"Hep ecnebi
film yönetmeni olmak isterdim. Ama Brooklyn'de doğmuştum, ecnebi değildim bu
yüzden olamadım. Ancak sonradan bir alay tatlı tesadüf sayesinde kendim ülkemde
olamasam da dünyanın başka ülkeleri için bu hayalim gerçekleşti. Hatta bir ara ucundan
kıyısından altyazı bile hazırlamışlığım vakidir. İşte bu çok hoşuma gitmişti. Aslında
film çevirirken yabancı dil bilmek pek gerekmiyor, zira konuşacağınız bir kaç şey
vardır, onları da zaten herkes bilir. Tek kelime İngilizce bilmeyen çinli bir
kameraman ile beraber üç film yaptık. Konuştuklarımız hepi topu, ışık ve açılar hakkında olunca, dil sorunu yaşamadık."
"Okur yazar insanlar için film yapıyorum. İtiraf etmeliyim ki dünya da, patlayan
arabalar ya da bel altı şakaların, yani genel seyirci zevkinin hitabetmediği; okuma
yazması olan, eğitimli, süzme zevk sahibi bir kaç milyon insan var."
"Film
yapmak beni çok mutlu ediyor. Gerçi bir roman da yazdım ama pek başarılı olduğu
söylenemez. Tiyatro oyunu yazmak istiyorum, The New Yorker'a yazmaya devam
edeceğim. Yani illaki her sene bir film çevirmem lazım diye kendimi paralamama
gerek yok. Bir yıl bir film yapmak için çok fazla bir süre. Şey'in yaptığı gibi
- Steven Spiellberg - filmler yapmam ben, hani 3 sene ve 100 milyon dolar
harcanan filmler diyorum. Benim yaptıklarım daha az hırs gerektiren filmler.
Bunları çekmek daha kolay. Bir filmi bitiririm ve evde pineklerken yeni
fikirler üretmeye başlarım. Sonra oturur bu fikirleri bir araya toplar, kağıda
dökerim. Bir film yapabilmem için öyle büyük paralara ihtiyacım yok, böyle
olunca da finanse edecek insanları bulmam zor olmuyor. Benle çalışmak
prodüktörler için de doğru bahse para yatırmakla bir, zira ben hem ucuza hem de
oyalanmadan film çekerim. Film vizyona girer girmez de, adamlar daha ne
olduğunu anlamadan yatırdıkları parayı geri alırlar. Arada bir de olsa, bir hit
çıkarttığımda herkes bir ton para kazanır. Mesela "Match Point" 100
milyon dolar kâr etti. Elbette benim haricimdeki herkes."
"İster
inanın, ister inanmayın ama ünlü olmanın çok berbat yönleri olduğu kadar, iyi
tarafları da var. Ama bunun artısına eksisine bakınca iyi taraflarının
berbatlardan fazla olduğu görülür. Yani eğer bir punduna getirebilirseniz, ünlü
olun derim."
bol diyaloglu , ironik , bazen eğlenceli ve düşündüren
YanıtlaSilçoğu filmini seviyorum.
Farklı bir dili olduğu kesin, izlyecisini izletttiği dünyanın içine hemen alıveriyor.
YanıtlaSil