geri geliyor, yavrular da mızıldanıyorlardı.

Sabah olduğunda bu yavrulardan sorumlu olduğunu anlamıştı. Ama dilediğince hareket edebilseydi, o yüce Anaya, doğaya rağmen hepsini aç bırakırdı. 


Doris Lessing - Kedilere Dair
Metis Yayınları, 2004
Çeviren: İnci Ötügen

4 yorum:

  1. Hiç bir kedi zerafet yoksunu olamaz bence ama olsun, ilginç bir kitaba benziyor:)

    YanıtlaSil
  2. Kediler hakikaten enteresan yaratıklar! :)

    YanıtlaSil
  3. Eren;

    Hakikaten de ilginç bir kitap. Doris Lessing hayatına girmiş kedileri anımsıyor ve anlatıyor. Her biri ayrı bir dünya, çok keyifli bir anlatımı var kitabın üstelik :)

    YanıtlaSil
  4. Çınar;

    Hepsinin farklı karakteri ve tuhaf huyları var. Çok ilginç yaratıklar :)

    YanıtlaSil

Yorumlar