David Lynch'in filmlerini çoğunlukla kendi içinde tutarlı olan dünyalar yarattığı için izlemeyi seviyorum. Inland Empire gibi tahammül sınırlarını zorlayan filmine, Wİld at Heart gibi saçma sınırını zaman zaman geçmiş filmine rağmen onu ürettiklerini izlemeyi seviyorum. Filmlerinde güzel bir iş bölümü var, bir öykü anlatıyor ve size çaktırmadan sorular soruyor. Film bittikten sonra sorduğu soruların cevaplanması işi seyircisine düşüyor.
Son zamanlarda The Interview Project'inden büyük keyif aldığımı söylemeliyim. Almanya ayağını da son aylarda çekmeye başladı sanırım.
Onunla ilgili yazılan yazıları ve kitapları da okuyorum elime geçtikçe. Ancak filmleri ile ilgili beni rahatsız eden bir detay var ki, yıllardır okuduğum hiçbir yazıda kimsenin bu konuya takılmamış olduğunu farketmek benim için hayli şaşırtıcı. Lynch son derece steril bir dünya yaratıyor, içinde bir o kadar akıllara durgunluk verecek açıklaması güç olay gerçekleşiyor. Lynch'in izin vediği acaiplikleri görüyoruz. Ancak Lynch filmlerinin hiç birisinde bir adet olsun zenci rolü görmediğimi her yeni filminde bir kez daha farkediyorum. Yönetmen zencisiz bir dünya mı özlüyor, ırkçı mı? Seyircisinin gözüne sadist katillerin altını üstüne getirdiği dünyaları dayıyor ancak nedense o dünyalarda bir tane bile zenci adam/kadın olmuyor.
Bir de filmlerinde hiç gay karakter gördünüz mü?
Ne kadar steril bir dünya bu. Zencilerin ve homoseksüellerin giremediği bir dünyası var David Lynch'in.
Tuhaf değil mi?
Lynch'in filmlerini severim. Bana Bunuel'i anımsatır. Irkçı mıdır değil midir bilmiyorum fakat kullandığı karakterler son derece itici. Bunu özelikle yaptığını düşünüyorum. Belki de zencileri ve gayleri çok sevdiği için yer vermiyordur filmlerinde:)
YanıtlaSil