Epeydir blogda liste yapmayı boşladığımın farkındayım. Öyle ki liste yoksunluğum içimde bir koca boşluk gibi büyüyordu. Artık buna dur demememin zamanı gelip de geçmişti bile. Hep en sevdiklerim olacak değil ya benim için en berbat yabancı şarkılar, hatta bir daha asla duyma tahammülü gösteremeyeceğim, çalan cisme en yakınımda bulduğum elime geçirdiğim yabancı cismi anında yeşerip Hulklaşarak atacağım, susturamazsam o ortamdan naralar atıp kaçacağım şarkılardan aklımdan çıkmayanları listeliyorum.
İşte bir daha duymak istemediğim şarkılar, bu arada listem subjektif mi subjektiftir sadece kendimi bağlar:
- Hotel California - Eagles: Adamlar best of albümlerine bile almıyorlar şarkıyı, Eagles için düzenlenen tribute albümünde bile yok bu şarkı. O denli itici. Ülkemizde baş tacı nedense.
- Believe - Cher: Bu şarkı yapılalı 10 yıldan fazla olmuştur herhalde, duymayan da kalmamıştır, herkes duyduğuna gçre neden hala çalıyorsunuz bunu? Başka şarkı mı kalmadı? CD mi yok? Verelim CD onu çalın.
- I Wanna Dance With Somebody - Whitney Houston: Tiz vokal, aşırı pür neşe hali, neye seviniyoruz noluyoruz çığlık çığlığa? Bir şarkıda olmasını istemediğim hemen hemen herşey bu şarkıda toplaşmış, "kalk gidelim" diye de bayrak açmış.
- Ice Ice Baby - Vanilla Ice: Hitin en önde gideni bu işte, onlarca yılı devirdiğine inanamıyorum.
- Mambo #5 - Lou Bega: Yaz gecelerinin vazgeçilemeyen kabusu
- Barbie Girl - Aqua: Sayfiye yerlerinde hala dönmesinin hikmetini anlamadım, itici ötesi sevimsiz şarkı.
- The Final Countdown - Europe: Dramatizasyonun bu denli yüksek olduğu diğer şarkı Eye of the Tiger'dır, Ama yok ondan bu denli nefret etmedim, edebilirim.
- Wake Me Up Before You Go-Go - Wham!: Bu oğlanlar dağılalı onlarca yıl oldu, George oldu Michael oldu, öbür üyesinin adını anımsayan kalmadı. Şarkıyı nerden bulup çıkartıp uluorta çalıyorlar hala, ne gereği var?
-Who Let The Dogs Out? - Baha Men: Köpek vokalli şarkı, beğenen dinlesin ben dinlemem. Kedi vokalli olursa belki. "Who Let The Cats Out?" yani.
- Sussudio - Phil Collins: Adamın tiz sesinin tizlik sınırlarını zorlamasına aşıksanız ideal parça yok bu ses tonuna kılsanız başından sonuna dinlemek sizi sinir krizinin eşiğine getirir.
- All That She Wants - Ace of Base: Ucu bucağı belirsiz şarkı ama sanki her notası aynı. Belki de bu yüzden uçsuz bucaksı z ve bitmeyecekmiş hissi veriyor dinleyicisine.
- Everthing I do I do It For You - Bryan Adams: Romantizm öldürür mü adamı? Öldürür hele bu şarkının Kevin Kostner'lı Robin Hood fecaatinin soundtrackinden çıkan hit olduğunu düşünürsek, ölümlerden ölüm beğendirtir. O derece planlı projeli bir şarkı.
- Baby Come To Me - Patti Austin: Geçen yüzyılın da bu yüzyılında hiti mübarek.
- How am I Supposed to Live Without You - Michael Bolton: Adamın saçı bir dönem markası oldu, dikkatinizi çekerim sesi değil saçı meşhurdu. Kenny G. görünümlü bir herif, müzikalitesi de aynı seviyede, üstelik Kenny Rogers gibi kelimeleri ortadan çatlattırarak manalandırıyor. Özgünlük sıfır yani. Geçin bu formülleri allaşkına, müziği rahat bırakın kardeşim.
- Still Got the Blues - Gary Moore: Böyle bir şarkının olmasını da, içinde bitmek tükenmek bilmeyen bayık bir gitar solosu olmasını da, tüm bunlar yetmiyormuş gibi türkçe versiyonunun yapılmışlığını nefretle kınıyorum.
- From A distance - Bette Middler: Bundan o kadar çok gına geldi ki.
- My Heart Will Go On - Celine Dion: Yettin artık Celine, bıktık bıktık bıktık!!! Bilmem anlatabildim mi? O buzdağının görünmeyen kısmı kafana düşseydi de altında kalsaydın demeye zorladın beni en sonunda. Bitsin bu eziyet.
- One of Us - Joan Osborne: Ya evet!! Ya eğer Tanrı aramızda olsaydı, ilkokul ikinci sınıf kompozisyon ödevi gibi sözler, afferim otur aşaRı, sıfır!!
- One of Us - Prince: Şarkıdan nefret ederken gitti kavırladı adam, iyi mi? Hem de Emancipation adını verdiği 3 CDlik albümün içinde. Albüm satmamış zaten. Sebebi bu şarkıdır ben söyleyeyim.
- You're Beautiful - James Blunt: Şarkının sözlerine ayrı, herifin sesine apayrı bir gıcığım.
- Hero - Enrique Iglesias: Ağlar kıvamda yırtınarak genç kızlığa ilk adımlarını atanların kalplerinde aşk tomurcukları açtıran şarkı. Bir sübyancının iç dünyası lezzetinde sözler.
- The Lady in Red - Chris de Burgh: Filmi olmasaydı şarkısı da olmazdı belki. Ama ikisi de var. Ama neden hala var?
- Informer - Snow: Bunun gibi üç aylık ömrü olması gereken şarkının yıllarca ayakta kalması haksızlık.
- Vaya Con Dios - Ne Na Na Na: Ne diyeyim madem ki belçikalısın bari ana dilinizde söyleseydiniz. Şarkıya mı yoksa mahsustan neşeden kudurmuş misali çağlayan vokale mi daha kılım karar verecek kadar dinleyemiyorum.
- U Can't Touch This - Mc Hammer: Bu şarkıyı dilimize Ercan Saatçi ve saz arkadaşları bir çırpıda sokmuştu. Zaten sırf bu bile şarkıdan başlı başına tiskinme sebebi.
- Life is Life - Opus: İlk duyduğumdaki nefret hissini hala dipdiri tutmayı başaran yegane şarkı diğerlerine olan nefretim azalıp çoğalıyor ama bu hep aynı hep aynı, remixine de aynı kılım. Hatta niye remixi var?
Oh be yazdım rahatladım.
Darısı nefretlik türkçe eserlerin başına.