10 Eylül 2008 Çarşamba

Denis Dı Menıs

Çocuklarla bir araya gelince içimde onları azdıran bir her daim çocuk tarafım ortaya çıkıyor, düz duvara tırmandırtıyorum bana emanet edilmiş çocukları, birlikte azıyoruz. Çocukla çocuk olmamam lazım, ağırbaşlı takılmam heralde gayet lazım. Ama olmuyor efendim olmuyor. Ezelden beri böyleyimdir.

Her tür çocuğu gaza getirip, onlarla müthiş biçimde eğlenme potansiyeline sahipken benim de çocuklarla ilgili gayettene tilt olduğum bir husus var. Sözüm çocuklara değil ebeveynlerine. Çocuk yabancısı olduğu bir ortamda etrafı yıkıp dökerken, sükunetini muhafaza eden oralı olmayan ebeveynlere bozuluyorum. İçimdeki çocukla çocuk olan taraf ortaya çıkıyor ya herru ya merru diyorum.

Yaklaşık beş yıl kadar önce dört arkadaş otobüs ile seyahat ediyoruz. Güzide bir seyahat şirketimizin hayli rahat koltuklarına yayılmış gidiyoruz, adamlar kulaklık dağıtmaya başlayınca yıllardır otobüse binmemiş biri olarak “aney” diye şaşkınlıklara düştüm. Hem dinliyor, hem gidiyor, hem de hepimiz bir şeyler okuyoruz. İnsan yeni olduğu bir yeri önce yadırgıyor, sonra yakın menzilini inceleyip rahatlıyor ve bir menzil ötelerini incelemeye başlıyor. Ya da sedece ben böyleyim, bilmiyorum.

Tam önümdeki sırada bir anne açmış savaş ve barış kalınlığında kallavi bir siz diyin roman ben diyeyim nehir romana dalmış gitmiş enginlere. Kulaklarına tıkılı kulaklıklar sayseinde de gerçeklerle ilişkisini koparmış resmen. Canının istediği yere gitsin hiç dert değil ama yanındaki dört yaşındaki ilk bakışta sevimli mi sevimli gelen erkek çocuğunu otobüste bırakmış. Çocuk muavine küfreder, öndekini saçını çeker, ona buna bulaşır kadında tık yok. Sanki on kişinin çıkarttığı gürültüyü kendi evladı çıkartmıyor. Dur diyeceği yok kadının. Tamam dedim içimden “günah benden gitti”. İçimden dedim sanıyorum ama yanımdaki arkadaşım “yapma vladimir” dedi, sözlerini değilse bile gözlerindeki yalvaran bakışları bir an dinleyecek gibi oldum. Yok dedim gene içimden “ok yaydan” çıktı.

Korkmayın kötü planım yok sadece çocukta bir azgınlık sezdim ama ben çocuktaki tüm potansiyeli ortaya çıkartmaya niyetliyim.

Azıcık öne eğildim hadi dedim perde açıp kapatmaca oynayalım. Çocuk boş boş baktı. Storları aşağıya çekip kapatıyorsun, mandalı bırakınca stor serbest kalıp hızla ve gürültülü biçimde kapanıyor. Çocuğun çok hoşuna gitti. Kahkahalarla gülüp stor açıyor stor kapatıyor.

- Adın ne senin?
- Arda
- Arda hadi walkmen bozmaca oynayalım, bak once düğmesini böyle kıvırıp sonra kopartıyoruz.
Kulaklığı da devre dışı bıraktık, anne en azından sesleri duyacak artık.
- Arda, hadi saç çekmece oynayalım.
Ben yalandan saç çeker gibi yapıyorum çocuk asılıyor iki elle annesinin saçlarına.
- Arda, hadi kitap yırtmaca oynayalım.
Ben yanımda getirdiğim dergiyi paralıyorum Arda Savaş ve barış irisine yumuluyor.

Ben böyle yaklaşık bir saat çocukla aza aza kadın nihayet olan bitene dahil oldu. “Arda otur çocum, Arda gel buraya, Arda sinirlerim bozuluyor, Arda yapma yavrum.”

E hoş geldin dünyamıza Arda’nın annesi.

15 yorum:

  1. en son otobüs yolculuğunda yanımda 5 yaşında bir çocuk oturuyordu:))
    gece bir baktım uyurken bana sokulmuş:)) çok tatlıydı...

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel:))

    Çocukerkil aileler çoğaldı.bu yapılmaz denmiyor çocuk her istediğini yapıyor..annelerde umursamıyorlar birde aman bağırmayalım çocuğun gururu kırılır:)yahuu etrafın gururu ne oluyor:)

    YanıtlaSil
  3. Amanın diyorum ben! O anneye lazımmış gerçi. Çocuklarıyla ilgilenmeyip rahatsızlığı en üst düzeyde çevredekilere yaşatan anne-babaya uyuz oluyorum, yalan değil :) O açıdan oh olsun diyorum, ellerine sağlık diyorum.

    YanıtlaSil
  4. ilk kez iyi bir eve geçip herşeyi kendi kafama göre yaptırdığım zamanlarda, evimize gelmek isteyen ve çocukları 2-3 yaşında olan arkadaşlarımız "yannız bizim oğlan çok yaramaz.. duvarları filan çiziyor kalemle.." demişti.
    "Nası yani? engelliyemiyomusunuz(*) ?" diye sorduğumda "Hayır" cevabı alınca, "E, gelmeyin o zaman." demiştim.
    Bi daha da görüşmedik.

    (*)engelliyemiyomusunuz'u doğru mu yazdım yav? yazarken çok abuk geldi..

    YanıtlaSil
  5. anaam korkulur senden he içinde nasıl bir yaramaz besliyorsun vladimir onca şamatayı düşünsem bulabilirmiydim bu potansiyelle bilmiyorum :D tırstım senden :P

    YanıtlaSil
  6. "engelleyemiyor musunuz?" doğrusu.
    ama bu şekilde de anlaşılıyor nasılsa. koyver gitsin Abicim :)

    YanıtlaSil
  7. adalet duygusu ne hoş dimi:)

    YanıtlaSil
  8. Dinsizin hakkindan imansiz gelire guzel bir ornek:P

    Siz var ya, az degilsiniz. Gerci ben, baskalari rahatsiz olmasin diye dunyayi kendine zindan eden annelerdenim ama, yine de sizinle hicbir otobus yolculugunda karsilasmamayi umarim:)

    YanıtlaSil
  9. Cok guldum :)
    "E hoş geldin dünyamıza Arda’nın annesi." demek...
    Bizim de Arda'nin annesinden bir komsumuz vardi, cocuklar geldiginde acmadik kapi, girmedik dolap, cikmadik masa, sehpa ve tirmanmadiklari nesne kalmazdi...annesi "ozgur" buyutulmelerinden yanaydi, aradan yillar gecti, cocuklar o ozgurlukten dolayi olsa gerek simdi asiri sessizlestiler...galiba bir anda herseyi vermemek lazim :)
    (eski adadanbildiriler, artik tasindim...)

    YanıtlaSil
  10. :))
    komik,..
    ben de sandım ki kadına bağıracaksın!!
    ama çok güzel bi yöntem seninki...

    YanıtlaSil
  11. hahahah öldüm yaa... bir de ne soracaktım hea... gerçek adn mı vladimir mi?...

    YanıtlaSil
  12. Sevgili arkadaşlar,

    Candies,

    Çocukların yabancılara güvenip sokulması güzel bir şey. Keşke herkes bu saflığa geçmişe geri dönüp kavuşabilse.

    Ferhanca,

    Çocuğun gururu kırılsın, kırıla kırıla büyüyecek elbette. Gül bahçesi gibi tasasız hayat var mı bir yetişkinin hayatında doğruyu yanlışı, insanların yaşam alanlarına saygı duymayı erken yaşlarda öğrenmek çocukların ileride tanışacakları hayal kırıklıklarının sayısını azaltır sadece. Küçükken öğretmek anne babanın görevidir. BU konudaki tembelliğin bedelini çocuk büyüyünce öder.. bence tabii

    Çınar,

    Benim de içimde yaramaz bir çocuk saklı o yüzden eğlenmedim desem yalan olur. işkence gibi geçecek bir yolculuğu kendim için eğlenceli hale getirdim en azında. Anne de çocuğunun farkına vardı en sonunda.

    Abi,

    Çok iyi demişsin abi, aynı kafadanız. Sonradan yazılım ile ilgili düzeltme gelmiş ben de gördüm. Uzun kelimeleri sevemedim bir türlü söylerken daha kolaylar.
    :)

    SananaAki

    Ben çocukken çok yaramazdım napayım, gene olsun gene yaramazlık yaparım ne diyeyim. Allah'ın lütfu mudur cezası mıdır bana çözemedim daha.. :p

    Delikanlı,

    Adalet duygusu çok hoş hele terazi burçları için ondan daha hoş ne var bilemedim aniden?

    Kremali'nin Annesi,

    Emprovize gelişiyor bunlar, şimdi "hanfendi çocuğunuza sahip çıkın canımıza yetti" desem baştan kaybettiğim gibi kadın da oralı olmayacak ya da ters bir laf sokacak sonra ben bütün bir yolculuk huysuz huysuz off poff edeceğim. Böylesi en acısızı oldu herkes için :)

    Moleskine Notlar,

    Çocuklara doğruları işaret etmek gerekir bence. Yoksa kendi deneme yanılma yoluyla öğrenmeleri maliyeti en yüksek öğrenme yolu. Tecrübeler aktarılmalı.

    Döndünüz demek, hoşgeldiniz.

    :)

    1sen,

    Bazı durumlarda bağırmak çözüm değil. Yaşasın kendi mantıksızlıkların içine düşüp şaşan insanlar.

    :)

    Yejades,

    Ben de sonradan güldüm. :))

    Adım Deniz.

    Ya da çocukken dedikleri gibi

    "Dennis the Menace"

    YanıtlaSil
  13. ellerine sağlık walla..
    öyle pervasız anneleri ne anlayabildim ne de onayalayabilirim.. biliyorsun benim de 8 yaşında bir kızım var.. ve ben de mümkün olduğunca özgür yetiştiriyorum, özgüven en önem verdiğim konu.. ama çocuğa özgürlük bilincini verirken, bunun bir başkasının yaşam alanına müdahale etmek rahatsızlık vermek olmadığını da öğretmeli.. böyle bir pervasızlık dediğin gibi ileride çocuğun yaşamını altüst edecek kadar zararlı üstelik... evet çocuklar yaramaz olabilir.. evet çocuklar bazen sözlerimizi de dinlemeyebilir.. yapma etme dur dan anlamayabilirler.. ama tüm anneler bilir ki böyle durumlarda çocuğun kafasını başka yöne çekmek, onu sevebileceği bir şeye yönelendirip oyalamak gibi bir yöntem var :)

    YanıtlaSil
  14. Çok güzel yapmışsın Vladimir. Ben de şımarık çocuklara illet olurum. Ne yaparsa yapsın kızmayan anne babalara daha da illet olurum.

    YanıtlaSil
  15. Şule;

    Olay çok doğaçlama oluştu :)

    YanıtlaSil

Yorumlar