Herbiri birbirinden güzide TV kanallarımızdaki haber bültenlerini hazırlayanaları, ana haber bülteni saati geldi mi derin bir keder bulutu kaplıyor, onlar da bu bulutun arkasına saklanıyorlar. Zira bu değerli şahısların haber diye izleyici önüne koyacakları bir halt yok. Gündemden kopuk, gündeme eksiklikleri taşımaktan aciz insanlar çoğu. Bir çok iş kolunda proaktif olmayı başaramamak, çağdışı kalmak anlamına gelirken haber bülteni beyinleri proaktif olma kelimesinden bihaber vaziyetteler. Habercinin proaktif olamsı önüne konan şey haber değildir, kendi haberinin izini kendin sür, bul, yayınla olamlı bence.
Alın işte en son Fransa'nın saçma yasası, hani "bize göre yok hükmünde" olan şey. Aynı ülke Anadolu topraklarında ermenilere soykırım yapıldığı yönünde bir yasayı çıkardığında da şimdiki kadar yani orta şekerli bir celalllenme süreci yaşamıştı bu ülkenin zemberekli gündemi (-). Sonra on onbeş gün geçmedi ki, üzerlerine ölü toprağı serpilmiş gibi sustular, unuttular konuyu. Fransa'nın son yasası gökten zembille inmedi, hazırlanma süreci hayli ağır, mamafih fransız halkının gündeminden inmeksizin gelişti ve son kıvamına erişti. Bu esnada bizim haber ajansları konuyu kaale almadılar. Şimdi kopan veleveleye bakmayın. Onların amacı reklam kuşaklarının arasına görsel serpiştirmek ve adını haber bülteni koymak.
Şimdi bu birbirinden seçkin, cevvall ve gözünden en minik detayı kaçırmayan ve birbirlerinin karbon kopyası bu haber bültenleri ülkemizin komşuları ile "sıfır sorun" (yani "zero problem) yaşayıp, al gülüm ve gülüm ticaret yapmaları esnasında elbette pek bir haber bulamıyorlardı. Haber bültenlerimizin her biri bir ötekinden zeki muhabirleri youtube dan ya da diğer video paylaşım sitelerinden abuk subuk videoları bulup anchormanlerinden aferim aldıktan sonra bunları bir güzel, yani hiç utanıp erinmeden haber diye halka kakalıyorlardı. Buna halen de devam ediyorlar. işte habercilerimizin haber izi sürmekten anladıkları bu, you tubedan başkasına ait video görüntülerinden habermişgibicikler bulmak. "Alice kocasını dövdü", "dokuz yaşındaki Eric kedisini konuşturdu", "bacanak bacağını barbekü yaparken kesti" gibi salaklıklar habercilikte geldiğimiz en son noktadır, gerisini kolayca hesap edebilirsiniz, hem de hesap makinesi kulllanmaksızın.
Sorularım şunlar:
- Sayısı milyonları bulan video paylaşıcılarının internet sitelerine yerleştirdikleri özel video kayıtlarını hiçbir telif hakkı ödemeksizin kendi TV kanalında göstermeleri sıradan bir şey iken, TV kanallarından bri tanesinin yayın hakkını elinde bulundurduğu görüntüleri paylaşıyor diye video paylaşım sitelerine savaşlar açılması doğru mudur?
- Başkalarına ait videolar telif haksızdır da kendilerinin görüntüleri telif haklı mıdır?
- Bireyin haklarını haktan saymayan TV kanallarının kendi haklarını sonuna kadar koruması hakikaten de nedir?
Not: Zemberekli gündem şu demek ben uydurduğum için bilmeyenlere sçyleyeyim: Kur bırak, zembereği boşalıncaya kadar sarssın ve sarsılsın.
Nefis tespitler ellerin dert görmesin.
YanıtlaSilsor her birine arz-talep meselesi derler -ki haksızlık payı da yok değil ne yazık ki...
YanıtlaSilEn iyisi TV izlemeyi bırakmak. Ne mutlu bana. 11 yıl oldu o kötü alışkanlığı bırakalı :)
YanıtlaSildoğru söze ne denir?
YanıtlaSilPisikopati;
YanıtlaSilTeşekkür ederim :)
Beenmaya;
Kesinlikle derler ama ben böyle talep olmaz olsun diyorum hatta kim ister, bu tembel insanların uydurması. Halk öyle istiyor deyip beceriksizliklerini ruhsuzluklarını ört bas edecekler.
Yiğit Tan;
Çok uzun yıllar izlemedim ama artık ara ara bakıyorum. Genel bi kanı oluşturacsk kadar.
Çınar;
Haklısın ve ne desek boş. :(