19 Eylül 2011 Pazartesi

İş Yerindeki Dar Görüşlü ve Kiyayetsiz Muhterisleri Tanıyalım

Kifayetsiz muhteris dediğimiz çalışan tipi türk iş hayatında yaygın biçimde bulunan ve maalesef yerlerini sağlamlama almış kişilerdir Bunların hepsi beceriksiz olduğunun ve o mevkiye hak ederek gelmediğinin bilincindedir: Böyle olunca da, sinsice pusuya yatarak ileride kendine rakip olma ihtimali olanları ya da çalışkanlığı ile kendisinin bir çalışan değil de yatan olduğunu ortaya çıkarma ihtimali bulunan kimseleri teşhis etmeye ve onların ayaklarını kaydırmaya kendini vakfeder. Bunları aleni değil de gizlice yaptığı için de son derece tehlikeli insanlardır.

Beceriksiz ve kıskanç insanları tespit edersek kendimizi, kariyer geleceğimizi korutabiliriz. Peki bu lüzumsuzluğunu ve başarılı insanlara düşman olduğunu sinsice gizleyen insanları, nasıl tespit edebiliriz?

Aslında çok kolay.

Bu sinsi yaratıkların yedi tane temel özelliği vardır, sizde çalıştığınız kurum içindeki beceriksiz, kıskan, sinsi muhalifleri bu özelliklerine bakarak şıp diye yakalayabilirsiniz.

İş yeri ruh emicilerinin yedi zarar verici özelliği;

1 – Kod adı olumsuzluk:

Bunlar; her şeye olumsuz yönünden bakarlar, her konuya olumsuz yaklaşırlar, her konu hakkında olumsuz düşünürler, her konuda olumsuz aksiyon alırlar. yeniliklere tamamiyle kapalıdırlar.

Yenilik varsa engellemek için ellerinden geleni en sinsi biçimde yaparlar. Çünkü onlar alıştıkları düzende kendilerini kamufle edebilirler. En minik değişiklik unların kamuflajının aralanması ihtimalidir. Alışmadıkları yani kendilerini gizli tutamayacakları çalışma ortamları bunlar için deşifre olmak demektir. Yani bu yüzden yenilikler, farklılıklar bunlar için çok tehlikelidir. Bu tehlikeyi savuşturmak için harcamayacakları kimse yoktur.

Bunlar son derece sıkıcı tiplerdir, hava sıcak olur sıcaktan yakınırlar, hava serinler yağmur yağar, yağmur yüzünden bütün planlarının altüst olduğundan yakınırlar. Rüzgar esse saçlarının bozulacağından şikayet ederler. Bunlar doğa olayları düşünün siz farkına varmadan bunlar için bir tehlike ihtimali olursanız eğer sizin hakkınızda, arkanızdan sinsice nasıl yakınıp durur, nasıl bitmez tükenmez biçimde sizi karalamaya koyulurlar.

Bunlar herkesin kendi aleyhlerine iş çevirdiğini düşünürler, herkesin kendilerine karşı plan yaptığı tasasını taşırlar. Zaman zaman iş ile ilgili gerçek sorunları da görebilirler ama asla sorunları çözebilecek fikirler bunlardan çıkmamıştır. İş ile ilgili en ufak bir sorun ise bunların elinde ve dilinde en büyük faciaya dönüşür. Bu durumlarda minik sorunu nasıl çözümleyeceklerini değil de kimi suçlayacaklarına odaklanırlar. Hatalardan asla ders alamazlar. Meseleleri her zaman şahsi sorun olarak algılarlar.

Çalıştığınız kurumda muhasebeci ünvanını bugün ya da geçmişinde taşıyan birisi varsa eğer, işte bu tipi yakaladınız demektir. Zira muhaliflerin en azılıları muhasebecilerden çıkar.

2 – Düşünmek mi? Gereksiz elbette:

Düşünmeden hareket ederler. Bunların yıllar içinde oluşmuş bir ezberleri, her duruma karşın sıkı sıkıya sarıldıkları, sorgulanmasını hakaret algıladıkları rutinleri vardır. Algıladıkları durum bunların içinde hangi düğmeye bastı ise onu yaparlar. Hata halinde zaten suçlanacak başka birisini mutlaka bulacaklardır. Özellikle bir yere amir oldularsa, öenmli bir pozisyon elde ettilerse burayı kaybetmemek için dört elle sarılırlar. Bunların çevresinde olan kişilere de dikkat etmek gerekir. Bunlar ilk duydukları ile hareket eden tiplerdir Sizi rakip gören, karalamak isteyen kişiler bu tiplerin ilk duyduğu ile hareket etme özelliğini iyi kullanırlar. Eskiden çalıştığım kurumlardan bir tanesinde maalesef böyle bir bölge müdür vardı. Akbaba dediğimiz bu herif, saçma sapan adamların asılsız dedikoduları ile çok kişinin hayat akışını maalesef değiştirmiştir. Maalesef yardımcısı olduğum için ilk elden gözlemleme şansım oldu. Yüzde yüz haklı olduğunu ve kendisine iletilen bilginin asılsız olduğunu bildiğim bir durumda bile orta kademe bir yönetici ile ilgili “Bir de kendisini dinleseniz” ikazımı dinlemeden elne fırsat geçtiği için aksiyona gemişti.

Özel hayatlarında da çok saçma insanlardır bunlar. Bir şeyi görür, beğenir hemen satın alırlar. Sonradan kazık yediklerini anladıklarında ya da daha iyi bir başka seçenekten haberdar olduklarında yine başkasını suçlarlar.

İçinde bulundukları organizasyon ile ilgili geleceği düşünme ve planlama yetenekleri yoktur. Birkaç adım sonrasını hesaplayacak kapasite bunlarda eksik kalmıştır, hatta hiç oluşmamıştır. Sadece o anki pozisyonu algılayabilirler. İş hayatında şu anda attıkları adımın sonuçlarını asla öngöremezler.

3 – Konuşmak, konuşmak yine konuşmak:

Bunlar çok konuşur. Konuştukları kadar dinleyemezler. Dinlemek şöyle dursun başkasının konuşmasına tahammül bile göstermeyenleri vardır. Laf kalabalığına boğarak göz boyamasını severler. Meseleleri ne yapıp ne edip her zaman en iyi bildikleri, yüzde yüz hakim oldukları konuya döndürür ve boş konuşmamış olurlar. Konu o anki gündemi es geçmiştir. Ne gam? Konuşma oldu mu laf gemisini bunlar yürütürler. Bir show varsa bunlar o showun yoldızı olmaya bayılırlar, gerekirse gözünüzün içine baka baka yalan söylerler. Patronunuz ya da amiriniz/şefiniz/müdürünüz bu tiplerdense dikkatli olun hele astlarına karşı yalan söyleme açısından hiçbir utanma ve arlanmaları bulunmaz. Artık saçmalama sınırını aştıklarını fark etmezler. Seslerine aşıktır bunlar. Yeter ki konuşup dursunlar.

Eşitiniz biri bunlardan biri ise: Aman dikkat!! Sizin tavsiyelerinize asla kulak vermesine engel olacak, hatalarını kabul etmeyecek kadar büyük gururları vardır. Bunlara iyi niyet ile vereceğiniz tavsiyeler ile sadece gizli bir düşman kazanırsınız. Bunlar kendi kafalarının içinde her daim haklı ve doğru oldukları inancına sıkı sıkı sarılmışlardır. Asla bırakmazlar. Olumlu olabilecek öneri ve tavsiyeler bunların kendilerini kötü hissetmesine yarar. Aşağılık kompleksleri tumturaklıdır. Konuşurken çam ormanlarını devirirler, büro ortamını kırık kalpler ofisine çevirirler ama en ufacık doğruyu bir başkasından işittiklerinde kırılıp dökülme dramına dört elle tutunurlar.

4 – Vazgeçiyoruz çocuklar:

Çabuk vazgeçerler. Zeki, öngörülü, çalışkan, hak ederek başarılı olmuş insanlar; başarısızlıkları asıl başarıya tırmanan yoldaki mihenk taşları olarak görürler. Ama bu beceriksizler ilk başarısızlık alameti algılarının ufkundan bunlara el sallar sallamaz geri çekilirler. Menfaat sağlayabileceklerini düşündükleri adımları ilk anda binbir eda ve hava ile ata bu köhnemiş beyinliler, bir problem ya da hata ile karşılaşır karşılaşmaz bütün ilgilerini kaldırıp bir kenara koyarlar.

5 – Ben yandım sen de yan:

Bunlar diğerlerinin de kendi yanına çekmeye çalışırlar. Ne kadar tanıdık değil mi? Cehennemde türklerin içine atıldığı kazan gibi… Ne zaman birisi kazandan çıkıp paçasını kurtaracak gibi olsa, diğerleri ayağından tutup onu aşağıya çeker, altı cayır cayır yanan bu kazandan kimsecikler kurtulamazmış fıkraya göre.

Bu beceriksizler bileğinin hakkı ile başarılı olmuş, çalışkan, zeki insanları kıskanırlar, sevmezler. Onlar gibi sıkı çalışarak başarıya erişmek yerine, başarılı insanlar ile lgili asılsız dedikodular üretip bunları yayarlar. Minik minik teferruatlar uydurup iş yerinde sevilen insanlara minik minik lekeleri son derece sabırlı ve sistemli biçimde kondururlar. Oysa çalışkan kimseler ile dost olup, onlarda öğrenip aynı yolları kendileri de katedebilecekken saçma sapan ve adına gurur dedikleri o güdük his yüzünden asla doğru olan yöne ilerlemeyi seçmezler. Adam karalamak malsefe ülkemizde sandığınızdan fazla prim yapan bir ayak ayunu türüdür .

6 – Zamanın boşa kullanımı:

Bunlar vakit öldürmeye bayılırlar. Çünkü bir sonraki adımda ne yapacaklarını planlama isteği ve kapasiteleri yoktur. Özle yaşamlarında da TV izlemek, yemek yemek, içip sarhoş olmak, çocuklarını bilmem ne kursuna göndermek, gelecek yaz nereye tatile giderse daha havalı olur gibi boş düşüncelerin peşine takıldıkları için asla ve asla kendilerini olumlu yönde geliştirme şansını yakalayamazlar. Tamam bu aktiviteleri herkes yapıyor ama tüm bir hayatınızın merkezine bunları koyduğunuzda zamanınızı boşa harcamış olursunuz.

7 – Zor olmayanı seçelim:

Bunlar iş ile ilgili kararlarında daima kolay, kestirme yolu seçerler. Kendilerini yormaya gelemezler. Sonuçta elde edilecek kazanım daha fazla olsa bile daha az olanı, kolay olanı seçerler. Farklı bir dalda adım atacaksa “Armut piş ağzıma düş” atasözü bile bunlar için çok zahmetli ve riskli iş anlamını taşır.

Çalışma ortamında çevrenizi dikatle inceleyin. Bu yedi özelliğin hepsini birden üstünde toplamış insanlardan ne kadar çok olduğunu görüp şaşıracaksınız. Bunlarla asla özelinizi paylaşmayın. İş ile ilgili hayal kırıklıklarınızı, amirleriniz ile ilgili gerçek düşünceleriniz paylaşmayın. Gün gelir aleyhinize kullandıklarını görerek şaşırabilirsiniz.




6 yorum:

  1. nasıl da doğru tespitler...

    bir de olası bir hatayı başkalarının üzerine atmaları var ki etrafta bolca mevcut o tiplerden

    YanıtlaSil
  2. ben nolucam cok sinirliyim bağırıyorum hele ki stajere

    YanıtlaSil
  3. aaa öyle deme lütfen her şeye olumsuz yaklaşan bu arkadaşların analitik oldukları için terfi ettikleri söylenir ;)))

    YanıtlaSil
  4. Aynur;

    Dayak yiye yiye yaptım bu gözlemleri. Ömrümü tükettim. İnşallah birilerinin geç olmadan bu tespitler işine yarasa keşke.

    YanıtlaSil
  5. Femme fatale;

    Stajerin ayağını kaydırmak gibi bir planın olduğuna göre yoktur bi kötü niyet. O stajeri bana yollayın azcık kulaklarını çekiym :)

    YanıtlaSil
  6. Yonca;

    :D :D :D Yorumu okuyunca öyle br kahklaha attım ki. Evet kendilerini haklı çıkarmak için elifi görse mertek sana zombalakları analitik ederler tepemize. Analitik kim onlar kim. Analitiklere hakaret gibi :)

    YanıtlaSil

Yorumlar