8 Eylül 2011 Perşembe

Kucaklaşmanın Kitabı

Korku:

Günün Birinde sabahleyin bize bir kobay verdiler. Kobayı kafes içinde getirdiler eve. Öğleyin kafesin kapısını açtım.

Eve geceleyin döndüğümde kobayı aynen bıraktığım gibi buldum Kafesin içinde, parmaklığa yumuşmuş, özgürlük korkusuyla titriyordu.

Gönülle Beynin Evliliğine Övgü:

İnsan neden yazı yazar, benliğibib bölük bölük parçalarını birleştirmek için değilse? Okula ya da kliseye girdiğimiz andan başlayarak, eğitim, bizi kesip biçer, parçalara böler; ruhu bedenden, gönlü beyinden ayırmayı öğretir bize. Ama Colombia kıyılarının balıkçıları etik ve ahlak konularında doktora yapmış olsalar gerek ki doğruyu söyleyen dili betimlemek için sentipensante, yani , hissederek düşünme deyimini yaratmışlardır.

Boşanmalar:

Bizimkisi ayırmacı bir düzendir: Susturulmuş kişilerin sorular sormasını önlemek, yalnız kimselerin birlik olmasını ve gönlün, kopuk parçalarını bir araya getirmesini önlemek için.

Düzen nasıl cinselliği sevgiden, özel yaşamı kamu yaşamından, geçmişi bugünden ayırırsa, duyguyla düşünceyi de birbirinden boş düşürür. Geçmişin bugüne söyleyecek bir sözü olmazsa tarih, düzenin eski rol kostümlerini sakladığı dolabın içinde uyumayı sürdürebilir.

DÜzen bizim belleklerimizi boşaltırya da süprüntüyle doldurur ve bu yoldan bize, tarihi yaratmak yerine yinelemeyi öğretir. Ünlü bir bilici, trajadinin kendini fars olarak yinelediğini söyler. Oysa bizim durumumuz daha da kötü: Trajedi kendisini trajedi olarak yineliyor.

Tüketici Uygarlığı:

Kimi zaman sonbaharda, turistlerin Calella'dan ayrılmalarından sonra, ormandan ulumalar yükseldiğini duyardık. Ağaçlara bağlanmış köpeklerin ulumasıydı buç

Turistler köpekleri, tatil sırasında yalnızlık çekmemek için kullanır, buradan ayrılacakları zaman da, peşlerinden gelmesinler diye ormanın derinliklerindeki ağaçlara bağlayıp giderlerdi.

Karıncalar:

Tracey Hill, Connecticut'ın bir kentinde yaayan küçük bir kız çocuğuydu ve oyalanmak için, Connecticut'da ya da bu gezegenin herhangi bir yerinde yaşayan bütün küçük melekler gibi o da kendine eğlenceler bulurdu.

Bir gün Tracey, kendi gibi küçük okul arkadaşlarıyla birlikte bir karınca yuvasının içine yanan kibritler atmaya başladı. Bu sağlıklı çocuk oyunu hepsine keyif veriyordu. Ne var ki Tracey, öteki çocukların görmediği ya da görmezden geldiği bir şey gördü ve bu onu adeta dondurdu ve hiç çıkmamak üzere belleğine kazındı: Ölümle yüz yüze gelen karıncalar öiftlere ayrılıyor ve böyle, ikişer ikişer, birbirlerine sokuşmuş vazziyette ölümü bekliyorlardı.







Eduardo Galeano - Kucaklaşmanın Kitabı - Anlatı
Çeviren: Nihal Yeğinobalı

Can Yayınları 1994

4 yorum:

  1. Ama böyle alıntılar seçersen okumak farz olur :)

    ( Nihal hanım "gönül" kelimesini hangi sözcüğe karşılık çevirmiş,onu da merak ettim bak şimdi:))

    YanıtlaSil
  2. BU adamın her kitabını tavsiye ederim her bir cümlesi insanın beyninde yeni kapılar açıyor.

    Gönül hanım kesin gönlünden kopan lafları yazıor.Çevirmenlik, onu kesmiyor olmalı. Böyle çevirmenin eli tutulmazmış :)

    YanıtlaSil
  3. Kitabı edinebileceğim herhangi bir kitabevi biliyor musunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Can'ın eski bir baskısı olduğu için biraz zor sanırım, ancak her zaman gittiğiniz kitapçıdan dağıtımcı stoklarını kontrol etmesini isteyebilirsiniz ya da "nadirkitap.com" benzeri ikinci el kitap satan yerlerde bulunabilir diye düşünüyorum. İyi günler.

      Sil

Yorumlar