8 Şubat 2011 Salı

Adını Bilmediğim Ağaç

Practice beni mimlemiş, ağaç olsan hangi ağaç olurdun diye soruyor.

Ben ağaçları severim ama isimlerini pek bilmem, meyve ağacı ise, meyve verdiği zaman ne ağacı olduğunu bilirim. Bir de kavak ağacını, selviyi bilirim ama onlar hüzünlü ağaçlar. Çınar ağacını bilirim az çok ama bazen de emin olamam, çınar mıd eğil mi bilemem. Kestane ağaçlarını bilirim, tabi o da dikenli dikenli kestanelendiğinde. Cinsini bilmiyorum ama ben illaki şu resimdeki ağaç olmak isterdim. Resimde çok ağaç var hangisi diye soran olursa en ortadaki, en kocamanı derdim.


Bir ağaç. olsam, etrafımda çiçekler olsa - belli ki bir park işte - çiçekler arasında, karşımda boğaz manzarası. Dallarımın altında bir masa, bir de sandalye.

İşte o zaman şunları derdim:

Ben Hidiv Kasrı'nın orta yerindeki parkın içindeki kocaman ağaç. Ne çok yazlar, kışlar, baharlar geçirdim burada bilemezsiniz. Zamanın hızlı geçtiğini söylüyor parkta gezen ziyaretçiler kendi aralarında. Bunu derken birbirlerine bilmiş bilmiş bakıyorlar. Oysa bilmiyorlar burada zaman ne kadar yavaş geçiyor.

Ben Hidiv Kasrı'nın yüzlerce ağacından biri, isimsiz olanı. Birisi gelsin, otursun gölgemde, derin düşüncelere dalsın isterdim. Sonra dayanamasın, başlasın düşündüklerini yazmaya isterdim. Uzun zaman sonra bir kitap sever gelsin aynı yerde otursun ve seneler önce oradan geçen yazarın dallarımın altında yazdığı kitabı okusun isterdim. Yazarın benim gölgemde kaleme aldığı yere geldiğinde başını okuduklarından kaldırıp derin bir nefes çekip etrafına bakmasını isterdim.

Derin bir nefes, serin boğaz havası, kuş sesleri. Başını kaldırıp derin nefes çektiğinde ve etrafında olan biten dinginliğin farkına vardığında, yazan da, okuyan da "hayat ne düzel" diye düşünsün isterdim Tıpkı benim gibi, adı belli olmayan ağaç gibi.

Çok mu şey mi istemek olurdu bunlara özenseydim?. Son isteğimdi diye düşünün, belki gerçekleşir dileklerim o zaman.

İşte ağaç olsam olsam bu ağaç olurdum.

Bu mimi kimseye göndermiyorum, ama içinden bu konuyu yazmayı geçiren herkesi davet ediyorum yazmaya. Bir ağaç olsanız, hangi ağaç olmak isterdiniz?

6 yorum:

  1. Tam anlayamadım ama sanırım akasya o... Gerçi gövdesi akasyaya göre biraz uzun sayılabilir ama:))) Elma ağacı olmak isterdim ben. Çok severim elma ağaçlarını. Merhabalar bu arada, hoş geldim mi:)

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler, çok güzeldi. :)

    YanıtlaSil
  3. ne güzel bir mim bu ve ne güzel yazmışsın. elimde her zamanki gibi birikmiş mim olmasa ben de yazardım ama neyse :))

    bu arada benim paralı mimi de unutmayasın :))

    YanıtlaSil
  4. Hoşgeldin Kırmızı çizmeli kedi.. :))

    YanıtlaSil
  5. D.:

    Asıl ben teşekkür ederim böyle güzel bir mim için.

    YanıtlaSil
  6. Beenmaya;

    Teşekkür ederim.. Senin mimi unutmdım.. O mim aslında seninle sohbet ederken anlatığım burada başlattığım ve romana dönüşen öykümün içinde bir yere cuk diye oturdu. Mimi sende ilk okuduğum anda yerini bulmuştu bile.. Ancak onu yayınlamadan önce o öykü demetinden bir karakterin öyküsü yayınlanacak önümüzdeki günlerde ve hemen ardından paralı mim geliyor. :)

    YanıtlaSil

Yorumlar