20 Mart 2011 Pazar

Sakızdaki Tehlike

Çocukluğumda sakıza çiklet derdik, sonradan bir sakız kelimesi peydahlandı, tabi hafızam beni yamultmuyorsa. Seneler sonra öğrendim çiklet kelimesinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Cabdbury Adams firmasının üzettiği Chiklets markalı sakızdan dilimize geçtiğini.

Sakkız çiğnemeye dair hislerim nötr, sevdiğimi söyleyemem arada atıyorum ağzıma bir tane. Bolca naneli ve şekersiz.

İlkokulda okurken sakız çiğneyenler arasında balon yapma merakı vardı ben bir türlü sakızımla balon yapamadığım için bir eziklik hissederdim. Ben bu konuda komplekslere kapıladurayım çocuklar teneffüslerde kim daha büyük balon yapacak, kim bir dakikada daha çok balon şişirip patlatacak yarışına kaptırıyorlardı kendilerini. Şak şak şal patlıyordu o balonlar. Sinir oluyordum kendime bu beceriksizliğimden ötürü. Bir kenarda gizlice şişireyim belki başarılı olurum diyordum ama yok olmuyordu bir türlü. Bir gün şişirdim ama nerede duracağımı bilemediğimden suratımda patladı koskoca balon. O dönem erkek çocuklarında uzun saç modaydı. Kahküllerimin ortasında asılı kaldı sakız. Nasıl utandım, bütün ikindi sınıfta ufaldım ufaldım sıramın gözüne girdim neredeyse. Öğretmenim hoş bir kadındı ilişmedi bu halime.

Saça yapışan sakız ne zor çıkıyor bilseniz eminim halimden anlardınız. Kabahat işlerken yakalanmıştım sanki ve yüzüme bakan herkes sakız patlatamadığımı anlıyordu. Eve gelince koptu kızılca kıyamet o saçtan o sakız çıkasıya nasıl canım yandı anlatamam. Anneannem kolonya ile müdahale etti, bişeyler yaptı da çıktı. Okulda sakız patlatma girişimlerime dur dedim böylelikle. Evde çiğnediğimde ise eğer çiğnersem nıyıklarımın çıkmayacağı endişesini yüklediler sırtıma. Bıraktım sakızı makızı.

Mabel sakızı revaçtaydı o sıra. Arap kızlı olan işte. Lezzeti bir hoştu, diğerleri gibi ufacık paketinden çıkınca sert olmuyordu hep yumuşaktı. Sonra Tipitip markası belirdi, ardından Dandy. Dandy markasını büyük kampanyalar ile duyurdular ama anasonlu bir tadı vardı. İğrenç geldi ilk denemede. Bıyığımın çıkmaması riskine karşın ara sıra gizlice denemlerim devam ediyormuş anlaşılan bunları anımsadığıma göre.

Bir de büyükler hep ikaz ederdi sakız çiğnerken sakın ola yutmayasın diye. "Neden" diye sorardım saf saf. "bağısakların birbirine yapışır" derlerdi. Bu yanıtı pek mantıklı bulurdum. Sakızı yutmaktan korkardım. Yine de bir kere ilkokul üçte falanım sanırım. Bir akşam evde sakız yuttum. Korkumdan kimselere söylemedim. Sabahı zor ettim. Okula gelince sıra arkadaşıma başıma geleni anlattım. "Ooo!! Ben de çok yuttum birşey olmuyor" dedi. Bunu duyunca rahatladığım ıhatırlıyordum. Haklıydı. Bana da bir şey olmadı zaar.

Gelelim sakızdaki tehlikeye. Sakız yutmayı tehlikeli bilin ama nedenini bana sormayın. Söyleyemem.




5 yorum:

  1. ayakkabıma yapısırsa cok pis küfrederim bak sakız ciklet dinlemem

    YanıtlaSil
  2. Çok iprenç oluyor.. nefret ederim :(

    YanıtlaSil
  3. nasıl severim sakız çiğnemeyi, hemi de şakır şakır ve balon yaparak, patlatarak. bugünlerde içe doğru balon yapıp kese kağıdı patlatır gibi gürültü çıkartmayı buldum. çok eğleniyorum. malesef etrafımdakiler çok iğrenç buluyor:-( çiklet çok yakında mahfıma sebep olacak.

    YanıtlaSil
  4. İlginç, farklı ve güzel bir yazı, resim de öyle. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  5. Asla tahammül edemediğim şeylerden biri de yanımda sakız çiğnenmesidir. hele birde patlata patlata çiğneniyorsa hemen orayı terkederim. adını duymak bile tüylerimi diken diken ediyor.

    YanıtlaSil

Yorumlar