Sevgili İkizler Burcu;
Ne zeki, ne sevimli bir çocuktun sen. Gerçekleşmesi imkansız düşleri, sahici bir çocuk neşesi ile anlatır, dinleyen herkesi kumdan kalelerden ibaret hayallere inandırırdın. Çok sahici, gerçek bir çocuk gülümsemesi yayılırdı yüzüne sen hayallerinden bahsederken. Yaşı ne olursa olsun yüzü hep çocuk kalacak şanslı insanlardandın. Çünkü neşen sahiciydi, neşen sen kimin yanında olursan ol sahiciydi. Sen sessizce taraf da değiştirsen, söylemesi kaba kaçacak ihanetlere de girişsen yüzün hep gülerdi. Haksızlıkları başkası giyinir sen yüzünde masum gülümsemesi olan çocuk pozu ile her tür suçu başkalarına malederdin. Böyle bir masum çocuk neden bunları yapsın değil mi?
Hayali düşmanlarından yakınırdın bir masanın etrafına toplandığımızda. Onlardan dertlenir yakınırdın. Bunları fısıldayarak anlatırdın. Sonra o hayali düşmanlarına gider bir masa etrafında fısıl fısıl arkalarından konuşup ne tür işler çevirdiklerinin haberini yetiştirirdin yüzünden bilmiş bir gülümseme ile. İşlerinin yoğunluğundan dertlenir, patronla karşılaşınca gizlice fısıldar beni daha çok seyahatlere gönderin derdin. İçerde böyle dışarıda şöyle olduğunu fark edenlerin arkasından söylentiler yayardın. Güvenilmez biri gibi gözükürlerse bildikleri minik sırlara kimse inanmaz değil mi?
Resim, müzik, edebiyat, sinema hepsinden anlardın. Edebiyata elin yatkındı istesen neler yapardın. Ama istemedin değil mi? Sen başka şeyler istedin. Herkesin hayran olduğu, herkesin hem sevdiği, herkesin en kıskandığı, saydığı ve korktuğu olmak istedin. Hepsini birden olmak istedin. Ama olmaz ki. Hepsi de birden olunmaz ki. Ya biri olur ya diğeri. Hayat ikizler burcu değil ki. Ya biridir, ya öteki. Ya siyah, ya beyaz ya da grinin tonları. Hepsini bir araya boca edersen çorba olur.
Sende öyle yaptın değil mi önce çorbaya çevirdin her şeyi. Sonra fedakarlık yapmayı öğretti hayat sana. Şimdi herşyden birazcık birazcık bir arada. “Mutlu bir aile”, “kıskanılası bir eş”, “tahsili ile övünülesi bir çocuk”, “iş gezileri”, “her bir basamağı başkalarının emeğinden hırsızlanarak yükseltilmiş bir kariyer”
Başkalarının işlerini ne yüzle “ben yaptım” diye sahiplenirdin hiç anlayamadım. Millet yüzleşmeyi sevmiyordu bunu erken anlamıştın belki. Seni bir tek ben yüzledim galiba. “Benim yaptığım işi iki yalanla sahiplenemezsin, ver bakayım dosyamı bana” demek zorunda bırakmıştın beni. Doğal olarak ben kötü olmuştum o gün ofiste. Hırsızlık edenin, hırsızlık mağdurundan daha çok sempati topladığına o gün şahit olmuştum. Yavuz jırsız ev sahibini bastırır derler ya, doğruymuş meğer. Hayret etmiştim ama sonra seni başka bir yere yollamışlardı.
İkili bir yaşam sürdün hep, ama eşinin ikili bir yaşamı oldu sonunda. Sen de bundan iyi prim topladın değil mi? Aldatılan ama ne aldatılmalara göğüs germiş çocuk gülümsemeli kimse. Hayattan emebileceğin her türlü sempatiyi emdin İkizler Burcu. Hala eğlenceli, hoş sohbet, zekisin, ama insanlar neden apar topar kaçıyorlar etrafından bir hesaplamasını yap istersen. En eski arkadaşın kaç yıllık İkizler Burcu? Pek eskimiyorlar değil mi?
Yüzündeki gülümsemeyi hiçbir şey eksiltmesin.
ook goed ; )
YanıtlaSilBır ıkızler burcu olarak dıkkatle okudum
YanıtlaSilçook güzeldi:)ikizler burcu iyidir.
YanıtlaSilaslanı da yaz, aslanı da! :)
YanıtlaSilben bu burç mektuplarını pek sevdim yahu :)))
YanıtlaSilhatta bütün burçlar bitsin bir de cevap mektuplarını yazarsın sen şimdi :))