Epeydir izleyebilecek doğru düzgün bir dizi filme rastgelmiyordum. Ekim ayında başlayan bir HBO dizisini duyunca bir şansımı deneyeyim dedim. Enlightened, "Aydnlanmış"; 30 dakikalık süresi ile absürd komedi ile dokümanter film arasında duran genel havaya sahip. Dokümanter havası dediysem de titreşen el kamerası görüntüleri yok, dizi film doğru düzgün bir film şirketinin çektiği eli yüzü düzgün bir film havasında. Konuda bir tür devamlılık olsa da her bölümü ayrı bir kısa film gibi izlenebiliyor.
Dizinin yapımcısı ve başrol oyuncusu Laura Dern, annesi Diane Ladd dizide de annesini canlandırıyor. Yazarı ve L. Dern ile birlikte yapımcısı olan Mike White dizide öne çıkan rollerden birisi Tyer'ı oynuyor. Luke Wilson uyuşturucu madde bağımlısı eski eş rolünde. Eğer izleyecek olursanız İnsan Kaynakları Müdürü Judy rolündeki Amy Hill'e lütfen dikkat, müthiş bir komedyen ve bunu son derece ciddi durarak başarıyor.
Dizi bir patlama ile açılıyor, adının Amy Jellico olduğunu öğrendiğimiz kırklı yaşlardaki bir kadın şık bir ofisin asansöre açılan çıkış kapısında etrafa ultimatomlar tehditler yağdırıyor, göz yaşları fışkırırcasına akıyor, rimelleri göz yaşlarına karışıyor. O anda kadının müdürü pozisyonundaki evli adamla bir ilişkisi olduğunu adamın Amy'ye verdiği vaatleri tutmak şöyle dursun çalıştıkları güzellik ürünleri üreten ve pazarlayan firmada ayağının kaydırılması için uğraşmakta olduğunu ve vaad ettiği pozisyona başkasını önerdiğini anlıyoruz. Asansöre geldiklerinde Amy düpedüz sinir krizi geçiriyor. Sonra hoş bir aydınlık çöküyor ve baş karakter aydınlanıyor. Amy'nin üç ay kadar Hawaii'de bir tedavi merkezinde konuk olduğunu anlıyoruz. Buraya kadar anlattıklarım dizinin ilk bir kaç dakikası. Asıl dizi Amy'nin tedavi merkezinden dönmesi ile başlıyor. Kadın annesini evine yerleşip onunla yaşamaya başlıyor. Sinirleri bozzuk her an parlamaya hazır kadının gidip onunla taban tabana zıt, baktığı her şeyde güzellik arayan ve bulan birisinin geldiğini görüyoruz. Asıl Amy arada bir kendisini gösterse de aydınlanmış Amy dizginleri çabucak ele geçiriyor. Amy'nin ilk önce sinir krizi geçirerek ayrıldığı şirkete safça geri dönmeye çabalıyor, sinir krizi geçirmesine sebep olan müdürü, annesi ve eski eşi ile ilişkilerini düzeltmeye çalışıyor.
Dizinin ilerleyen bölümlerinde Amy'nin saldırgan, kavgacı,, kolay parlayan kişiliğinden sıyrılma çabasının onu bir seri utandırıcı olayın içine çekişi konu ediliyor. Annesi onun değişimini kuşku ile karşılıyor ve yaklaşan olayları netlikle görüyor. İzleyici de neyin yaklaşmakta olduğunu ve Amy'nin ona nasıl biçimde tepki vereceğini anlıyor ve düşeceği ddurumu ona acıyarak bekliyor. Bu hem mükemmel oyunculuklarla, oyncular arası uyum ile hem de çok detaylı yazılmış senaryo ile mümkün elbette. 30 dakikalık süre olabilecek en iyi biçimde değerlendirilmiş, her bölümde minik gerilimler var, olaylar o gerilim anına kadar yükseliyor ve doruk noktasında artık aydınlanmış Amy'nin eski Amy ile mücadelesine tanık oluyoruz. Şimdilik on bölümünü izledim ve 2011 yılının en iyi dizisi olduğunu düşünüyorum.
1 Ocak tarihinde Digiturk'un bu diziyi yayınlamaya başlayacağını duyunca iki satır yazmaya karar verdim. Digiturk'ün yaptığı gaf da bir "çeviri hataları" etiketli başka posta kalsın.
Daha iyi, daha iyi, daha iyi bir yıl dilerim!
YanıtlaSil