Yoğurtlu soslu beyti kıvamındaki törkiş kamera şakalarına tilt oluyordum, kılın önde gideniyim ya kıl olmadığım tüy yok şu dünya üzerinde. Kanal 1 ekranlarında amerikan yapımı reality tv showlarından “cheating spouses”dan (aldatan eşler) apartma bir show başlamış Allahım’a şükürler olsun. Kameramanların bir yatak odalarımıza girmediği kalmıştı o da oldu hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum. Zinaya birinci elden şahit kayıt halindeki kameraman mevcut bir de sevişen ve bu anın tespit edildiğinden güya habersiz bir çift. Bu çoklu iletişim halinin grup seksten bir farkı varsa bile bu farkı benim idrak etmem zor. Öyle kanımın son damlasına kadar mutaasıp da değilim ama aynı odadaki cinsel temastan zevk alan kişi sayısı ikiden fazla olursa benim lügatımdaki grup seks tanımına cuk diye oturuyor.
Tabi bunlar ilk duyduğum anda kapıldığım önyargılardı, denk gelip izleyemedim. Üzgünüm.
Program kendi çapında iddialı olan şu sözlerle yayına geçeli hayli zaman olmuş da ben farkına varmamışım:
“Aldatıldığını düşünler,
ihanete uğradığından şüphelenenler 'İhanet Avcıları'na başvuruyor,
'İhanet Avcıları' yaptığı takiplerle tüm şüpheleri ortadan kaldırıyor.
İhanet Avcıları birebir çekilen sıcak takip görüntüleri ve gizli kamera kayıtlarıyla içinde gerçek hayata dair bir çok şeyin olduğu yepyeni bir program.
Çapkınlara, kurnazlara, akıllı geçinenlere, 'ben aldatırım, bana bir şey olmaz' diyenlere bundan böyle geçit yok.
Türkiye'nin ilk ve tek kriminal psikoloğu Doktor Joseph Erdem liderliğindeki İhanet Avcıları aldatıldığından şüphelenenler için yepyeni bir çözüm olarak Kanal 1 de.”
Bugün öğle yemeği için buluştuğum ve bu programı izlemiş olan arkadaşım anlattı, öyle evlerde yatak odası baskınları tertip edilmiyormuş, otel odası, iş yeri gibi yerlerde aldatan çiftler kıstırılıyormuş. Bir tanesini anlattı; ellili yaşlarının henüz baharında olan reklam şirketi sahibi bir kadın yanında çalışan 20lerinin henüz başlarındaki ofis boyla sevişerek evlenmiş. Kocası daha sonra şirkette genel müdür pozisyonun konuşlandırılmış. Kadın şirkette olmadığı zaman senaryo yazımı, fikir teatisi, manken seçimi gibi envai bahane yaratan genç koca gönlünü yaratabildiği bahanelerden de fazla çeşitlilikte dilber ile eğlendiriyor. Bu yaratıcı iş bahanelerinin ardı arkası kesilmeyince karısının baharlarına güz gölgesi düşmeye başlıyor, gölgeler kadında kuşku uyandırıyor. Kuşkulu kadın eş dost tavsiyesi ile programın yapımcıları ile temasa geçiyor ve aldatan koca birkaç hafta izleniyor. En sonunda ekip ne yapıyor ne ediyor eşi iş üzerinde yakalamayı başarıyor. Kadın kameramanlar ve sunucularla beraber kendi şirketindeki fotoğraf stüdyosuna girip başlıyor feryada. Dekor amaçlı yataktan kendisini zor atan koca ayağına bir şort geçirmeyi başarıyor, yataktaki kadın ise vücudunun yuvarlak kısımlarını narin bir çarşafla zapt-ı rapt altına almaya çalışıyor. Aldatılan eş basıyor çığlığı:
Kadın: Adi adam
Adam: Sinirlenme aşkım
Kadın: Pis herif beni aldatmaya utanmıyor musun
Adam: Göründüğü gibi değil bir tanem.
Kadın: Çok pişkinsin hala nasıl inkar ediyorsun
Adam: Hayatım çekim yapıyorduk görmüyor musun?
Kadın:………….
Kadının da idrak etmiş olduğu gibi fazla söze hacet kalmadı adamın öne sürdüğü mazeret beni benden aldı. Duyduğumdan beri tekrarlıyorum ulu orta. Sapıklıkla itham edilmem an meselesi.
Tabi bunlar ilk duyduğum anda kapıldığım önyargılardı, denk gelip izleyemedim. Üzgünüm.
Program kendi çapında iddialı olan şu sözlerle yayına geçeli hayli zaman olmuş da ben farkına varmamışım:
“Aldatıldığını düşünler,
ihanete uğradığından şüphelenenler 'İhanet Avcıları'na başvuruyor,
'İhanet Avcıları' yaptığı takiplerle tüm şüpheleri ortadan kaldırıyor.
İhanet Avcıları birebir çekilen sıcak takip görüntüleri ve gizli kamera kayıtlarıyla içinde gerçek hayata dair bir çok şeyin olduğu yepyeni bir program.
Çapkınlara, kurnazlara, akıllı geçinenlere, 'ben aldatırım, bana bir şey olmaz' diyenlere bundan böyle geçit yok.
Türkiye'nin ilk ve tek kriminal psikoloğu Doktor Joseph Erdem liderliğindeki İhanet Avcıları aldatıldığından şüphelenenler için yepyeni bir çözüm olarak Kanal 1 de.”
Bugün öğle yemeği için buluştuğum ve bu programı izlemiş olan arkadaşım anlattı, öyle evlerde yatak odası baskınları tertip edilmiyormuş, otel odası, iş yeri gibi yerlerde aldatan çiftler kıstırılıyormuş. Bir tanesini anlattı; ellili yaşlarının henüz baharında olan reklam şirketi sahibi bir kadın yanında çalışan 20lerinin henüz başlarındaki ofis boyla sevişerek evlenmiş. Kocası daha sonra şirkette genel müdür pozisyonun konuşlandırılmış. Kadın şirkette olmadığı zaman senaryo yazımı, fikir teatisi, manken seçimi gibi envai bahane yaratan genç koca gönlünü yaratabildiği bahanelerden de fazla çeşitlilikte dilber ile eğlendiriyor. Bu yaratıcı iş bahanelerinin ardı arkası kesilmeyince karısının baharlarına güz gölgesi düşmeye başlıyor, gölgeler kadında kuşku uyandırıyor. Kuşkulu kadın eş dost tavsiyesi ile programın yapımcıları ile temasa geçiyor ve aldatan koca birkaç hafta izleniyor. En sonunda ekip ne yapıyor ne ediyor eşi iş üzerinde yakalamayı başarıyor. Kadın kameramanlar ve sunucularla beraber kendi şirketindeki fotoğraf stüdyosuna girip başlıyor feryada. Dekor amaçlı yataktan kendisini zor atan koca ayağına bir şort geçirmeyi başarıyor, yataktaki kadın ise vücudunun yuvarlak kısımlarını narin bir çarşafla zapt-ı rapt altına almaya çalışıyor. Aldatılan eş basıyor çığlığı:
Kadın: Adi adam
Adam: Sinirlenme aşkım
Kadın: Pis herif beni aldatmaya utanmıyor musun
Adam: Göründüğü gibi değil bir tanem.
Kadın: Çok pişkinsin hala nasıl inkar ediyorsun
Adam: Hayatım çekim yapıyorduk görmüyor musun?
Kadın:………….
Kadının da idrak etmiş olduğu gibi fazla söze hacet kalmadı adamın öne sürdüğü mazeret beni benden aldı. Duyduğumdan beri tekrarlıyorum ulu orta. Sapıklıkla itham edilmem an meselesi.
Eskiden böyle bir programa denk gelmiştim. Belki aynı programdır bilemiyorum ama aynen bu formattı. Bir kadın eşinin kendisini aldattığından şüphelenip hemen program yetkilileriyle temasa geçiyor. Yanındaki sarışın ve adam bir restorantta yakalanıyor. Adamın karısı adamı evire çevire dövüyor. Çok tuhaftı cidden...Demek haka varmış böyle birşey..
YanıtlaSilBiliyor musun o ihanet avcılarındaki kişilerin hepsi oyuncuymuş,insan özel hayatlarını deşifre etmeme adına yapılıyormuş:)
YanıtlaSilSanki mış miş ile oldu:/
Ben de diyordum bu erkekler bu kadar mı midesiz o canım güzel kadın bırakılıp da buna mı gidilir diye,
meğer kazın ayağı öyle değilmiş..
TVlerdeki herşey gibi bu da danışıklı dövüşmüş meğerse. Psikologun ismi pek güven verici gelmemişti daha ziyade atmasyon gibi duruyordu. nasıl da kara çalarım böyle :))
YanıtlaSil:) Ben de seyretme şerefine (!) nail olamadım ama bahsedildiğini duymuştum. İnanılır gelmemişti o zaman da. Danışıklı dövüşmüş zaten her şey. İnsanların yapacak başka işi yok heralde ya. Nerde abuk subukluk, insan aklı o tarafa çalışıyor..
YanıtlaSilÇıksa çıksa kanal 1 den çıkardı böylesi zati amaaan tv izlemek gibi bir huyum hiç yok şükür.
YanıtlaSilYıllar öncesinden bir haber:
YanıtlaSilEvli kadın, yatakta başkasıyla basılır. Adam, karanlıkta gelip yattığını, kendi evi olduğunu (nasılsa) fark etmediğini söyler.
Kadın daha pişkin. Cevabı aramızda yıllarca espri konusu olmuştu:
"Ben onu yorgan sandım."
Nasıl?
Şule;
YanıtlaSilBu da çok komikmiş ya.. Yorgan demek ? :D