Aylar önce bilgisayarımdan internete mobil olarak başlamamla birlikte bu işin olanca sıkıntısı ile tanışmıştım. Ne fatura geliyor, ne dığru düzgün bağlanabiliniyor, ne detay istediğinizde detayları düzenli biçimde görebiliyordum. Fatura gelmediği için otomatik ödeme talimatı veremiyordum. Güya insana kolaylıklar getiren bir ürünün kullanımı bu kadar karışık olmamalıydı. Üçüncü ayda bir telefon geldi iki aydır faturalrı ödemediğimi söylediler. Gelmeyen faturayı nasıl ödeyeceğimi sorunca şaşırdılar. "Aaaaa!!! e mail hesabınıza da mı gelmiyor" diye sormayı bile akıl etti muhterem. Telefonda kredi kartımla ödeyip, bundan sonraki faturaların kredi kartımdan alınması için gereken işlemi yaptırdım. İzmir'e döndüğüm şu günlerde posta kutumda ilgili kurumdan gelen bir e zarf buldum. Açınca faturalarımın dört aydır ödenmiyor olması gerekçesi ile, eğer yedi gün içinde borcumu ödemezsem hakkkımda icrai taki başlatılacağı ve aboneliğimin sona erdirildiği yazılıydı.
Faturanın gelmemesi de cüzi bir aylık ücretin verdiğim talimata rağmen çekilmiyor olmasından ben suçlu bulunmuştum. Hemen arayıp telefondaki görevliye bütün borcumu ödedim, 24 aydan evvel kapattığım için aboneliğimi erken bitirmenin cezasını da ödedim. Bütün bunları yapınca da son derece mutlu oldum. Kızamıyorum bu call centerda köle olmuş insanlara. Ne deseler kimseye yaranmaları mümkün değil. Ama onlara acımak için telefon açmıyorum ben de elbette. benim derdim başıma ördükleri çorabın bir an önce çözülmesi.
Ancak bilesiniz ki mobil internet ülkemizde başa bela. Bu işler bu ülkede bu işleri yürüten tatlı su kurnazlırna ekstra large. İletişim firmalarının hepsi müşterilerini yolunacak kaz olarak görüyorlar hakkını araman ve bulman imkansız denecek kadar zorluklarla dolu. Reklamlarının günahını almayayım onlar şirin mi şirin.
Dünyanın en hızlı interneti ülkmeizdeymiş onlara bakarsan. Evet en hızlı internetle her yanı yasaklarla çevrilmiş bir şekilde sörf yaparsınız artık. Gidecek yer olmadıktan sonra yemişim hızını.
Keşke ödemeseydin. Hatta bir karşı ihtarla cevap verseydin. Ve keşke, onlar sana bir icra takibi yapsaydı. Meseleyi, hukuksal sorun haline getirip, Tüketici Hakları Merkezine taşımak zorunda kalsalardı. Diyeceksin ki, uğraşamam bunlarla, çok fazla uğraşmıyorsun belki bir saat en fazla yarım saatlik bir zaman harcıyorsun o kadar. Neden dersen, tüm bu tür firmalar ( Kitlesel hizmet sektörü şirketleri) insanların zaman darlığından ve sıkıntıların faydalanarak yasal işlem tehdidi ile ( cep telefonuna atılan o mesaj da aslında TCK nın tehdit suçunu oluşturmaktadır.) tahsilat yapıyorlar. Ve uğraşan insan sayısı o kadar az ki, yaptıkları tahsilat ile karşılaştırılmdığında, ihmali düzeltmek için harcayacakları mesai ve giderler önemsiz kalıyor. Ben de Avea ile bir sorun yaşadım.İşim bu olunca zaten, itirazı da mahkemesi de bana külfet değil. Ama karar çıkarsa ki çıkacak, o kadar kör parmağım gözüne bir durum reklam etmek için elimden geleni yapacağım.
YanıtlaSilAvram;
YanıtlaSilAslında çok haklısın. Rakam büyük olmayınca ben de lanet olsun dedim ödedim geçtim. Bir de açıkçası jett den aldığım andan beri memnun değilim nerdeyse hiç kullanmadım. Kurtulduğuma sevindim bu durumda ama uüraşmak lazım. İnternet sağlayıcı bir firma ile bir problem yaşadım daha önce ama orada pes etmeyip de call centerdan kimse ile konuşmayacağımı beni doğru düzgün bir adam aramaz ve bu problemi derhal çözmezse işi büyüteceğimi söyledim. Onlarla anlaştık. Hakkımı zorla almış oldum.
Aslında pes etmemek lazım. Uğraşan çıkmadığı için bu kadar sindiriyorlar halkı.
Ne denli doğru ve vurucu bir yazı olmuş. Kazlar, sadece geçimlerini sağlamak için saçma sapan bir işte çalışanlar, hızlı olduğu varsayılan ama hep bağlantı sorunları yaşayan bir de üstüne yasaklarla boğazı sıkılan bir internet altyapısı. altyapı mı, o da ne?
YanıtlaSil