Şu anda çok kötü bir şey yapmak üzereyim. Yılın son günlerinde senenin en güzel filmlerden bir tanesini izledim ve bu filmi hakkında hiçbir bilgi edinmeden izlemenin yapılacak en hayırlı iş olduğunu biliyorum. Buna rağmen bu film hakkında yazmak istiyorum. O yüzden sizden ricam eğer Catfish'i izlemediyseniz lütfen bu yazıyı okumayınız.
Catfish Sundance film festivalinde yıldızı parlamış bir dokümanter film. Filmde yer alan kişiler gerçek. Aktarmaya çalıştığı konuyu; merak, yalanlar ve internet olarak özetleyebilliriz. Ancak filmde anlatılan olayların gerçek olamayacağını iddia edenler de çoğunlukta. İzleyince kararı sizin vereceğiniz filmlerden bir tanesi ile karşı karşıyayız.
Nev Schulman yirmili yaşlarda New York'lu bir fotoğrafçı. Kardeşi Ariel ve arkadaşları Henry Joost ile aynı evi paylaşıyorlar. Kardeşi ve Henry amatör olarak filmler yapıyorlar. Nev dansçı fotoğrafları çekiyor. Çektiği resimlerden bir tanesi gazetede ve gazetenin internet sitesinde yayınlanıyor. Bir kaç ay sonra Michigan'ın kasabalarından birinden Abby isimli 8 yaşındaki bir kız çocuğu Nev ile temasa geçerek, ona gazetedeki fotoğrafa bakarak yaptığı yağlıboya tabloyu gönderiyor. Nev çekmiş olduğu fotoğraftan yapılmış resimden etkileniyor. Abby'ye üzerinde çalışması için yeni fotoğraflar gönderir. Her fotoğraf geriye yağlıboya tablo olarak geriye döner.
Nev Abby'nin ebeveynleri Angela ile Vince ve Ablası Megan ileinternet üzerinden tanışır. Facebook'ta birbirlerini eklerler. Megan müzik yapmaktadır. Aile Nev'e koliler gönderip onu şaşırtmaktadır. Nev'in kardeşi ve arkadaşı internet üzerinde gelişen dostluk ilişkisini dokümanter film haline getirmeye karar verir. Filmin müziklerini megan'ın gönderdiği MP3 kayıtlarındaki müzikler ile yapacaklardır. Bu arada Nev ile Megan arasındaki ilişki hızla romantik yöne kaymaya başlar. Sürekli cep telefonu ile mesajlaşlaşılmakta (1500 mesaj), arada telefon ile görüşülmekte, internette yazılı sohbetleşilmektedir.
Nev, Ariel ve Henry Abby'nin yaşadığı yere yakın bir yerdeki dans festivalline katılacaklarını bildirirler ve onlardan uzun bir süre orada kalacakları için gelmelerini, beraber vakit geçirmeyi talep ederler.
Festival için otele vardıklarında chatleşirken Megan'ın Nev'e gönderdiği bir şarkının başkasının facebook videolarından alındığını farkederler. BU olaydan sonra düşündükçe ve mesajları birbirleri ile karşılaştırdıkça bu aile hakkında yolunda gitmeyen bazı izleri farkederler.
Bunun üzerine habersizce aleyi ziyaret etmeye karar verirler. Sonunda ne ile karşılaşacaklarını bilmedikleri bir yola koyulurlar. Bu insanlar gerçekten var mıdır, yok mudur? Merakla koyuldukları yolculuğun sonunda neler yaşayacaklardır? Vardıklarında yalanlar katman katman açılır, arada gerçek olduğunu düşündürenlerin izleri belirir ta ki en altta yatan "insan" tüm çıplaklığı ile ortaya çıkıncaya kadar.
Dokümanter bir filmin merak unsurunu filmin yarısında ortaya çıkartıp, buluşma anından sonra izleyicisinin zekası ve duyguları ile kedinin fare ile oynadığı gibi oynaması ve bunu basit çekimler, gizlenmiş kameralar, elbiselere saklanmış mikrofonlar ile başarabilmiş olması bir mucize. Film bittiği ana kadar baş karakterlerden birinin sırlarını ele vermeye devam etmesi dahası film bittikten sonra yazılar geçerken arada facebook sayfalarının görüntülleri üzerine konuşmalar girip katmanların açılmaya devam etmesi çok etkileyici. Filmin finaline doğru"Catfish"in öyküsünü Vince'in ağzından dinlemek ise büyük keyif. Bu ad nerden çıkmış diye düşünmektense o da aydınlanıyor film bitmeden.
Uzun zamandır beklediğim sinema keyfini böyle minik bütçeli, mütevazi bir filmden alabilmiş olmak da yeni yıl hediyesi sanki.
Filmin bir kaç fragmanı var her biri birbirinden etkileyici.
bak yeni yıla girerken güzel bir yorum oldu bu şimdi. imdb ye bile bakmadım haberin olsun..
YanıtlaSilgidip izlerim kötü çıkarsa artık bilmiyom haberin olsun :)
"Ne izlesem" diye düşünürken bu yazıyla karşılaşmış olmam tesadüf olamaz sanırım :)
YanıtlaSilnot aldım :)
YanıtlaSilgerçi izlemeyen okumasın demişsin ama :D
FKH;
YanıtlaSilDeğişik bir film, öyle dokümanter delisi değilim ama bu başta dokmanter gibi başlayıp yarıda sanki filme dönüşüyor. SOnra da kaptırıyorsun kendini.
Selin;
YanıtlaSilHayır tesadüf olamaz. :))
Ebruli Günce;
YanıtlaSilEvet aslında hiç beklenti olmadan izlemek iyi olurdu. Filmin afişi de zaten bunu telkin etmeye çalışıyor :))
İnsani yönü çok kuvvetli bence, son on dakikada isterseniz gözyaşlarınızı bırakın aksınlar.