Güzel kardeşim Vlademir,
Şahsen ben yeni yıldan pek bir şey beklemiyorum. Şöyle ki: "Doğuştan getirdiğimiz tek bir kusur var: Hepimiz mutlu olmak için dünyaya geldiğimize inanıyoruz... Bu kusurumuzu gidermedikçe…. Dünya gözümüze çelişkilerle dolu bir yer gibi görünecektir. Çünkü her adımımızda, ister büyük, ister küçük bir şey yapmış olalım, dünyanın ve insan hayatının, insanların mutlu bir yaşam sürdürmelerine olanak verecek biçimde tasarlanmadığını anlayacağız… İşte bu yüzden neredeyse bütün yaşlıların yüzlerinde aynı ifadeyi, yani düş kırıklığını görmek mümkündür." (Shopenhauer demiş bunu.) Ama yine de, trajedi alıp başını gitmez umarım. Sevgiler.
Otorite ile ilgili yaptigin tüm saptamalara katılıyorum. Bir eksiklikten doğuyor. Söz geçirme, adam sayılma eksikliğinden. Bu tür insanların geçmişlerinde psikoljik bir ezikliği vardır mutlaka. Benimde otorite ile ilgili sıkıntılarım olmadı değil, genelde hep dengede durmak -dengede tutmak zorunda kaldım arada. Senin otorite ilgili sıkıntını anlamamak imkansız olur
"Kabahat senin demeye de dilim varmıyor ama Kabahatin çoğu senin canım kardeşim" diye biten bir şiiri anımsadım bunları okuyunca.. Herkesin kızı iyi, gelini kötüdür değil mi? o halde bu çürük yumurtalar kimin ki..Onları da biz yetiştirmedik mi. Bütün çocukların sorusudur, NEDEN.. bitmek tükenmek bilmeksizin sorarlar Neden, neden, neden.. Otoriteyi hiçe sayan bir masumiyetle... şimdi hep beraber bu çocuklara verilen cevapları bir düşünelim.. Kabahat bizim demeye de dilim varmıyor ama Kabahatin çoğu bizim canım kardeşim.
Gece, yıldızlarla konuşmak ve hafızayı tazelemek içindir. kötülerin arasından iyiyi seçmek, içindeki çocuğu iyi ile teselli etmek, üstüne yıldızları sermek, köşesine çekilip huzurla uyumasını beklemek... Hepsi kısacık bir ana sığar. Yıldızlar gecenin büyüsüdür. Hepsi ayrı bir hikaye anlatır. Bu yüzden geceler hikayeleri duyanlar için güzeldir. Mutlu bayramlar:))
Anneannemin bayram mesajı:
Yer : Anneannenin malikanesi
Zaman: Bayramın üçüncü akşamı.
Olay mahali: Oturma odası
Son misafirler gitmiştir.. herkes yorgun ve tek bir dilekte birleşmiş gözlerle birbirlerine bakmaktadır.. 'pijamalarımızı giysek ve uyusak..' Tam o anda anneanne yine bombayı patlatır: "Bayram bayram dedik.. Kurban Bayramı da geçti.. şu ömrüme (yaş 65) kaç kurban bayramı sığdırdım.. ömürler geçiyor, bayram geçmiş neyime.."
Sonuç: Derin bir sessizlik.. En derininden..
Ah geceler... her şeye şahit geceler... ömrümü heceler..
"Ağlarken notalı ağlarmışım." ben burda boğuluyordum gülmekten. Öyle ki notalı tükürük saçtım sol anahtarı ön saflarda yer aldı =)
Yazı da fotoğraf da çok etkileyici
Körlük... Kendine bakmadan başkalarına çekidüzen verme çabası! Körlük... kendine bakmadan ucuz kahraman yaratan yığının bakışı!
Bu bence çok yaşlı, keyfine ve boğazına düşkün bi sincap.. Biraz evvel aynı adamın elinden tavuklu mayonezli soğuk sandviçini yemiş, şarabını içmiş, üzerine de bir miktar su içiyor. hani yarasın diye. aslında resmin görünmeyen tarafında ona tepside kahve ikram etmeyi bekleyen biri de vardı ama o çıkmamış. Bi ihtimal babası koala annesi tavşandı. Bir aşk ve keyif gecesinin ürünüydü. :)
Nasıl mutlu oluyorum böyle. Sessizce girdiğim blogunda, yazılarının arasında seni tanımaktan ve kelimelerinle kurduğum dostluktan inanılmaz bir keyif alırken, şimdi cümlelerin içinde geçmek mutlu ediyor. Madonna'nın öptüğü Britney gibiyim adeta. :) Teşekkürler..
Kendimi bildim bileli her gece böyle bir sorgularım beynimi, yüreğimi. Naptın bugün diye? yarın ne yapacaksın diye. Hayatım planlar seçimler hep geceleri olgunlaşır. he gece dünü o günü ve yarını düşünüyorum. Uyumam zaman alsa da. her gece istemsiz 1 ile 3 arası uyanıyorum bir zamandır. İnsan çok farklı boyutlara girince çıkması uzun zaman alıyor. Bir iki üç derken alışkanlık halini alıyor. memnunmuyum evet.
Ben de küçükken bizim sokağı boydan boya kaplayan resimler, daha çok da kocaman gözlü kız suratları çizerdim, bir kaşı boyumdan büyük o derece! Sonra da apartmanın ikinci katına çıkar, aşşağı bakardım nasıl görünüyor diye. Bir gün bir helikopter geçerse belki görür diyede bir baloncuk yapar içine-annene babana selam söyle yazardım! (hangi mantıkla düşünüyordum hala çözmüş değilim! :)) Ve hiçbir araba geçmesin diye dua ederdim. Tebeşirlerim sarı kayalardan dı. O zamanlar beyaz tebeşirler kolay bulunmazdı. Bazen üzerine park edip resmi kapatırlardı. Çok üzülürdüm :(( Yalnız bir amca vardı hiç unutmam park etti, arabadan indi, resmi görünce tekrar arabaya binip oradan başka yere park etmişti. Çocukken yapılan şeylere değer verilmesi bir ömür unutulmuyor! ellerine sağlık Vladimir, bize eskileri hatırlattığın için sağol! :)
Muhteşem bir dostluk hikayesi Birgün kurnaz olan arkadaş diğer arkadaşının yanına giderek işlerinin bozulduğunu söylemiş ve ondan borç para istemiş. Saf arkadaş ise onu kırmamış ve elindeki bütün parasını ona vermiş. Arkadaşı bu parayla işlerini düzeltmiş.Bir süre sonra kurnaz saf arkadaşının yanına giderek evlenmek üzere olduğu nişanlısını ondan istemiş.Saf arkadaş ise onu kırmamış ve nişanlısını üzüle üzüle ona vermiş. Bir gün saf olanın işleri bozulmuş ve kurnaz arkadaşından iş istemeye gidmiş kurnaz arkadaşı ona iş vermemiş. Saf ise pişmanlık ve üzüntü duymuş.Bir gün saf sokakta dolaşırken bir adam görmüş.Adam hastaymış ve saftan ilaçlarını almasını istemiş. Saf hemen adamın ilaçlarını almış fakat adam ölmüş ve adam bütün mirasını safa bırakmış. Artık saf zenginmiş.Bir gün safın kapısı çalmış.Yaşlı bir kadın aç olduğunu söyleyerek ondan yemek istediğini söylemiş. Saf hiç düşünmeden kadını içeri almış karnını doyurmuş.Kadının yalnız olduğunu öğrenince kadının evinde kalmasını düşünmüş. Bu fikri kadına söylediğinde kadın çok sevinmiş ve artık ev işleriyle ilgilenmek üzere eve taşınmış.Yıllar geçer yaşlı kadın
Her evin bir öyküsü vardı. Geçen gece sigara içmek için balkona çıktım. Bazılarının ışıkları yanıyor bazılarının ki sönüktü. Sigaramı içerken o evlerde ne acılar ne hüzüntülerini ne mutlulukları yaşanıyor kimbilir dedim. O evlerde birileri yaşamının son nefesini veya en güzel anılarını yaşıyorlar ve bunu sadece o duvarlar şahit oluyor..
Usta ben Serdar Turgut'u çok severim. Ve okurken çok keyif alır gülerim. Aynı keyifi senden alıyorum bu tip komik yazılarında. sevgiler.
"Bu rüyayı birisi bana yorumlayabilir mi acaba?" Yapacağım ben bunu ya eğlenceli olabilir. :) Yalnız uyarayım bu işlerden anlamam. Sadece içimden geçenlerdir yazacaklarım. Hem kafam da dağılsın, işyeri yeterince sıkıcı... Eveeeet başlayalım: Evde olduğunu görmen bir özlemi gösteriyor olabilir. Kendini daha fazla ait hissettiğin yerlere ve şeylere olan özlemini... yıkanmak isteği ise seni yoran, sıkan şeylerden arınma isteği olarak açıklanabilir. Su görmek iyidir ama bulanık su sıkıntı ve derttir. Fakat rüyandaki genel yorumum güzel günler göreceğin yönünde. Bir maddi sıkıntı varsa ondan da sıyrılabilirsin. Banyonun mutfak ile bahçe arasında oluşu bu sıkkınlığın hayatının genelinde söz konusu olduğuna işarettir. Yani bütün temel yaşam alanlarında... Burada arınma sürecinin uzun olduğunu gösteren şey uzun ve geniş hol sanki...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlar