13 Haziran 2011 Pazartesi

Tren Yolu Gözleyen Kedi

Bazı gürültülere alışılıyor zamanla. Mesela tren sesi her gün trenle yolculuk yaptığınızda tekerleklerin raylarda çıkardığı gürültüyü, trenin motorunun, hareket eden aksamının sesi bir süre sonra siziz rahatsız etmemeye başlıyor.

Demiryolunun yanındaki evlerde de böyle olsa gerek. Her gün geçen onlarca trene rağmen ev içindeki dinginlik bir süre sonra her evdeki kadar huzur verici oluyordur eminim. Düşünün her gün geçen onlarca tren, belki de yüzlerce. Banliyö trenleri, şehirlerarası trenler, ekspresi, elektriklisi ve yük trenleri. Hele o yük trenleri geçer geçer bitmek tükenmek bilmezler. Raylara yakın binalar bir müddet sonra temellerinden hafifçe zangırdamaya başlar. O evlerde yaşayanlar bu titreşime de alışır bir süre sonra. Ya tren görevlileri, istasyonlarda çalışan personel, onlar için o demir ve çelik yığınlarının sesleri duyulmaz olmuştur artık. Hem de kim bilir kaç sene evvel. .

Tren istasyonun mesken tutmuş canlılar için de böyle olmalı. Bostancı tren istasyonunda gördüğüm yaşlı kedi rayların üzerine oturmuş, gözlerini kimbilir nerelere doğru hafifçe kısarak dikmişti. Trenin biri geliyor biri gidiyordu. Onunsa yetiştirilecek hiçbir şeyi yoktu. Akşamüstü keyfi yapıyordu, rayların orası biraz serindi, kürkünü serinletiyordu.

Kedi dostları, kedi gördü mü dayanamazlar. Pisi pisi diyecekler illaki. Bu sesi duyup da dönüp bakmayan sokak kedisi olmasını hayal bile etmezdim. Ev kedileri mağrur olur şöyle göz ucu ile bakarlar pisi pisi diye seslendiğinizde. Göz ucu ile bakar “Seni gördüm” mesajı verirler ama istiflerini bozmadan yürü gibi yaparlar ama kulaklar sipsivrileşmiştir bilmedikleri birinin kendilerine niye seslendiklerinin tek işareti kulaklarının tuhaf devinimleridir. Kuyruklarını havaya dikip yürürken “İlgilenmiyorum” mesajını verirler. “Yabancılarla sakın konuşma!” ev kedilerinin kulaklarında küpe olmuş bir deyim anlaşılan.

Bu rayların keyfini süren yaşlı sokak kedisi kedi ise koskoca ömrü boyunca günde kaç bin defa duyduysa “Pisi pisi” lafını artık umursamamayı da aşmış. Duymuyor dostane de olsa çağrıları. Gözler ve kulaklar hepsi bir hizada rayların, bitmek bilmeyen ufkunda, Kulaklarında ne bir tren sesi, ne de insan fısıltısı.

Yıllar önce, "çarşıya gidiyorum" deyip çıkış o çıkış, çarşı yerine trene binip sırra kadem basmış kendinden desenli bir yavukluyu mu gözlüyor acaba, bilemedim şimdi.




Fotoğraf: Bostancı Tren İstasyonu'ndaki Kedi Bey - D.M.

6 yorum:

  1. Ah ben ona kıyamam
    ezılmez ınsallah

    YanıtlaSil
  2. nefis bir yazı olmuş yüzüme bir gülümseme yerleşti hele de o ev kedisi tespitine bayıldım:)))

    YanıtlaSil
  3. buldum Vladimir'in derdini varsa yoksa kediler :) Adranalin tutkusu var herhalde bu seferkinin...

    YanıtlaSil
  4. Öykü;

    Çok yaşlı bir kediydi, gözlerini kısmış böyle karşıya bakıyor. İnşallah ezilmesin

    YanıtlaSil
  5. Psikopati;

    Ama ev kedileri öğledir değil mi? Sokağa bırakırlar gezsin diye onlar terbiyeli terbiyeli dolanırlar. :)

    YanıtlaSil
  6. Şair Değilim;

    Sokak kedisi resimleri çekmeye başlayalaı şaka bir yana olmuş neredeyse 10 ay kadar. Hiç farketmemiştim.

    YanıtlaSil

Yorumlar