Temizlik konusunda hepimiz çok hassasız. Türk evlerinin içi temizlikte birbirinin kopyası; yani bal dök yala. Ama sokakları pislik götürüyor. Ne büyük bir ikiyüzlülük, o tertemiz evlerde oturanlar, evden eve kendi misafirlik terliği ile gidenler el birliği ile sokakları bu hale getirenlerin ta kendisi. Gözle görülen çöplerin sebebi bizleriz başkalarını suçlamaya gerek yok. Benim kafamı kurcalayan ise gözle görülmeyenler yani tehlikesi gözle görülenlerden fazla olanlar.
Çalışıyorsanız haftanın büyük bölümünde dışarıda yemek yemek zorundasınız. TV restoran baskın timi gibi afrikadan muza binip ülkemize gelen böceklerle içinizi kaldırmayacağım korkmayın. O masa masa gezen menüleri hiç düşündünüz mü? Günde kimbilir kaç yüz kez el değiştiriyorlar. Peki siz hiç bir lokantada menü temizlendiğini gördünüz mü?
Kimi lokantalarda sabahtan akşama kasar ıslak bir bezle masalar müşteri kalkar kalkmaz temizlenir güya. Doğru düzgün temizlendiğini düşünmüyorsunuzdur sanırım. Amaç sadece kırıntı, su izi, döküntüyü gizlemek o yapılan nemli bezle sil geçte.
Sandalyenizi tutup çekiyorsunuz lokantada masanıza oturuyorsunuz ama sizden önce o sandalyeyi kaç yüz kez hangi ellerin tutup çektiğini bilmiyorsunuz.
Tuvalete gidiyorsunuz. Sıvı sabun haznelerinin nasıl mikrop yuvası olduğunu bilmiyorsunuz. Hiç sıvı sabun haznesi temizlendiğine şahit oldunuz mu kendi gözlerinizle. Sürekli kirli eller sabunluğun sıvı sabun akıtan ağzına dayanıp sabun alıyor. O temasta sabunluğun ağzına geçen mikroplar kendilerine üreyebilecekleri mükemmel bir ortam buluyorlar. Üreyip üreyip oradan ellere. Ellerimizi yıkadığımızı, temizlediğimizi sanıyoruz bizler de. Tuvalet kapılarının ne kadar mikrop yuvası olduğunu düşündünüz mü hiç? Tuttuğunuzda elinize alıyorsunuz orayı mesken tutan göze görünemeyecek kadar ufak canlıları. Elini yıka tertemiz yap, kapı kolunu oynatıp aç ve çık dışarı. O kapı kolunun üzerindeki canlıların dili olsa da konuşsa.
Masanıza ikram olarak gelen çereszlere ne dersiniz. O tuvalette elini yıkayan garson, kapıyı açıp çıktı geldi sizin masaya getireceği kaseye bir avuç koydu. İkram niyetiyle. Az evvel tuvaketten gelen arkadaşınız aldı bir tane attı ağzına, buyrun gerisine siz devam edin.
Süpermarketlerdeki alışveriş sepetleri ve alışveriş arabalarına ne dersiniz. Hiçç onların tutma yerlerinin temzilendiğine şahit oldunuz mu?
Açıkta yiyecek satanların burun karıştırmasına, sokakta sattığı simitler yere dökülünce yerden toplayıp tablaya dizerek satmaya devam edenleri hiç aklımıza getirmiyoruz. Yiyecek satanlar nihai tüketicinin sağlığını korumak için yemin etseler karınları ağrımaz merak etmeyiniz.
Bunlara öyle fazla takılmıyoruz da, bir gün aniden karnımız sürüyor, Allah alllah neden acaba?
Bazıları masayı silmiyor bile.Geçen gün şahit oldum garson bezle masadaki kırıntıları yere ittiriverdi. Masanın temizlenmediğine mi üzülsem, kırıntıların üstüne basılacak olmasına mı bilemedim.
YanıtlaSilsu anda yanimda eldiven taşımam gerektiğine karar verdim.
YanıtlaSilgüzel bir konuya değinmişsiniz mirim... bir de katı sabun olayı var ki tam bir bakteri, mikrop yuvası. temizlenebilmek için kirlenmek.... yanımdan dezenfekte edici jelimi ayırmıyorum mümkün mertebe dışarıdayken. tabi o da gerçekten güvenebileceğim bir marka olmalı. hatta tanıdık doktorlardan tedarik ediyorum çoğunlukla. tümden sorunu çözmese de büyük oranda yararlı oluyor, tavsiye ederim.
YanıtlaSiltamamen katılıyorum..
YanıtlaSiltemizlik konusu eğitim olmalı okullarda.
sabun dahi iletkenmiş. birde başkalarının kullandığını düşünün.
eğitici bir yazı olmuş.google da en üst sıralarda çıkmalı..
sağlıcakla...
offf,jel sanırım birizacık da olsa çözüm olur ama nereye kadar???
YanıtlaSil