21 Şubat 2013 Perşembe

Söz


Bu dünyaya isim koyamadığını söyledi bana. Yıllar önce böyle bir şey işitsem, bıyık altından gülmemek için kendimi zor tutar, sonra da bir bahane yaratıp dışarı atardım kendimi. Altı hastanın yattığı odadaki tek ziyaretçi olmam bir yana söylediği laf hiç de gülünç gelmedi bana. Kafamı çevirip diğer hastalara baktım. Yataklarında başka bir şeyle ilgileniyormuş gibi yapıyordu hepsi. Soluk yüzüne döndüm bu sefer, "geçmiş olsun" denmez ya ölüm döşeğindeki insana; Bakıştık konuşmadan. 

Derken anlatmaya başladı. Öldüğünde boynunda lacivert renkli bir kravat ile gömülmek istiyormuş. Tek ve son vasiyeti buymuş. Bunca acı çekmiş bir insana ne denilebilir ki evetten başka. Yine de kuşku ile baktı gözleri: "Kravat" dedi. "bil ki çok önemli."

Altı üstü bir bez parçası değil mi boyuna takılan, ömür boyu nefret ettiğim iki yakayı bir araya kavuşturmaya yarayan bir bez parçasını öldükten sonra da boynunda taşımak istemesi şaşırtmadı beni. Başkalarının isteklerinin artık beni şaşırtamayacağını sandığım bir yaştaydım. Bu sonuncu arzu tuhaf bile gelmedi. Evdeki düzinelerce rengarenk, enine, boyuna çizgili, şal desenli, kareli, ekose, verev şekilli kravatlar geldi gözümün önüne bir an. "Merak etme sen" dedim. 

"Niye ben?"

"Neden başkasından istemiyor bunu?" 

"Yoksa istedi mi başkasından da?"

Yastığının altından katlanmış eski bir kağıt parçası çıkardı uzattı bana. Elleri titriyordu. 
"Bunu dedi şimdi okuma, Öldüğüm vakit cenazeme gelmeni ve orada okumanı istiyorum."
İşte o zaman anladım son isteğini benden başkasına söylemediğini. 

Söz verdim. Öksürük nöbetine tutulmuş bir hastanın sesini daha fazla işitmemek için hızla geçtim koridorları. Sonra geniş kapıdan bahçeye çıktım. Otoparkta motoru çalıştırmadan elimi cebime atıp çıkardım hastane kokan kağıdı. Kırık dökük bir el yazısı vardı buruşuk kağıdın üzerinde; 

"Bir sırım var benim. Sandığınız kadar iyi insan değilim. Bir intikam cinayeti işledim ben. Saat üçü kırk sekiz geçiyordu. Yalnızdık, kimse göremezdi. Onca yıl içimde gizlediğim öfke çıktı göğüs kafesimden. ikimizin tam ortasında durdu. Gözleri çakmak çakmaktı. Bir ona baktı bir de bana. Bakışlarını bir kez daha ona çevirdiğinde anladım ki yapabilirdim. Kimse göremezdi beni. Tam sekiz yüz kırk yedi gün önce sırtıma aldım bu yükü. İntikam, yetmiyormuş unutmaya geçmişi. Aranızdan ayrılırken her şeyimi bilin istedim."



3 yorum:

  1. çok etkileyici. bir de; "vicdan ilahi bir takiptir" demiş ya Sezen

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler :) Keşke herkes zamanında vicdanının sesini dinlese. Pişmanlıkla gelen vicdanın yararı pek olmuor. Zarara uğradıktan sonra.

    Sezen'in her insani duyguya ve duruma hitab eden ne çok şarkısı var değil mi? Sen sıkı bir takipçisisin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ovvvv fena Sezenciyim ben :)) tabi posterlerini duvarlarıma asma yaşını geçtim, şimd şarkı sözlerini eşeliyorum en çok :))

      Sezen bu ülkeye gelmiş ender insanlardan, sanatçılardan, şarkıcılardan vs. Gerçekten kıymetini bilmeli.

      Sil

Yorumlar