Film izlemeyi sevenlerin güncel sinemanın örneklerinin yanısıra zaman zaman 25, 35, 45, 55 yıl önce yapılmış filmleri izledikten sonra sevdikleri sanata dair tarafsız bakış açısına kavuşabileceğine inanıyorum. Takip etmediğim ama zaman zaman yolumun düştüğü bazı sinema bloglarında son on yıl içinde yapılmış bazı filmerlin göklere çıkarıldığını ve bu örneklerdeki filmlerden sanki orjinal ve yedinci sanat için devrim niteliğinde buluşlar içeriyormuş gibi iddialı tasvirler olduğunu görerek gülümsüyorum. Orijinal sandığımız çok şey seneler önce yapıldı malesef. Taklit ettiği filmleri aşabiliyorsa ne ala, üzerine yeni bir şey koyamayan taklitin değerinin olduğunu düşünmüyorum. Göz boyamaktan başka marifete sahip değil bu filmler.
Geçenlerde 1983 yapımı bir fransız filmi izledim ülkemizde ne yazık ki 1989 yılında gün yüzü görmüş bir film. İsabelle Adjani'nin en başarılı performasnlarından birisi bu filmde. Yıllardır albümlerini severek dinlediğim Alain Souchon'da filmdeki esas oğlanı oynuyor. Seneler önce soyunmayı reddettiği için L. Bunuel'in Cet Obscur Objet Du Desir filminde iki farklı aktrist tarafından canlandırılan Conchita karakterini Carole Bouquet'e kaptıran Adjani bu filme kadar geçen sürede kamera karşısında soyunma ile ilgili fikrini değiştirdiğinden rol aldığı en cesur film olarak da biliniyor. Possession ve Camille Claude'deki kadar etkileyici, başarılı bir oyunculuk sergiliyor. Filmi tek başına götürdüğünü söylemek mümkün.
1976 yılı baharında Alman asıllı annesi ve sakat babası ile Fransa'nın bir köyüne yerleşen Eliane (Elle)'in öyküsünü anlatmaya başlıyor film. Elle çok hoppa, gizlisi saklısı olmayan, yaşamnını gözler önünde yaşayan 19 yaşında bir genç kız. Onun bu rahatlığı kendisini köyün gençleri arasında popüler yapsa da, hakkındaki dedikodular tehlikeli biçimde tırmanıyor. 130 dakikalık filmin ilk yarım saati bir gençlik filmi havasında ilerliyor Elle'e odaklanmış biçimde ilerliyor. Ancak filmin meramı onu anlatmak değil. Bir anda filmi anlatan dış ses değiliyor. BU değişiklik bundan sonra gelişecek uğursuz olayların bir habercisi sanki. Elle Takma ismi Pin-Pon olan Fiorimonti isimli bir gençle yakınlaşıyor. Onunla beraber yaşamaya başlıyorlar. Gencin ailesi istemese de evleniyorlar. Elle evlendikten sonra kendi ailesine, Pin-Pon'un annesine ve teyzesine bir takım sorular sormaya başlıyor. Filmin başlarında Eliane karakteri sürekli etrafındakileri ve izleyiciyi şaşırtacak bir takım hareketlerde bulunuyor. Filmin onu tanıtan giriş bölümü bittiktem sonra film farklı farklı karakterlere odaklanıyor, öyküyü onların bakış açısından izliyoruz. Kızın o köyde hangi amaçla bulunduğunu sorgulamaya başlıyoruz ister istemez.
Film tutkulu bir aşk öyküsü anlatacak bir gençlik filmi gibi başlayıp muazzam bir intikam öyküsünü anlatmak peşinde olduğunu hissettirdiği andan itibaren izleyiciyi içine çekip alıyor. Düğün sahnesi ve finalde İsabelle Adajani'nin bildiklerini ortaya döktüğü sahne çok gerçekçi. Finalde nefes almayı bırakıp sanki olayın tek tanığıymışçasına izliyorsunuz.
Üzerinden geçen yıllara rağmen hala hem görüntülenme biçimi, hem kurgusu, hem de öyküyü farklı bakış açılarından vermesi ile yeni kalmayı başarmış bir film söz konusu.
Filmin Adı: L'été Meutrier / One Deadly Summer
Yapım Yılı: 1983
Yönetmen: Jean Becker
Senaryo: Jean Becker (Sébastien Japrisot'un aynı isimli romanından uyarlama)
Oyuncular:
Isabelle Adjani
Alain Souchon
Suzanne Flon
Jenny Cléve
Maria Machado
Biraz da İzleyelim;
O yıllar öyleydi Vladimir. Lokomotif filmler, dağıtım şirketleri tarafından pahalıya geldiğinden ( daığtım şirketi var mıydı diye sorulabilir aslında, işletmeciler arasından sivrilenler getirebiliyordu. Bir de Özen Film vardı sadece) filmin ucuzlaması beklenirdi ve bir kaç yıl sonra izleyebilirdik. Gerçi bir büyük tehlike daha kapıda, iki büyük film dağıtım şirketi birleşiyor. Tekelleşme tehlikesi var şimdi de. Bağımsız filmler, yerli filmler, sanat filmlerinn salon bulamaması tehlikesi başgösterdi.
YanıtlaSilSinema üzerine yazı yazmadan önce, kendi sinematekini, zihninde bile olsa oluşturmadan yorum yazısı yazarlarsa daha çok gülümsetirler seni. Kaldı ki, eleştiri ( illa olumsuzluk yüklenmez, inceleme diyelim daha anlaşılır olsun. BElki de doğru kelime de budur) ile tanıtım arasında fark vardır. Tıpkı kitapta olduğu gibi. İnceleme yapabilek için, tüm özelliklerini(anlam- dil- imgeler- göstergeler) tek tek ele almak gerekir. O yazılar,aslında inceleme değil birer tanıtım yazısı olmak öteye geçmezler.
Aslında eski ve daha önce izlediğimiz filmleri de tekrar izlemek gerek, güzel bir fikir aklıma getirdiğin için sağol Vladimir:)
YanıtlaSilneredeyse bir aydır film izleyemedim vladimir. sevgili yönetmenim, takıntılı bir şekilde sevdiğim leos carax'ın "köprüsüstü aşıkları"ndan sonra film izleyemedim işte. şimdi sen anlatınca yalnız, nasıl da canım çekti. bu filmle yeniden başlayabilirim sanırım. içime öyle doğdu. adjani'niyi ayrıca çok severim. en baştan bunuel'e soyunarak başlasa akıllıca olurdu:)
YanıtlaSilteşekkürler...
Selamlar, bıraktığınız yorum nedeniyle teşekkür ederim. Ben BBo da canlı oynayabiliyorum. Dünyanın en iyi ücretsiz briç sitesi. Nikim:azafers
YanıtlaSilgelirseniz birlikte oynayabiliriz.
http://www.bridgebase.com/
ben romayı yenıden kesfettım
YanıtlaSilherkes yıllardır ınternetten fılm ızlerken ben daha ınternetten ılk fılmımı bu sıralarda ızledım
keyıflı de oluyormus
hele guzel fılmler yakalayınca
yazını okuyunca bunlar geldı aklıma
sevgıler
Avram;
YanıtlaSilEvet o yılları ve mncesini iyi hatırlıyorum, okul yıllarımda hep beş altı sene geriden izlerdik filmleri.
İnsanın ilgi duyduğu konularda kendini yetiştirmeye çalışması her daim takdir ettiğim meziyetlerdendir.
Özlem;
Seneler önce izlediğim bazı filmlerde hayal kırıklığına uğruyorum ama bazıları da ilk izlediğimden bile daha etkileyici geliyor bana. Özellikle bu filmi senelerr önce izlediğimde fazla beğenmemişken bu kez beni etkiledi.
Aglea;
Köprü üstü aşıkları sinemada izleyip büyük keyif aldığım bir filmdir bende bir kopyası bir kaç yıldır duruyor şiödilik ilk izleyişimde aldığım keyfin değişmesini tehlikeye atmamak için izlemeden bir kenarda bekletiyorum. Bi rgün tekrar izleyeceğim ama.. Çarpıcı ve sarsıcı bir filmdi. Bu filmde çarpıcı ama o denli sarsıcı değil.
Alizafersapci;
Çok teşekkğr ederim o adresi deneyeceğim. Yahoodaki problem insanlar aniden kalkıp gidiveriyorlar şahane bi rel ile kalakalıyorsunuz ya da oyuncu hatalı deklare yapıyor ve utanıp kaçıyor eli yere açılınca. Tüm briç keyfi kaçıyor tabi.
Öykü;
Çok keyifli olabiliyor çünkü bizim diyarlarda bulunması mümkün olmayan eski filmlere rastlamak çzellikle keyif veriyor.
Ben de eski filmleri bir çok açıdan günümüz filmlerinden daha başarılı buluyorum, özellikle de eski korku filmlerini çok özlüyorum, sevgili Vladimir bu konudaki tavsiyelerini de beklerim bu arada:)
YanıtlaSil