Herkesin bayram ile özdeşleştirdiği birkaç anısı, zihninde yer etmiş bayramı hatırlatan birkaç nesnesi, birkaç kokusu vardır.
Benim bayram denilince hatırladıklarım;
Öncelikle anneannemin torunlarına vermek için aldığı çekmecesinde sakladığı mendillerin kokusu. Anneannem her torununa onunla ilgili olduğunu düşündüğü bir mendil alır elini öptüğümüzde mendilimizi verirdi, mendili içinde badem şekeri ve bayram harçlığımız olurdu. Benim mendillerimde mikiler, komik desenler ya da kedi resimleri olurdu. Parayı cebimize atar, badem şekerlerimiz hemen yerdik. Mendili koklardım, anneannemin elleri gibi tertemiz kokardı. Aklımda kalan güzel koku bu, bir de burnumdan yıllardır gitmeyen kötü koku var.
Bayram sofralarımız kalabalık olurdu, kardeşlerin çocukları anneannemin evinin bahçesinde oyunlar oynardık.
Bir kurban bayramı dört kuzen bir akşam öncesinden planlar yapmış, sabah karanlığında bahçede bekleyen kurbanlık koyunu alarak Spil dağına kaçmıştık. Fazla uzağa gidememiştik, Sultan Kahvesinin oradaki çeşmenin yanında koyunla oyunlar oynarken bizimkiler tarafında kıstırılmıştık. Koyunun kurban edilmesini istemiyorduk ya dedem bizden yana çıkmıştı gidip bir başka koyun aldılar yeni koyun kurban edildi bizim kınalı o bayramı atlattı.
Bir şeker bayramında Karşıyaka’daki teyzemlere ziyarete gittik, apartmanın önünde tuhaf bir kalabalık vardı, merdivenlerinde ise çok kötü bir koku. Çürümüş et kokusu olduğunu öğrendik sonradan. İkinci kattaki yaşlı amca bayramdan günler önce ölmüş, ziyarete gelen uzak bir akraba cesedini bulmuş. O koku aylarca o merdivenlerden çıkmamış, kuzenim söyledi. O kapının önünden tek başına geçmeye korkmuş günlerce.
Bayramlarda tebrik kartları gönderirdik eskiden şimdi ise üç beş standart e mail seri halde forward ediyoruz birbirimize. O eski kartları üşenmeden yazar postaya verirdik, gelen kartlar birisinin bizi düşündüğünü gösterirdi. Okumadan kenara attıklarımız da olurdu ama çoğu kart tatlı bir gülümseme yerleştirirdi yüzlerimize.
Yaklaşık 15 yıl kadar önce kuzenimin yeni aldığı video kamera ile bir kurban bayramında akrabaları, yaşlıların eskiyi anlatan sohbetlerini, misafir odasında çınlayan kahkahalarını, mutfakta taşan kahve cezvesinin kopardığı minik fırtınayı, ikram edilecek tatlının az, misafirin çok gelmesinin yarattığı paniği kayıt etmiş ve kasedi bir çekmecede unutmuştuk. İki yıl önce bu kasedi bulup cd ye çektirdim, sonrada üşenmeyip aylarca didik didik didikleyip 20 dakikalık kısa bir film haline getirdim. Cd deki biyiklerimizin çoğu artık hayatta değil. O yıl kurban bayramı için cd görüntüsü olanların tüm akrabaları için o CD den çoğalttım, her biri için bir bayram kartı hazırlayıp “Tüm sevdiklerinizle beraber bayramınız kutlu olsun” yazıp adreslerine yolladım. Zarfı alıp izleyenler, hem de eski bir bayramı izleyip artık aramızda olmayanları görerek hüzünlenmiş hem de mutlu olmuşlardı. Bu benim gönderdiğim son bayram tebriği oldu.
Mutlu bayramlar vardı. Şimdi onun yerine çokça geziyoruz, tatile falan çıkıyoruz, mutlu oluyoruz.
Bayramınız kutlu olsun.