Jean
Rhys’ın ilk öykü kitabı “Nehrin Sol Kıyısı” 34 yaşındayken
yayımlanır. Kitabı edebiyat çevrelerine
tanıtmak isteyen hamisi ve aynı zamanda yazar olarak kullandığı takma adı ona
veren Ford Madox; Batı Hint Adalarından gelip İngiltere’de kendisine yer
edinmeye çalışıyor olmasının, yazara yaşamını sürgün olarak sürdürenlerin sahip
olabileceği bir ayrıcalığı, yani fark edilmesi güç detayları yakalamasını
sağlayan bakış açısını kazandırdığını ifade eder. İlk öykü kitabında hayran
kalınacak bir içgörü ile kaybetmeye mahkûm, silik ve hatta zavallı
diyebileceğimiz insanları tutku ile anlatır.
Sonradan yazdığı romanlarda otobiyografik izler fazlası ile
bulunmaktadır. Gözlemden beslenen, bilinç akışına yer yer baş vuran
anlatılardır eserleri. Ancak ne yaparsa yapsın, ne yazarsa yazsın yıllar boyu
“gerçek edebiyatçılar tarafından” görmezden gelinir.
İnişli
çıkışlı, istikrardan ırak bir yaşam süren, maddi olarak farklı erkeklere
bağımlı dönemlerden geçen Rhys; 1939 yılında ortadan kaybolur. Uzun yıllar sonra… 1966 yılında yeni bir roman
ile ortaya çıkar. İngiliz edebiyatında çok bilinen, ancak görmezden gelinen bir
kadını, bu kez erkek karakteri görmezden gelerek anlatmıştır. Referans olarak
kullandığı eserin anlamını bile değiştirecek, kısacık ancak derin bir kabusu
andıran bir romandır “Geniş. Geniş Bir Deniz”. Anlatılan
ise Charlotte Bronte'nin meşhur eseri Jane Eyre’den bildiğimiz; yüzeysel,
derinlik kazandırılmamış karakterin, yani tavan arasında kilitli tutulan, “baş
belası, deli kadının” hayatıdır. Birbirinden kopuk parçalardan oluşur,
anlatıcılar, bakış açıları sürekli değişir.
Roman
büyük başarı ve takdir kazanır. Görmezden gelinmiş eski kitapları, altmışlı
yılların ruhunu yakalamıştır: yeniden basımlar, ödüller arka arkaya gelir. Ne
var ki yazarın en verimli yılları geride kalmıştır, yazma isteği eskisi kadar
güçlü değildir. Geç gelmiş edebi şöhret ise umurunda bile değildir.
Ölümünden
kısa bir süre önce kendisi ile yapılan ropörtajda roman yazarlarının uzun süre
mesut olamayacaklarını, illa ki acı çekmeye değer bir şeyler bulacaklarını
iddia eder ve en azından kendisi için böyle olduğunu ekler. Şöyle der Rhys: “Eğer… hayatımı yeni baştan yaşama ya da
seçme şansım olsaydı eğer… yazmaktansa… mutlu olmayı seçerdim bu sefer”
1979
yılında, “Lütfen Gülümse” isimli otobiyografisini tamamlayamadan vefat
eder.
Yazımda link olarak verip düzenledim:) Çok ilginç ve hoştu Rhys'in hikayesi.
YanıtlaSil