17 Haziran 2011 Cuma

Rahatsız

Kısa bir süre öncesine kadar aklımda bir blog konusu vardı. Öncelikle sayfama beş adet rahatsız edici resim koyup bu sayfaya yolu düşenlerin cevaplaması için şu iki soruyu sormayı düşünmüştüm:

1 - Aşağıdaki resimlerden hangisi sizi en çok rahatsız ediyor?

2 – Bu resmin sizi neden rahatsız ettiğini açıklayabilir misiniz?

Blog konusu olarak ilginçti ancak cevaplamayı isteyen de olabilirdi okuyup geçmeyi uygun bulan da. İşe resim aramakla başladım elbette. Nereye bakacağımı, nasıl bir resim aradığımı bilmiyordum. Beni ne rahatsız eder diye düşünmeye başladım. Böyle ucu bucağı belirli olmayan bir soru sorup da google’ın başı sonu belirsiz görsellerinin dünyasının akla hayale gelmeyen yörelerine erişmemek olmaz. Şehvetli biçimde öpüşen iki erkek, onlardan daha şehvetle ter içinde öpüşen iki kadın, kalabalıkta sevişen heteroseksüel bir çift, bir lokantada sevişen iki kadını rahatsız olmuş bakışlarla süzen bir kadın, bir barda öpüşen iki erkeğin kafasına sandalye indirmeye hazırlanan bir erkek resimleri ardı ardına ekranımdan geçmeye başladı, sonra savaş resimleri, saval sonrası ölü kalabalıkları, cesetleri kaldırmaya çalışan insanlar, çocuk cesetlerine kapanıp ağlayan insanlar, doğal felaket sonrası trajik görüntüler. Her biri birbirinden rahatsız edici yüzlerce görüntü döküldü karşıma. Soracağım soruların anlamsızlığını rsim örneklerinin artması ile iyice fark ettim. Ne fark ederdi ki en fazla hangi durumun beni, seni, onu rahatsız ettiği.. Bunların hepsi oluyordu. Tam böyle düşünürken beni o ana kadar olanların arasında en çok rahatsız eden resmi buldum. Bir laboratuarda, bir kadın acı içindeki minicik bir maymuna iğne yapıyordu. Korunmasız bir hayvan kim bilir hangi ilaç deneyi için ölüme yollanıyordu, belki de ilaç bile değildi bir güzellik malzemesinin insanlarda yol açacağı yan tesirleri belirleyebilmek için yapılan bir deneydi. Bu deneylerden hangisi ne kadar gerekliydi, hangisi sadistik zevkleri tatmin için yapılıyordu kimsenin kontrol etme imkanı olduğunu sanmıyorum. Önce sosyal olarak rahatsız eden bazı resimler ardından ölümün şekillerini görüp de en çok aşağıdaki resimden rahatsız olmuştum. Nedenini tam olarak belirleyemiyordum. Bu hayvanın deney sonunda belki de insanoğlunun en büyük dertlerinden birisine çözüm olacak bir ilaç için son derece ulvi bir kılıf uğruna uğruna ölüme yolcu edilmesi bile o anda duyduğum rahatsızlığı hafifletmiyordu. Savunmasız minicik bir canlının yüzündeki o dehşet dolu ifade beni rahatsız etmişti o kadar.

Topluluk içinde sevişilmesine karşıyım, çiftlerin birbiri ile öpüşmesine hiçbir itirazım yok, öpüşme uzayıp da ön sevişmeye geçildi mi rahatsız oluyorum. Başkasının sevişme tekniklerini sapık gibi izlemek zorunda kalmak istemiyorum bu beni rahatsız eder mesela. O yüzden belki ilk resim arayışıma oradan başladım. Mahremiyetin sergilenmesi beni rahatsız ediyor.

Dün Karşıyaka’da bir arkadaşım ile buluşacaktım. Çarşı girişindeki bankaların önü buluşma yeridir. Beklerken yanıma yaşlı bir adam oturdu. Beklerken aniden takma dişini çıkardı. Eline alıp bir güzel inceledi gurur duyar gibiydi. Ama dikkatle balınca gurur duyulacak bir şey olmadığını gördüm. Adamın yüzü hafiften endişeliydi.

(Şimdi yazacaklarım sizi rahatsız edebilir)

Adamın takma dişleri kirlenmişti. Muhtemelen az evvel yediği lahmacun parçaları ve lahmacun yanında yediği roka parçacıkları dişlerin arasına sıkışmıştı. Resmen tiksindim. Ama bu kadar değilmiş. Adam ağzını açtı, dilini çıkardı ve dişlerini yalayarak bir güzel temizledi.

Ya ben ne yaptım kusacak gibi olup oradan kalkıp gittim.

Rahatsız olduğumuz şeyleri aslında söylemeliyiz, kimse o adama yaptığının iğrençlik olduğunu söylemezse o adam takma dişlerini bir ömür boyu öyle ulu orta yalayabilir. Keza burunlarını şehvetle kurcalayıp içinden çıkanı top yapanlar, pos bıyıkları ile ayran içip, çorba içip bıyıklarını içtikleri ile desenlere bulayıp sonra dişleri ile temizleyenler, otururken kalçasının bir tarafını yana dikip sesli sesli yellenenler, yolda giderken balgam atanlar, bu yaptıklarınız rahatsız edici eylemler. Ama kim onlara yaptıklarının yanlış olduğunu söylüyor? Adam öldürenlere bu işin yanlış olduğunu kimler söylüyor?

Neyin doğru neyin yanlış olduğuna kim karar veriyor?


6 yorum:

  1. Max Aub'undu yanılmıyorsam "Örnek Suçlar" kitabı. İlginç adam öldürme sebepleri konu ediliyordu. Son paragrafta yazdığın şeylerin çoğu yer alıyordu sebepler içinde. Belki adam öldüremem ben bu yüzden ama çıldırmama sebep olabilir süreklilik arzederse:))

    YanıtlaSil
  2. Daha dün aynı dertten muzdarip birisine bunu söylüyordum: Söylememiz,uyarmamız gerek. Yoksa bu yaptıklarının "normal" olduğunu adamakıllı kabul edecekler. Yeter artık, karşımızdaki -büyük ihtimalle- bunu anlayacak kafa ve kibarlıkta olmayacaksa da göze alıp söyleyebilmeliyiz.
    Ben yavaş yavaş sesimi yükseltmeye başladım :)

    YanıtlaSil
  3. Belli aralıklarla konulan bir fotoğraf hakkında okuyuculardan yorum almak bence çok güzel bir fikir.

    Bir an bu fikri kendim yapmak için (ç)almak istedim.. ;)

    YanıtlaSil
  4. Leylak Dalı;

    O kitabı okumuştum seneler önce, kapağındaki resimler hoşuma gitmişti, yazılar çok çılgıncaydı :)

    YanıtlaSil
  5. N.Narda;

    Uyarınca bazıları acaip çemkiriyor, sinir oluyo insan :)

    YanıtlaSil
  6. 1iyokmu:

    Çalmak ya da almak ne kelime.. Şahane olur bence sen koy resimleri, Düşündüklerimizi paylaşırız lafı mı olur :)

    YanıtlaSil

Yorumlar