Çocukluğumda en sevdiğim hayal kahramanlarından birisi oydu. Haşarılıklarına kahkahalarla güler, ev ahalisini hop oturtup hop kaldırmak için incir ağacının en riskli dallarında akrobatik hareketler yaparak hızla ilerlerdim. Pinokyo'yu pek severdim uzun lafın kısası. İlkokul yıllarımda kitabını defalarca okmuştum. Ancak sonuna kadar bir kez okudum. Pinokyo'nun insan olmasını istemiyordum, kabul edemiyordum. İnsan olursa hepimiz gibi olur, haşarılıkları, eğlenceli hali sona ererdi. O yüzden kitabı Pinokyo'nun insan olacağı noktada bırakıyordum elimdeki kitabı ve kendi uydurduğum bir dua ile "Tanrım Pinokyo insan olmasın, o kukla kalsın" diye dua ediyordum.
Eskici dükkanları, sahaflar, bit pazarları müdavimlerinin karşısına her seferinde farklı bir sürpriz çıkarmayı severler. İçlerinde aynı anda hem hüzünlü, hem neşeli olan şakacı bir ruh vardır o yerlerin. Çıfıt Çarşısı denen bir yerde, bir tür bit pazarında gezerken gördüm onu. Çizgi filmini, kitapların kapaklarına, sayfa aralarına serpiştirilmiş ilüstrasyonlarını daha önce çok görmüştüm ama karşımda tahtadan vernikten, capcanlı görmüşlüğüm yoktu. Bu kalabalığın sebebi nedir? Şu yayıntı önbeğinin içinde dişe dokunur bir şey var mıdır? acaba düşünceleri ile tezgahlar arasında salınırken aniden göz göze geldik Pinokyo ile. Sırtını dağa yaslamış bir taşra kentinde, bir perşembe öğleden sonrasında, bir çingene pazarının göbeğinde yaşanan inanması güç bir karşılaşma idi. hazırlıksız yakalanmıştım. Çocukluk dualarım kabul olmuştu işte, Pinokyo orada karşımda duruyordu. Ben şaşkınlıkla ona bakarken bir an gözlerini kırptı bana. Nasıl sevindim anlatamam. Meğer Pinokyo insan olmamış. Oyunlar oynamak için benim doğduğum kente gelmiş ve bit pazarında beni bekliyormuş. Sağ tarafındaki fotoğraf Mavi Peri'nin olabilir miydi acaba? Yok yok hayır, peri değildi o ama Pinokyo gerçekti. Herşeyin olduğu gibi Pinokyo'nun da bedeli vardı. Cebimden paraları çıkarmış sayarken ellerim sevinçten titremeye başladı. Satıcı adam Pinokyo'yu usulca bir poşete sardı. Ben de yanımdaki çantanın içine oturur pzoisyonda yerleştirdim onu. Oradan doğru yola koyulduk. Pinokyo'nun yeni evine doğru.
Fotoğraf: Pinokyo'nun Son Yolculuğu - D.M.
Teşekkürler, ne kadar farklı...
YanıtlaSilÇok güzel bayıldımm:)Yeni evinde çok güzel günler geçirecek inanıyorum.
YanıtlaSilBen hep Pinokyo'nun insan olmasını isterdim. Çok üzülürdüm onun için. Bana hep kederli bir kahraman gibi gelmiştir. Ama sanırım Pinokyo ancak bu şekilde Pinokyo, tahta bacakları, tahta kolları ve burnuyla. Eğer insana dönüşürse Pinokyo başka biri, çok sıradan biri olur. Haklısın böyle kalmalı.
YanıtlaSilSelam Vladimir,
YanıtlaSilGeçenlerde lise arkadaşımdan bir elektronik posta gelmişti. İlginçti. Diyordu ki,
"Sayın Anne ve Babalar! Cocuklarınıza kizip azarlamayi birakin, onlarin sucu yok!
ne yapsinlar, şu masal kahramanlarina baksaniza :"
Sonra örnekler veriyordu.
"Külkedisi Sinderella dans partilerinde fink atiyor, sokaklarda yalinayak dolasiyor ve gece yarisi eve geliyor..."
"Uyuyan Güzel zaten yatagindan cikmiyor, durmadan uyuyor..."
"Keloglan ise tam bir tembellik abidesi, aylak aylak bütün gün hic bir is yapmadan geziyor..."
Sizin Pinokyo'da nasibini alıyordu:)
""Pinokyo yalancinin teki, tek ayak üstünde bin yalan söylüyor.."
Şaşırmıştım. İyi ama bu masalları şimdiki çocuklar dinemedi ki, bu masalları biz dinleyerek büyümüştük. Cevap yazmıştım.
"Sevgili A., hani bizim köye gelince beni arayacaktın. Duydum. Gelmişsin. Ama aramadın. Sana artık gücenemem. Anladım ki senin kabahatin yok. Kabahat küçükken sana Pinokyo okutanda:))"
Vladimir, siz de Pinokyo huyunda mısınız yoksa:)
Pinokyo kuklalarından iki tanesini Ela ve arkadaşı için Amasra'dan almıştım ben de.
YanıtlaSilDuygu yüklü güzel bir paylaşım olmuş...
Ali Zafer Sapci;
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
Kamikaze;
YanıtlaSilYaramazlık da yapabilir ama kedilerden uzak durmak kaydı ile :p
Aydan Atlayan Kedi;
YanıtlaSilBenimkisi fantazi işte, ama hiç kuklam olmamıştı daha önce, kitapların arasında hoş bir süs olabilir.
Hayal Kahvem;
YanıtlaSilKurguda yalancıyım elbette, ama o yalan sayılmadığı için burun ölçülerim asla değişmiyor. Yazı dünyasında yalancıktan dünyalar kurmak ok. Ancak gerçek yaşamda yalandan nefret ederim.
Aysema;
YanıtlaSilBöyle aniden görünce çok hoşuma gitti Pinokyo. :) teşekkürşer
yazıyı okuyunca bu şarkı geldi aklıma üşenmedim buldum internette bak bakalım hatırlayacak mısın :)
YanıtlaSilhttp://alkislarlayasiyorum.com/icerik/51453/pippo-franco-pinocchio-chio-1984
Merhaba,
YanıtlaSiliPhone ve iPad için geliştirdiğim mobil blog takip uygulamadı WEkran'da yer almak ister misiniz? Detaylı bilgi için wekran.com adresini inceleyebilirsiniz.
Pinokyo beye bayıldım. ben de 97 İtalya da aynı şeyi yaşamıştım, her yerde pinokyolar vardı hemen bana en yakın geleni almıştım şimdi mutfağında her gün bana bakıyor daha sonra yine italyaya giden birini sipariş verdim kardeşini de getirdi . ÇOk seviyorum ağaç çocuğu.
YanıtlaSilÇay ve Sİmit;
YanıtlaSilVar ya süper..... Çok teşekkürler... Ben bu şarkıyı anımsıyorum. Sanremo arkı yarışmasındaydı sanırım. Ve 1984 yılındaki şarkıların hepsi süğerdi. :) Ben bu şarkının yorumlarda kaynamasına üzülürüm ön sayfadan paylaşacağım.
İbrahim;
YanıtlaSilKesinlikle isterim ve kendimde iphone da kullanırım bunu. Teşekkürler.
Ben de benzer duyguyu Tenten mağazasında yaşamıştım. Ama bu mağazada satılan en küçük şey bile dünya para olduğu için elim boş çıkmıştım.
YanıtlaSilSen şanslıymışsın. :)