Hayatın bizi yollarından, tuzaklarından geçirip de getirdiği yerde duruyoruz. Gelip geçtiğimiz yerlerden aldıklarımız, biriktirip öğrendiklerimiz ile hayata kendi penceremizden bakıyoruz. Başkasının bizim baktıklarımıza baktığında neler gördüğünü bilmemiz, kişiyi iyi tanımıyorsak zor. Sadece tahmin edebiliriz.Tanıdıklarımızı sandıklarımız yakın dostlarımız da ayrı bir muamma. Bir dakikada satanı da olur, arkanızdan dolaplar çevireni de, sizi sizin onu sevdiğinizden daha fazla seveni de.
Yılların arkadaşı sandığım bir kişiyi bir telefon görüşmesi esnasında çok iyi tanıdım. Hayatımdan silkeleyip komple çıkartmak için bir başka telefon görüşmesi yapmak gerekiyormuş.
Silkeledim gitti. O gözlüklerin arkasından hayata nasıl baktığı, neler gördüğü, ne hesaplar, kitaplar çevirdiği zerre kadar umurumda değil.
Yılların arkadaşı sandığım bir kişiyi bir telefon görüşmesi esnasında çok iyi tanıdım. Hayatımdan silkeleyip komple çıkartmak için bir başka telefon görüşmesi yapmak gerekiyormuş.
Silkeledim gitti. O gözlüklerin arkasından hayata nasıl baktığı, neler gördüğü, ne hesaplar, kitaplar çevirdiği zerre kadar umurumda değil.
Bence ne kendimizi tanımak ne de bir başkasını tanımak mümkün değil. ana hatlarla belki ama insan, ne yapacağı önceden kestirilemez bir varlıktır. Bu nedenle hiçbirimizin davranışlarının aynı şekilde sürüp gideceğinin ve hayata hep aynı yerden bakacağımızın hiç bir biçimde garantisi yoktur.
YanıtlaSilarada insan temizliği yapmak iyidir hayatımızdan :)
YanıtlaSilbu arada karalardan kurtulmuşsun, güzel olmuş beğendim :)
İnsanları tanımak çok zor.
YanıtlaSilVladimir, o kadar çok yaşadım ki bunu artık arkama tutarak yürüyorum. Bir gözüm hep arkada. kendime kendime soruyorum bazen neden ve niye? kıskançlık, azmedememe, menfaat ve maddiyat olarak görüyorum.
en kötü tarafı sen onun hakkında iyi düşünürken onun senin arkandan dolap çevirmesi. sonra bir anda uyanıyorsun. yolun açık olsun diyorsun işte böyle.
vladimir, silkelemen iyi olmuş.
Muhteşem bir dostluk hikayesi
YanıtlaSilBirgün kurnaz olan arkadaş diğer arkadaşının yanına giderek işlerinin bozulduğunu söylemiş ve ondan borç para istemiş. Saf arkadaş ise onu kırmamış ve elindeki bütün parasını ona vermiş. Arkadaşı bu parayla işlerini düzeltmiş.Bir süre sonra kurnaz saf arkadaşının yanına giderek evlenmek üzere olduğu nişanlısını ondan istemiş.Saf arkadaş ise onu kırmamış ve nişanlısını üzüle üzüle ona vermiş. Bir gün saf olanın işleri bozulmuş ve kurnaz arkadaşından iş istemeye gidmiş kurnaz arkadaşı ona iş vermemiş. Saf ise pişmanlık ve üzüntü duymuş.Bir gün saf sokakta dolaşırken bir adam görmüş.Adam hastaymış ve saftan ilaçlarını almasını istemiş. Saf hemen adamın ilaçlarını almış fakat adam ölmüş ve adam bütün mirasını safa bırakmış. Artık saf zenginmiş.Bir gün safın kapısı çalmış.Yaşlı bir kadın aç olduğunu söyleyerek ondan yemek istediğini söylemiş. Saf hiç düşünmeden kadını içeri almış karnını doyurmuş.Kadının yalnız olduğunu öğrenince kadının evinde kalmasını düşünmüş. Bu fikri kadına söylediğinde kadın çok sevinmiş ve artık ev işleriyle ilgilenmek üzere eve taşınmış.Yıllar geçer yaşlı kadın safı bir kızla evlendirir. Artık düğün devetleri hazırdır. Tabi ki bizim saf kurnaz arkadaşı unutmadı. Ona da bir kart gönderdi. Düğün zamanı geldiğinde kurnaz arkadaşı da ordaydı.Saf bir ara mikrafonu eline alarak “bir zamanlar çok sevdiğim br arkadaşım vardı. Benden borç para istedi hiç düşünmeden verdim. Sonra benden çok sevdiğim nişanlımı istedi, arkadaşım için değer dedim nişanlımı da ona verdim. Sonra birgün işlerim bozuldu arkadaşımdan iş istemeye gittim bana iş vermedi. Ama ben yine de arkadaşıma kızmıyorum çünkü biz gerçek dostuz” dedi.Bu konuşma üzerine kurnaz mikrofonu alır “evet ondan para istedim. Nişanlısını istedim çünkü ona layık değildi (hayat kadınıydı). Benden iş istedi vermedim çünkü ona emir veremezdim. Sokakta gördüğü adam benim babamdı. Babamın bütün mirasını arkadaşıma bıraktım. Kapısını çalan yaşlı kadın benim annemdi. Ona arkadaşlık etsin diye ben gönderdim. Şu an evleneceği kız da benim kız kardeşim” dedi.“Değerli misafirler işte biz böyle bir dostuz…”
Böyle dostlar kaldı mı ?
hayatımızı kötü etkileyen, bizi mutsuz eden insanlardan kurtulmak kolay da, arkadaş bildiğin birini yukaridaki kategoriye sokmak biraz zor oluyor. yine de ara sıra temizlik şart tabi ki :)
YanıtlaSilböylesi durumlarda zaman diyoruz ama zaman değil aslında ne kurtarıcımız ne de yanıldığımızda suçu atabileceğimiz tek yer. cuma ve cts akşamı blog üzerinden tanıdığım yüzyüze görüşmeden uzun süredir telefonlaştığım iki ayrı arkadaşımla ilk defa görüştük ve yüzyüze geldik. ve bir tanesiyle aramızda şöyle bir dialog geçti.
YanıtlaSil"ben sağlam arkadaşlıkların ve dostlukların uzun zamanda oluştuğunu düşünürdüm. ama biz bu kadar kısa zamana ne de çok şey sığdırdık ve benim bu düşüncem değişti"
"sanırım zaman geçiş süresiyle değil de onu ne kadar dolu yaşadığınla ilgileniyor. ve insan söz konusu olduğunda zaman kesinlikle tanımlayıcı bir neden olmuyor, olamıyor"
Aydan Atlayan kedi,
YanıtlaSilHaklısın insanlar sürekli gelişiyor ve değişiyor.. Arkadaşlıklar da bu gelişme esnasında farklı yönlere seyredebiliyor.
7. oda,
Kesinlikle katılıyorum..
Epeydir niyetim vardı, yaz renkleri oldu... Teşekkür ederim..:))
Neslihan,
Malesef kötü sürprizler can sıkıcı oluyor.. Unutup silip atmak en güzeli (sıralaması daha değişik olabilir :DD )
Serkan,
Çok enteresan bir hikaye.. :)
Çınar,
Kötü etkileyenleri teşhis etmek lazım..
Beenmaya,
Zaman, yoğunluk önemli elbette. Bir de zamanın ünsanları farklı yönlerde geliştirdiğini de unutmayalım. Zaman insanları bazen ufak bazen de çok büyük değişikliklere uğratabiliyor.