15 Ekim 2011 Cumartesi

Vladimir'e Mektuplar - 8

Güzel kardeşim Vlademir,

Şahsen ben yeni yıldan pek bir şey beklemiyorum. Şöyle ki: "Doğuştan getirdiğimiz tek bir kusur var: Hepimiz mutlu olmak için dünyaya geldiğimize inanıyoruz... Bu kusurumuzu gidermedikçe…. Dünya gözümüze çelişkilerle dolu bir yer gibi görünecektir. Çünkü her adımımızda, ister büyük, ister küçük bir şey yapmış olalım, dünyanın ve insan hayatının, insanların mutlu bir yaşam sürdürmelerine olanak verecek biçimde tasarlanmadığını anlayacağız… İşte bu yüzden neredeyse bütün yaşlıların yüzlerinde aynı ifadeyi, yani düş kırıklığını görmek mümkündür." (Shopenhauer demiş bunu.) Ama yine de, trajedi alıp başını gitmez umarım. Sevgiler.

Otorite ile ilgili yaptigin tüm saptamalara katılıyorum. Bir eksiklikten doğuyor. Söz geçirme, adam sayılma eksikliğinden. Bu tür insanların geçmişlerinde psikoljik bir ezikliği vardır mutlaka. Benimde otorite ile ilgili sıkıntılarım olmadı değil, genelde hep dengede durmak -dengede tutmak zorunda kaldım arada. Senin otorite ilgili sıkıntını anlamamak imkansız olur Vladimir..Sen indigosun çünkü. Bence...

"Kabahat senin demeye de dilim varmıyor ama Kabahatin çoğu senin canım kardeşim" diye biten bir şiiri anımsadım bunları okuyunca.. Herkesin kızı iyi, gelini kötüdür değil mi? o halde bu çürük yumurtalar kimin ki..Onları da biz yetiştirmedik mi. Bütün çocukların sorusudur, NEDEN.. bitmek tükenmek bilmeksizin sorarlar Neden, neden, neden.. Otoriteyi hiçe sayan bir masumiyetle... şimdi hep beraber bu çocuklara verilen cevapları bir düşünelim.. Kabahat bizim demeye de dilim varmıyor ama Kabahatin çoğu bizim canım kardeşim.


Gece, yıldızlarla konuşmak ve hafızayı tazelemek içindir. kötülerin arasından iyiyi seçmek, içindeki çocuğu iyi ile teselli etmek, üstüne yıldızları sermek, köşesine çekilip huzurla uyumasını beklemek... Hepsi kısacık bir ana sığar. Yıldızlar gecenin büyüsüdür. Hepsi ayrı bir hikaye anlatır. Bu yüzden geceler hikayeleri duyanlar için güzeldir. Mutlu bayramlar:))

Anneannemin bayram mesajı:

Yer : Anneannenin malikanesi

Zaman: Bayramın üçüncü akşamı.

Olay mahali: Oturma odası

Son misafirler gitmiştir.. herkes yorgun ve tek bir dilekte birleşmiş gözlerle birbirlerine bakmaktadır.. 'pijamalarımızı giysek ve uyusak..' Tam o anda anneanne yine bombayı patlatır: "Bayram bayram dedik.. Kurban Bayramı da geçti.. şu ömrüme (yaş 65) kaç kurban bayramı sığdırdım.. ömürler geçiyor, bayram geçmiş neyime.."

Sonuç: Derin bir sessizlik.. En derininden..


Ah geceler... her şeye şahit geceler... ömrümü heceler..



"Ağlarken notalı ağlarmışım." ben burda boğuluyordum gülmekten. Öyle ki notalı tükürük saçtım sol anahtarı ön saflarda yer aldı =)


Yazı da fotoğraf da çok etkileyici Vladimir. Dediklerin de çok doğru. Hepimizin öldürdüğü hayalleri var maalesef. Ama biraz Polyannacılık yapalım ya. Üzül, hüzünlen, nereye kadar? Kaybettiğimiz hayallerimizin yerine yenilerini de koymuyor muyuz sonuçta? Of çok derin bir konu oldu bu Vladimir ya. Amma da acıyan bir yaraymış bende :( Fonda da "Anlamazdın" var zaten. Damardan oldu şimdi bu..

Körlük... Kendine bakmadan başkalarına çekidüzen verme çabası! Körlük... kendine bakmadan ucuz kahraman yaratan yığının bakışı!

Bu bence çok yaşlı, keyfine ve boğazına düşkün bi sincap.. Biraz evvel aynı adamın elinden tavuklu mayonezli soğuk sandviçini yemiş, şarabını içmiş, üzerine de bir miktar su içiyor. hani yarasın diye. aslında resmin görünmeyen tarafında ona tepside kahve ikram etmeyi bekleyen biri de vardı ama o çıkmamış. Bi ihtimal babası koala annesi tavşandı. Bir aşk ve keyif gecesinin ürünüydü. :)


Nasıl mutlu oluyorum böyle. Sessizce girdiğim blogunda, yazılarının arasında seni tanımaktan ve kelimelerinle kurduğum dostluktan inanılmaz bir keyif alırken, şimdi cümlelerin içinde geçmek mutlu ediyor. Madonna'nın öptüğü Britney gibiyim adeta. :) Teşekkürler..

Kendimi bildim bileli her gece böyle bir sorgularım beynimi, yüreğimi. Naptın bugün diye? yarın ne yapacaksın diye. Hayatım planlar seçimler hep geceleri olgunlaşır. he gece dünü o günü ve yarını düşünüyorum. Uyumam zaman alsa da. her gece istemsiz 1 ile 3 arası uyanıyorum bir zamandır. İnsan çok farklı boyutlara girince çıkması uzun zaman alıyor. Bir iki üç derken alışkanlık halini alıyor. memnunmuyum evet.

Ben de küçükken bizim sokağı boydan boya kaplayan resimler, daha çok da kocaman gözlü kız suratları çizerdim, bir kaşı boyumdan büyük o derece! Sonra da apartmanın ikinci katına çıkar, aşşağı bakardım nasıl görünüyor diye. Bir gün bir helikopter geçerse belki görür diyede bir baloncuk yapar içine-annene babana selam söyle yazardım! (hangi mantıkla düşünüyordum hala çözmüş değilim! :)) Ve hiçbir araba geçmesin diye dua ederdim. Tebeşirlerim sarı kayalardan dı. O zamanlar beyaz tebeşirler kolay bulunmazdı. Bazen üzerine park edip resmi kapatırlardı. Çok üzülürdüm :(( Yalnız bir amca vardı hiç unutmam park etti, arabadan indi, resmi görünce tekrar arabaya binip oradan başka yere park etmişti. Çocukken yapılan şeylere değer verilmesi bir ömür unutulmuyor! ellerine sağlık Vladimir, bize eskileri hatırlattığın için sağol! :)




Muhteşem bir dostluk hikayesi Birgün kurnaz olan arkadaş diğer arkadaşının yanına giderek işlerinin bozulduğunu söylemiş ve ondan borç para istemiş. Saf arkadaş ise onu kırmamış ve elindeki bütün parasını ona vermiş. Arkadaşı bu parayla işlerini düzeltmiş.Bir süre sonra kurnaz saf arkadaşının yanına giderek evlenmek üzere olduğu nişanlısını ondan istemiş.Saf arkadaş ise onu kırmamış ve nişanlısını üzüle üzüle ona vermiş. Bir gün saf olanın işleri bozulmuş ve kurnaz arkadaşından iş istemeye gidmiş kurnaz arkadaşı ona iş vermemiş. Saf ise pişmanlık ve üzüntü duymuş.Bir gün saf sokakta dolaşırken bir adam görmüş.Adam hastaymış ve saftan ilaçlarını almasını istemiş. Saf hemen adamın ilaçlarını almış fakat adam ölmüş ve adam bütün mirasını safa bırakmış. Artık saf zenginmiş.Bir gün safın kapısı çalmış.Yaşlı bir kadın aç olduğunu söyleyerek ondan yemek istediğini söylemiş. Saf hiç düşünmeden kadını içeri almış karnını doyurmuş.Kadının yalnız olduğunu öğrenince kadının evinde kalmasını düşünmüş. Bu fikri kadına söylediğinde kadın çok sevinmiş ve artık ev işleriyle ilgilenmek üzere eve taşınmış.Yıllar geçer yaşlı kadın safı bir kızla evlendirir. Artık düğün devetleri hazırdır. Tabi ki bizim saf kurnaz arkadaşı unutmadı. Ona da bir kart gönderdi. Düğün zamanı geldiğinde kurnaz arkadaşı da ordaydı.Saf bir ara mikrafonu eline alarak “bir zamanlar çok sevdiğim br arkadaşım vardı. Benden borç para istedi hiç düşünmeden verdim. Sonra benden çok sevdiğim nişanlımı istedi, arkadaşım için değer dedim nişanlımı da ona verdim. Sonra birgün işlerim bozuldu arkadaşımdan iş istemeye gittim bana iş vermedi. Ama ben yine de arkadaşıma kızmıyorum çünkü biz gerçek dostuz” dedi.Bu konuşma üzerine kurnaz mikrofonu alır “evet ondan para istedim. Nişanlısını istedim çünkü ona layık değildi (hayat kadınıydı). Benden iş istedi vermedim çünkü ona emir veremezdim. Sokakta gördüğü adam benim babamdı. Babamın bütün mirasını arkadaşıma bıraktım. Kapısını çalan yaşlı kadın benim annemdi. Ona arkadaşlık etsin diye ben gönderdim. Şu an evleneceği kız da benim kız kardeşim” dedi.“Değerli misafirler işte biz böyle bir dostuz…” Böyle dostlar kaldı mı ?

Her evin bir öyküsü vardı. Geçen gece sigara içmek için balkona çıktım. Bazılarının ışıkları yanıyor bazılarının ki sönüktü. Sigaramı içerken o evlerde ne acılar ne hüzüntülerini ne mutlulukları yaşanıyor kimbilir dedim. O evlerde birileri yaşamının son nefesini veya en güzel anılarını yaşıyorlar ve bunu sadece o duvarlar şahit oluyor..

Usta ben Serdar Turgut'u çok severim. Ve okurken çok keyif alır gülerim. Aynı keyifi senden alıyorum bu tip komik yazılarında. sevgiler.

"Bu rüyayı birisi bana yorumlayabilir mi acaba?" Yapacağım ben bunu ya eğlenceli olabilir. :) Yalnız uyarayım bu işlerden anlamam. Sadece içimden geçenlerdir yazacaklarım. Hem kafam da dağılsın, işyeri yeterince sıkıcı... Eveeeet başlayalım: Evde olduğunu görmen bir özlemi gösteriyor olabilir. Kendini daha fazla ait hissettiğin yerlere ve şeylere olan özlemini... yıkanmak isteği ise seni yoran, sıkan şeylerden arınma isteği olarak açıklanabilir. Su görmek iyidir ama bulanık su sıkıntı ve derttir. Fakat rüyandaki genel yorumum güzel günler göreceğin yönünde. Bir maddi sıkıntı varsa ondan da sıyrılabilirsin. Banyonun mutfak ile bahçe arasında oluşu bu sıkkınlığın hayatının genelinde söz konusu olduğuna işarettir. Yani bütün temel yaşam alanlarında... Burada arınma sürecinin uzun olduğunu gösteren şey uzun ve geniş hol sanki... sana zor gelen bir mücadelen olabilir ya da böyle bir mücadeleyi yeni tamamlamış olabilirsin. Ancak buna rağmen fazlaca umutlusun. Aydınlık görmek iyidir. :) Ne olursa olsun umudun bitmiyor sanki. Biri temiz biri boş olan küvetler senin seçimlerini gösteriyor. Kendine iki farklı yol çizebilirsin, sen en baştan başlamak yerine, geçmişten getirdiğin yolun devamına gitmek istiyorsun. Ancak bunu yaparken de temkinli ve daha sağlam adımlarla hareket etmen gerektiği yönünde bir düşüncen var. Bunu sana senin dışındaki kimseler dikte ediyor olsa da esasında sen de çaktırmadan böyle düşünüyorsun. Kadının önce seslenip sonra yok olması bunun göstergesi olabilir. Kendi sesini duy istemiştir. Mutfağın Mc Donalds olmasına bir anlam yükleyemedim , çok fazla anne yemeği yemekten fast food u özlemiş olabilir misin acaba? :)Rüyanın Mc Donalds'lı kısmına yorum yapamadım kusura bakma ama o kadar saçma ki kelimelerim yetmedi. :) Hayatındaki zihin dağınıklıkların, kopuşların olabilir bunlar çünkü banyoya geri döndün. “Az evvel dibi gözüken tertemiz küvetteki suyun rengi değişiyor.” demişsin. Hani başlangıçta söyledim ya iki seçeneğin olduğunu düşünüyorsun; birisi geçmişten gelen yolun ve diğeri de yeni olabilecek bir seçenek diye. Bu seçimlerin arasında yer alabilecek yeni yolun da bulanabileceğini düşünüyor olabilirsin, kısacası o da sana pek kolay gözükmüyor. Alışkanlıklarından kolay kopamayan, hayatının düzenini kolay kolay değiştiremeyen bir insan mısın acaba? Bir yandan da zorluklarla mücadele edebilen bir yapıya sahipsin ancak bu her zaman hazır olduğun bir şey değil gibi. Ancak hayatının bazı anlarında kendini olduğundan bile daha güçlü hissediyor olabilirsin. Bir anda üçer beşer tahtaları temizlemeye başlaman bundan olabilir. Ancak bunu yapmaktan sıkılman bu kuvvetini bir süre sonra yitirdiğini hissetmenle ilgili olabilir. Yani bezginlik baş göstermiş. Sen bir sorunu çözüp olayı kapatmak isteyen birisin sanırım, eğer o sorun katlanarak artıyorsa onu çözmekten vazgeçip kurtulmaya ya da kaçmaya çalışıyor olabilirsin. Kadına gelince, tüm bunları yaparken, bu hayatı yaşarken gerçekten yanında olmasını istediğin, değer vermek istediğin bir kadın olsun istiyor olabilirsin. Bu insanla bütünleşme isteğin olabilir, sesinizin bir olması bunun göstergesi olabilir. Böylece hayatın altından daha kolay kalkabilirsin belki (küvetteki su seviyesinin düşüsü) Ancak dikkat et kendini kaptırabilirsin, kadıncağız seni uyarmış, daha napsın! :) Yani bana şunu da yaptırdınız ya, salon kadını çizgimden çıkıp falcı bacı imajına büründüm! Olsun ben keyif aldım umarım size de keyif verir. :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar