İşte orada karşımda duruyordu. Daha önce yalnızca bir kez, huzur veren bir rüyada gördüğüm beyaz saçlı adam. Yıllar once sıklıkla ziyaret ettiğim bu evde, şimdi ilk kez, bir hasta ziyareti için geldiğimde karşımaydı.
Yağmurlu bir gündü. Ağır tül perdeler gün ışığının içeriye süzülmesine izin vermiyordu. Tavandaki ampülün ışığı soluk sarıydı. Adam loş odada gözlerini gizleyen kapkara ve geniş güneş gözlükleri ile oturuyordu. Arkadaşım bana kahve pişirmek içeriye, mutfağa gitti. Hastaya ettiğim bir kaç geçmiş olsun dileğinden başka söz aklıma gelmiyordu. Artık rahatsızlık vermeye başlayan sesszilki giderek büyürken. Kahvem geldi. Kahvemi içer ve giderim diye düşündüm. Herkes susmuştu. Benim kahve içerken çıkardığım sesler ve koskocaman duvar saatinin tiktaklarından başka ses işitilmiyordu.
Kahvemi içtim. Beyaz saçlı adam gözlüklerini çıkardı. Kalbim güm güm atıyordu. Sanki gelecekte olacak bir şeyi hatırlar gibiydim. Bu anı yaşamamıştım ama yaşayacaklarımı biliyordum sanki.
Adam: Falınıza bakmak istiyorum. Müsade eder misiniz dedi?
Hayır diyemeyecek kadar hazırlıksız yakalanmıştım.
Bardağım soğuyuncaya kadar bekledi. Fincanı eline alıp büyük dikkatle içindekilere bakmaya başladı. Beş dakika kadar sessiz kaldı. Arkadaşıma ve annesine baktım. Annesi sus der gibi işaret parmağını dudağına yaklaştırmıştı. Başka zaman olsa gülerdim. Gülemeyecek kadar tedirgindim.
Adam aniden konuşmaya başladı:
"Bir yıl içerisinde dönem dönem güzel şeyle olacak sizin için" dedi. Bir takım tarihler ve isimler verdi. Sonra yine sustu. Bembeyaz kirpiklerini çevrelediği açık ela renkl gözleri ile bana baktı. Baklışlarımı kaçıramıyordum. Konuşmaya devam etti:
"Ama sonra çok kötü şeyler olacak" dedi.
Gülmek istedim. Başarısız bir gülüş yerleşti yüzüme.
"Biliyorum inanmıyorsunuz bu safsatalara.... Ama lütfen inanmayı deneyin, sizi bir tek ben kurtarabilirm. Dediklerimi harfiyen yerine getirdiğiniz takdirde kurtulma şansınız var. Hasmınız çok kuvvetli yerden yardım alıyor. Sizin kaderinizi değiştirebilecek kadar güçlü birisinin nefesi değmiş ona"
Adamın yüzüne dikkatle baktım. Yaşı olmayan, yaşını göstermeyen şanslı insanlardandı. Pembe beyaz yüzlü bir adam, kaderimin değişeceğini, kötü şeyler gördüğünü söylüyordu. Doğruyu söylediğine dair bir his belirdi içimde. İzin verdiğimi belirtmek için başımı salladım.
"Bana bir tas su getirir misin kızım?" diye seslendi arkadaşıma.
Sehpanın üzerine konulan yarıya kadar su ile dolu bakır bir hamam tasına birlikte bakmaya başladık. Burnuma yeşil sabun kokuları geldiğini hayal etmeye başlamıştım ki, adam yine konuştu. Rüzgarlı bir gecede fısıldar gibi çıkıyordu sesi. Belli belirsiz.
Duyduklarım bir daha hiç aklımdan çıkmadı.
ee ne oldu hani gerisiii ?? merak içerisindeyim .
YanıtlaSilçok enteresan
YanıtlaSilÇok iyi yazıyorsunuz Vladimir, tebrikler. Gerçekten nefis olmuş.
YanıtlaSilBunun gerisi gelecek, değil mi.
YanıtlaSilne duydun ne duydun? hadi ama bekletme fazla :))
YanıtlaSilLeyla'nın Kahve Dükkanı;
YanıtlaSilMerak etmeyin gerisi var..
Arkası yarın...
Bu renkler biraz sürecek... :)
Öykü;
YanıtlaSilBu tuhaf dünyaya hepimiz bir gün bir şekilde adım atıyoruz sanırım. İstemeden de olsa.
Hayal Kahvem;
YanıtlaSilBu seriyi yazarken korktuğumu ifade edeyim..
Şule;
YanıtlaSilEvet... Kesinlikle... Her gün bir parça.. Renkler bitince büyük resim çıkacak. Planım bu.
Beenmaya;
YanıtlaSilNe duyduğu.... - Bu karakterin adı Cengiz bu arada - Beyaz isimli öyküde...
Sen Cumartesi günü bana Tarot Kartlarından baheseder misin. Al sana işte. :) Daha oracıkta kafamda çaktı bu serinin merkezine kurulacak ana karakter..
ahahha böyle bir şey bekliyordum senden Vladimir ne yalan söyleyeyim :))) cumartesi gününe dair kesin bir yerlerden bir şeyler kurgular ve yazar diye bekliyordum hiç şaşırmadım o yüzden :))
YanıtlaSilHikaye senin, ister böyle bırakırsın ister devam edersin tabii de, bu haliyle çok güzel, çok sihirli bir hikaye olmuş. Benim gönlüm, bu şekilde kalmasından yana, ne yalan söyleyeyim.
YanıtlaSil