Bazı nankör izmirliler belediyeyi ve faalitelerini kıskanmaya, kıskandıkları yetmiyormuş gibi belediye hakkında bu şehre yıllar yılı adam gibi bir çivi çakmadıkları dedikodusunu uydurmaya devam ediyorlar. Bu kıskanç insanlarla yüzyüze kaldığımda onları paylıyorum, kıskançlıklarını yüzlerine vuruyorum ve belediyemizin en son icraatlerinden örnekler veriyorum. Diyecek laf bulmadıkları için kalakalıyorlar.
Şimdi bazı münasebetsizler diyor ki yağmur biraz haşin yağdığı zaman bu güzide şehrin en mutena yerleri de en salaş kenarları da sular altında kalıyormuş, güya her yanı su basıyormuş da, bu kadar su içinde hızlı bir evrim geçirip amfibik bir yaratığa dönüşmekten korkuyırlarmış. Bak bak bak, laf mı bu şimdi. Belediye mi yağdırıyor yağmuru, yağmasaydı, su basmasaydı, 1995 yılından beri neredeyse her yağmurda bu bahsi açmanın ne manası var ki, gidin yüzme öğrenin kardeşim. Suyun nereleri bastığını bile bile hala ısrarla oralarda dükkan açmaya, o yerlerde ikamet etmeye ne gerek var ki. Sırf sorun çıksın diye mahsus oralarda eğleşiyorlar ki maksat sorun çıksın bunlar konuşsun.
Koskoca şehirde su içseler, pet şişeyi atacak yer, dürüm yeseler kağıdını atacak çöp kutusu olmadığını iddia ediyorlar. Siz çöp yaratmaktan başka neye yararsınız kardeşim? Belediyenin işi kalmamış da çöp kovası koyacakmış. Çöpleri atamamaktan şikayet edeceğinize sizlere sokaklarda su içip dürüm yedirten bu saçma zihniyetten arının. Unutmayın çöp yaratmazsanız, atılacak çöp olmaz, çöp olmayınca da suçlanacak kimse kalmaz. Çerden çöpten laf kalabalığı bunlar.
Deniz kenarındaki, vapur iskelelerinin etrafındaki kedi iriliğindeki lağım farelerini öldürmediklerini, bunların hızlı biçimde ürediklerini, diğer hayvanlara türlü hastalık bulaştırıp, insanlara da geçebilecek bir salgın başlatacağını iddia eden ne dediğini bilmez grup insan türü de var malesef. Sanırsınız ki fare ırkınna nüfus sayımı yapmışlar, gördüğü göreceği olsa olsa bir tane mazlum faredir. Hay allahım ya belediye de o mazlumu niye öldürsün ki, gülerim buna. Belediye insanlara hizmet için burada, hayvanlara ötenazi yapmak için değil. Hem bu lafı edenler hayvan prsikolojisinden bir gıdım anlasalar böyle konuşmazlar. Fare dediğimiz hayvanat türü aslında o kadar zeki ki, o kadar akıllı ki öleceği zamanı biliyor, eceli gelince kendiliğnden ölüyor zaten. Masum hayvanı öldürmek de ne oluyor, cani bunlar.
Şehrin kelleştiğini, yıllardır şehrin içinin yeşillendirilmediğini iddia eden bir grup lüzumsuz insan var. Hatta geçenlerde izmirli bir hanım sanatçı TV ekranına çıkmış, utanmadan İzmir güzel şehir ama yeşil değil, hiç ağaç dikmiyorlar diye yakınıyor. Sana ne kardeşim? O kadar para kazanıyorsun çok istiyorsan kendin dik. Şimdi buna sorsalar hayatında kaç ağaç diktin diye, adam gibi bir cevap veremez, bir dikili ağacı yoktur bunun. Kalkmış aklı sıra halkı kışkırtacak. Hem halk ne anlar. Yeşil diye tutturmuşlar, modadan benim kadar en anlamıyanı bile bu sene yeşilin moda olmadığını gayet iyi biliyor olmalı. Yewliş diye tutturup şekri rüküşleştirmenin alemi yok.
Bir de belediyenin olanaklarının kısıtlı olduğunu o yüzden hiç bir iş yapılamadığını söyleyenler var ki onlara artık kıl olmamak mümkün değil. Hayır efendim olanaklar kısıtlı değil. Bilakis ekonomi tıkırında. Hal ve vakit o kadar iyi olmasa artık rutine binmiş kaldırım taşı döşeme işi nasıl yapılıyor sanıyorsunuz. Çakıl taşı ile değil, parayla yapılıyor elbette. Belediyemiz sağolsunlar, bu sene de deniz kenarındaki olağan kaldırım taşı yenileme hizmetini aksatmadı. Deniz kenarlarındaki taşlar kaldırılıp atıldı, betonlandı, ve üzeerlerine bu sefer bir önceki penbe renkli taşlarıdan daha da güzel karolarla döşendi döşenecek. Bu kadar sık aralıklarla kaldırım taşı yenileyen kaç belediye var bu ülkede? Nankörlük etmeyelim lütfen. ayıp oluyor.
yakında bizim de şehrimiz olacak bu güzide ilimiz ile ilgili daha iç açıcı haberler yayınlayın lütfen sayın Vladimir. İçimiz bir huzur bulsun yani :) hem ayrıca o kaldırımları değiştirme ritüeli bizim burada da var!
YanıtlaSilAnnem bizi Lise 2. sınıfa kadar her Eylül İzmir Fuarına götürürdü..2 saatlik bir yolculuğun ardından bol Palmiye ağaçlı fuarı bir an evvel görebilmek için sabırsızlanırdım..Halen daha aynımı acaba orası? ..
YanıtlaSilher belediyenin alışkanlıkları var. misal, bizimkiler 10 yıldır metro inşa ediyorlar da ediyorlar. bitiremediklerinden mi? hayır. o inşaat artık şehrin kültürünün bir parçası, hayatın akışında mühim bir ayrıntı olduğu için. iki ayda bir yolları kazmaları da keza öyle. gıkımızı bile çıkarmıyoruz biz. kültür yozlaşmasını sevmiyoruz çünkü. sizinkiler de sussun, alışkanlıklara gereken saygıyı göstersin bence. kınadım şahsen.
YanıtlaSilTürkiye'de şu dönemde en zor iş her türlü destekten mahrum bırakılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığını yürütmek..
YanıtlaSilÇınar;
YanıtlaSilSİz korkmayın gelin. Şehir güzel, insanlar güzel, rehvet fazla olduğu için belki de yaratıcılıklara durgunluk gelmiş olabilir. :)
Deja Vu;
YanıtlaSilFuara neredeyse on yıldır gitmemeye çalıştım. Orası artık koskocaman bir otoğark, ağaçlar duruyor ama. Fuar olanı olarak da kullanılıyor ama eskinin coşkusu ve güzelliklerini pek korunamadı.
Mefisto;
YanıtlaSilKıskandıkları için tepkilenenler var, yoksa o kaldırımların dili olsa da konuşsa :)
1Yokmu;
YanıtlaSilKesinlikle katılıyorum ama expoyu kaçırmayı da çekişmelerle başardıkları gibi halkın desteğine ve içleri bulundukları zor koşullara rağmen ve kaynağa rağmen yıl aşırı kaldırım yen,ileyip paraya el değiştirtmek yerine daha yararlı bir işe çözüm yolund aminik bi adım atabilirler. Böyle bir şehir yağmurda cidden su cehennemine dönüyor beş dakikada. Yapılan bir şey de yok malesef. Ayrıca komşu şehir manisa da iktidardan destek alan bir belediye değil ancak son on yılda şehir çok gzüelleşti, alt yapılarını yenilediler, sorunlarını çzödüler, bütün tarihi eserlerini, bütün çöplük halinde kullanılan eski evler parka döndü falan filan
Deniz dönüp dönüp MAnisa'Yı örnek veriyorsun ben de dayanamayıp zıplıyorum. Hangi destek alamayan şehir abi; epi topu 2.5 senedir MHP'de. Daha geçen dönem AKP yönetmedi mi şehri?:) Manisa pek güzel çok güzel oldu dedin mi dur bir dakika derim.:)
YanıtlaSilTürkiye'deki bir çok şehrin temel sorunu alt yapı yetersizliği, bir tek İzmir'in değil.
Yerel yönetimlere ayrılan kaynaklar ve yerel yönetimlerin katkı payları konusunda İller Bankası ile Hazine Müsteşarlığının açıkladığı rakamlara bakıldığında: Verdikleri ile aldıkları oranında en büyük kazığı yiyen şehir İzmir'dir. Kentsel Dönüşüm Çalışmaları büyük maliyet isteyen işler. Öyle merkezi hükümet desteklemeden kolay kolay adım atamazsın. Dış kredi almaya kalkışsan, hadibidene de gör başına neler gelir. Yahu, adamlar "vayy sen okullara dağıttığın sütü neden Tire Koop.'tan aldın?" soruşturması bile geçiriyorlar kesin Eşşek Adasına mahkeme kurup yargılarlar. Haa çok mu iyi belediyecilikleri hayır, değil. Ama benim ölçütüm, aa bak diğerleri nassıll belediyecilik yapıyor olmaz hiçbir zaman.
Sen Expo diyorsun da... Bence iyi ki kaçtı, yoksa İnciraltı gidecekti.
Avram;
YanıtlaSilEvet haklısınbir kez yazıda bir de bu yazının altına yaptığım yorumda manisa'dan örnek verdiğim doğru. Manisa'nın şehri çok yaratıcı biçimde yaşanılır hale getirdiği de doğru. Ağaç dikmemeye mazeret anlamıyorum, şehrin göbeğinin kelleşmesini belediyenin seyirci kalmasını sonra da illaki CHP li diye halkın kusurları göz ardı etmeisni anlamıyorum.
Uğramakta oldukları haksızlıkları ayrı bir kefeye koyup onlar için üzzülüyorum. Ancaki hizmet konusunda uflu dar kalmış olmalarına sempati duymuyorum. Kendilerinden beklenen işeleri layıkı ile yerine getirmemeleri ayrı, uğradıkları soruşturmalar ayır. Soruşturmaya uüramaları kaldırımları yenilemelerini engellmemiş belli ki. Karşıyaka kıyı şeridinin parke taşlarının yenilenmesinin elzem olduğunu sanmıyorum en az dört beş yıl dah aidare ederdi pekala :)
Genelinde İzmir'in, özelinde KArşıyaka'nın belediyebaşkanları ve idarecilik anlamında yetersiz kişilerin elinde olduğuna katılıyorum. Ama bu yine sadece bu döneme ya da sadece CHP'ye özgü bir durum değil. Yıllardır böyle. Özfatura felaketini de yaşadı yahu bu şehir.:) Maalesef bir Eskişehir olamadı ki olamama nedenleri de malum. Ama tek nedenle bağıntılı işler değil bunlar. Onlarca faktörün bir araya geldiğinde ortaya çıkaracağı sonuçları yaşıyoruz. Sanayiisi yetersiz,işadamları basiretsiz,yöneticileri yeteneksiz olursa olacak olan da budur. Dün gece oldu muhabbeti. "Asfalt Osman" efsanedir güya! Oysa, altyapısı hazırlanmadan yollardaki arnavut kaldırımları sökülüp aslfaltlanan şehrin yolları ne olur? arıtma tesisleri hazırlanmadan şehrin hem sanayii hem evsel atıkları körfezedökülürse ya da... Yani, sorunlar on yıllık sorunlar değil. Şu parti bu parti meselesi de. Binail Yıldırım hazırlanıyor İzmir için. Diyelim seçildi(zayıf bir olasılık da değil,haberin olsun) ilk uygulanacak proje belli: Kadifekaleden Konak kıyısına kadar (kemeraltı dahil) imar mevzii planı yenilenmesi. Şimdi bu iyi mi kötü mü? kağıt üstünde bakarsan,iyi. Hele Tilkilik-İki çeşmelik hattını düşünürsen. Ama ya o planda öngörülen ticari alanın ve yenilemenin aslında bir rant kapısı olduğu, mevcut yer sahiplerini gözetmediği, İstanbullulara yeni alan açma çabası ise? Turanın ticari alan olmasına ne demeli? Hiçbir planlama yapılmadan. Yazık oluyor şehre.
YanıtlaSil