Sokak kedilerine ne olur hepimiz biliriz. Onlar ölüme mahkum minik dostlardandır. Çoğu insana görünmez olurlar, görebilenlerden kimisi çığlık çığlığa abartarak korkar onlardan, tüyü döküldüğü için nefret objesidir kimileri için. Kediyi gördüğünde tırnağını çıkartan, vahşileşen çok insan vardır. Sevenleri de vardır ama sayıca azdır. Zor bir hayat sokak kedilerinin ki. Ama devri daimi aynı, bir kaç ay süren mutlu bebeklik dönemi. Sonra yalnız geçen kısa bir ömür.
Dün bir pet-shopa uğradım, içeride bir kadın vardı elindeki poşete sarılmış bir gazete kağıdı vardı. Kağıdın kenarından bir kedinin tüyleri görünüyordu. Dükkan sahibine dert yanıyordu kadın. "Bu hafta üçüncü bu, sokaktali kedileri besliyorum ama komşularımdan birisi benim beslediğim kedileri öldürüyor, Ne yapmam lazım?" diye soruyordu. Yaz aylarında evimin bahçesine ben ve bir kaç komşum küçük kaplarda su koyarken o su kaplarını kediler gelmesin diye devirenleri biliyorken bu sorunun cevabını o an ben de çok merak ettim. Merakla baktım dükkan sahibinin yüzüne, kadın da aynı merakala sorusuna bir cevap bekliyordu. Ne yapılabilir ki, insanın bol olduğu yerde insanın değeri yokyen, sokak hayvanlarını zehirleyen, başını taşla ezen insanları bu hobilerinden kim, nasıl vazgeçriebilir? Kadına şiddet sorunu sadece ceza ile çözmeye aklını yoran bir ülkeden insan hayatını da hayvan hayatını da ciddiye alan bir sonuç beklenilebilr mi?
Sokak kedisi doğar, biri başını taşla ezmezse, bir erkek kediye mama olmaz da paçayı kurtarırsa, yaramaz ve sevimli bir çocuk olanca sevimliliği ile kuyruğunu kesmezse, gözünü oymazsa, şanslıysa bunlar kardeşlerine de olmazsa bir müddet kardeşleri ile birlikte annesinin kollarında, çiçekli bir bahçenin yollarında yaşar gider. Annesi ona çöp kovasından dişe dokunur gıdaları çekip almasını, tehlikeli insanların gözleri önünden kaçarak hayatta kalmanın yollarını öğretir. Bir kaç ay süren bebeklikten sonra; yavru kedi büyüyüp kokusu değiştiğinde anne kedi için yavrusu yabancı bir kedi olmuştur artık. Evladını reddeder, yürür gider.
Anne kedi nasihat eder, masum ve minik kedi öğrenir. Aklında tuttuklarının hayatta kalmasına yardım edeceğini bilmeden öğrenir. .
Fotoğraf: Nasihat - D.M.
Off işte nasıl yapacağız da koruyacağız onları? Düzenin böyle olmasına -aslında onlar doğanın asıl sahibiyken bizim gelip onların yaşam alanına kurulup bir de üstüne üstlük arabalar ile ezip, vahşetimiz ile onların azalan yaşam şanslarını azaltmaya- dayanamıyorum. Ama elimden de birşey gelmiyor. Dün sabah yine ezilmiş bir kedi gördüm yolun üstünde. Çaresizlik içimi yaktı. Hangi birini kurtaracağım o kadar çoklar ama bir o kadar da savunmasızlar ki. Çaresizlik nefesimi kesiyor.
YanıtlaSilNe kadar haklısınız, çok üzücü, bu durumda bireylerin ortaya koyacağı fark malesef çok az, mama vermek su vermek hayatlarında çok da fazla bir değişiklik yaratamıyor, belediyeler belki daha güzel çözümler bulabilir? bilemiyorum. Bu arada fotoğraf nasıl da yakışmış yazıya:)
YanıtlaSilvladımır kalbıme dokundu yazın..
YanıtlaSilben kedılere cok duskun bı ınsanım..cunku onların guzellıklerının masumluklarının farkına varalı oldukca uzun zamanlar oldu
bu ugurda cok canım yandı
cok ınsanla tartıstım cok mucadeleler verdım
daha bugun bundan 1 ay once arabanın altından aldıgım bı gozu kor bı gozu de ıultıhaplı yavru kedıyı zıyarete gıttıgımde onun toparlanıp kendıne geldıgını gormek gozlerımı doldurdu
ya ne olur ınsanlar farkına varsanız bu masum canlıların
onlara hakettıklerı sevgıyı versenız..
sevsenız
onlarla bırlıkte yasamın nasıl guzellestıgını farketsenız
hem onları da yaradan yollamadı mı dunyaya
madem ınanıyorsunuz o zaman bu sevgsızılık ve
gaddarlık neden..
,
ah daha yazacak soyleyecek cok seyım var cunku bu konuda cok dertlıyıM:(
Sokaklarda yaşam zor, çok zor.. Yıllardır onlar için bir şeyler yapma çabam var ama Eren'in dediği gibi sadece mama, su ile yaşadıkları zorlukların milyonda biri giderilebiliyor. O da çevresinde hayvansever olan az sayıdaki sokak hayvanı için. Onların da yaşam hakkı olduğu, bir devlet politikası olarak toplumca benimsetilip bu konuda örneğin üniversitelerde, belediyelerin konu ile ilgili birimlerinde bilimsel projeler yürütülmeli.. Bu dünyayı yalnız insanlara ait sananlar, böyle düşünüp böyle yaşamalarının bedelini hepimize ödetiyorlar..
YanıtlaSilakıl fikir almaz bir tanrı kompleksine sahip insanlık. her ömüre süre biçebileceği gibi bir yanılgı içerisinde ve hala anlayamadı kendi kurtuluşunun başka canlı türlerine gösterdiği sadakat ve saygıyla doğru orantılı olduğunu. umutlanmaktan vazgeçeli çok oldu o yüzden.
YanıtlaSilokurken bile cinnet geçirme eğilimindeydim... nefret ediyorum böyle insan olamayan insanlardan!
YanıtlaSilbu nasıl bir bencillik, gaddarlık aklım almıyor. bu nasıl bir sevgi yoksunluğu... hayvan sevmeyenleri de aklım almaz ama saygı duyarım, tercih meselesidir. ama bu hayvanlara eziyet edip, onları zehirleyenlerin hepsi daha beter olsunlar, ölsünler isterim... arkalarından gram üzülürsem ne olayım...
insan dediklerimizin çoğu sevimsiz, kötü kalpli varlıklar...
yazık gunah bu ınsanlarda vıcdanda dınde ımanda kalmamıs
YanıtlaSilkeşke hepsinin bir evi olsa sobanın yanında sıcacık uyusalar. ama olmuyorsa da en azından insanlar onlara zarar vermesin. en başta çocuklara hayvan sevgisini öğretmeliyiz. çocukken kedinin kuyruğunu koparan gözünü oyan çocuk, büyüdüğün de komşusunun beslediği kediyi öldürür. bu nedenle herkes çocuğuna hayvanları sevmeyi ve onlara değer vermeyi öğretirse bizi ve onları güzel bir gelecek bekliyor demektir.
YanıtlaSilinsanlar kadar acimasiz ve vahsi yaratik yoktur diye dusunuyorum .
YanıtlaSilsustum.
Gamlı Baykuş;
YanıtlaSilİnsna bazen çaresiz hissediyor kendini ama bizler, hayvan dostları olmasak halleri daha da kötü olur. O yüzden bıkmak usanmak yok, bir gün fazla yaşasalar, bir öğün karınları doysa kardır. Belki bizden görüp bir çocuk doğrusunun bizim yaptığımız gibi olduğunu düşünür ve içine hayva sevgisinin tohumları ekilir. İşte ben burada bir adım dah aileri gidiyorum, hayvana eziyet eden insanların insanları da sevmediğini onlara da her türlü kötülüğü yapma fırsatı bulduğunda yapabileceğini düşünüyorum.
Eren;
YanıtlaSilKesinlikle resmi kurumların el atması gerekir, ama sanmıyorum. Hele İzmir'de, bir gölge olsun diye şehrin içine göstermelik bile olsa bir ağaç dikmeyen bu zihniyet, faytonlara koşulu atlara bir insanca güzergah çizemeyen bu zihniyetin böyle bir ihtimale şans tanımayacağını düşünüyorum. Malesef:(
Öykü;
YanıtlaSilBir canlıyı kurtarmak için canını dişine takıyorsun ve insanlar bu sefer seni egzantrik görüyorlar. Sevgi tuhaf kaçıyor, sevgisizliğe katlanmasını öğrenmiş insanlar.
Begonvilli EV;
YanıtlaSilGönülden katılıyorum. AMa sanmıyorum. Kadına liddet konusunda bi yazı yazacağım günlerdir elim varmıyor. O yazıda belirteceğim nedenlerden dolayı öalesef çok zor otoritenin bu soruna çözüm bulması.
Mefisto;
YanıtlaSilKesinlikle haklısın. Çok doğru, kendi mahfına oşuyor insan bu tanrıcılık oyununda.
Nini;
YanıtlaSilHaklısın, ne diyeyim. Çok ötü insanlar var.
biricitconsungunlugu;
YanıtlaSilKeisnlikle kalmamış :(
İrma;
YanıtlaSilÇok doğru, öpretmek lazım. Çocuklardan başlıyor geleceğin yatırımı. Ne ekersen onu biçersin. Bugün kedi kuyruğu çektiği, kuyruğuna teneke bağladığı için çocuğunu şirin bulursan yetiştireceğin insan belli zaten.
Lô - Lâ;
YanıtlaSilKesinlikle yok. :(
dediğin gibi kendi ırkımıza bile değer vermiyoruz ki biz. hayvanlar hepten ikinci planda kalıyor. hayır sevmezsin etmezsin de hayvanın canına kast etmek nedir anlamıyorum ki..
YanıtlaSil