Geçen hafta cuma günü, yaşadığım kentte şiddetli bir rüzgar esti. Kuvvetli rüzgarların bu kentte ne ilk ne de son esişlerinden biriydi bu. Sadece ve sadece bir kuvvetli bir rüzgar daha idi.
Biraz şiddetli bir rüzgar esince, aya da azıcık kuvvetli bir yağmur yağdığında bu kente/bu kentte olanlar belli. Hal böyle olunca bu gibi ıslak ve esintili anlarda belediyenin bir şey yapması, yapmayı planlaması, böyle anlarda dumura uğrayan hayatı yeniden akışına oturtmaya yarayacak önlemler alınmasını ummak çok şey istemek sayılmamalı.
Rüzgar esti. Yapılan şu: Karşıyaka'dan Alsancak ve Konak'a giden vapur seferleri durduruldu. Sadece Pasaport hattı çalıştı. Çünkü Alsancak vapur iskelesine dalgalar bir yandan çarpınca, turnikeleri aşıp öbür yana geçivermesi olağan şeylerden böyle havalarda. Konak vapur iskelesine yanaşabilen vapura aşk olsun zaten.
Elbette "Belediye rüzgarın şiddetini kontrol etsin, fazla esmesine müsade etmesin" demiyoruz. Böyle bir şeyi zaten yapmaları mümkün değil.
Günü her saatinde dolu olan iki seferi iptal etmek dışında bir şey olmaması ne anlama geliyor?
Ben söyleyeyim o kalabalığın aynı istikamete doğru otobüslerle ulaşmaya çalışması demek.
Peki madem tek vapur seferi Pasaport'a; koskoca alan da uygun, iskeleye o anı kurtarmak için otobüs seferleri koymak neden akıl edilmez
ya da,
Karşıyaka'dan Konak istikametine giden otobüs sayısını o güne mahsus arttırmak neden kimsenin sorumluluk alanına girmez. özel durumlarda halkın yararına manevra yapmayı akıl edecek insan kadrosu yok mu bu konuda yetki üzerine yetki kuşanmış birimlerde?
Bence vatandaşını seven bir belediye bu gibi anlarda vapur seferlerini iptal etmek dışında minnacık çözümler akıl edebilmeli. Ama vatandaş umurunda değilse, seferler iptal, halk baksın başının çaresine der geçer.
Çözüm bulmak için son anı beklemelerine de gerek yok aslında; kötü havalarda şehrin içinde bir yerden bir yere gitmek mecburiyetinde olan vatandaşlar için bir takım çözümleri düşünmeleri için yılda 365 gün vakitleri var diye biliyorum. Niye kullanmadıklarını tabii ki bilemiyorum. Bu beni aşar.
Vatandaşı oy isteme zamanından oy isteme zamanına anımsayan insanlar: kendilerine sunulmuş toleransı da insanlardaki tabeladaki isme bağlılığı da kalıcı zannedip böyle rahat, pervasız davranıyor olmalılar. Neşeleri bilir.
O gün Karşıyaka`an Konak vapuruna binmiştim, vapur iskeleden ayrıldıktan az sonra duyuruldu Pasaport İskelesine yanaşacağı. O akşam bir programım vardı ve zar zor yetiştim. Önceden bilseydim vapuru tercih etmezdim; bir beşik gibi sallandı vapur, gözüm hep can simitlerindeydi.
YanıtlaSilVapuru kullanan yolcular elbette bu durumu bilemez ancak kendin ulaşımını sağlama sorumluluğuna sahip olanlar eksilttiği yere alternatifi bulmayı akıllarına getirdiğinde sorun olduğunun farkına bile varmaz vatandaş. Vapurdan inilen noktada bir konak otobüsü bekletmeyi aklına getirse bir yetkili mesela.. Var mı böyle bir yetkili?
SilAmaaan Vladimir, başka derdin mi yok Allah aşkına. Hay lay lom hay lay lom de geç. Bütün herkes bu moda geçmiş durumda zaten.
YanıtlaSilben de; hay lay lom hay lay lom...
YanıtlaSilbelediyeler, yetkilileri tamam da ben anladım ki, bunları yaşayan halkta daha feci tutukluk, unutkanlık oluyor. bak bekle gör iki gün geçsin, güneş yüzünü göstersin o otobüs sırası bekleyenlerin kaçı bunu hatırlıyor olacak? hele sandık başına gidileceği dönemde tamamen şuur kaybı yaşanıyor. sesimi çıkartayım diye teşebbüs ettiğinde ise arkana bir bakıyorsun kimse yok aynı yorum yapan arkadaşın dediği gibi herkes hay lay lom... tüm bunlara rağmen ben en azından, yalnız başıma olsam da belediyeye dilekçe yazıyorum. bu güne kadar dönüşüm çöp toplanması konusunda debelendim, şimdi on günde bir kapımdan alıyorlar. acil önlem konuları pek buna benzemiyor olsa da denemek ne kaybettirir? selamlar...
YanıtlaSilBu öneriyi denedim. Bu gibi durumlarda neler yapılması gerektiğini işin yetkilisine hatırlatmak çok acı bir şey.
SilDeniz seni belediye başkanı seçicem. İşte bittiğin gün, o gündür.:))
YanıtlaSilSağol be Halil :D :))) oraları hayal edip peşinde koşanlar yapsın o işi. Ama bilimum vaadle oralara gelenler de çalışsın iş üretsin laf değil.
SilBasit aslında yetki vereceksin, kontrol edeceksin. Yetkilerini sorumluluğu ile beraber yanında çalışanlara devredeceksin. Zaman zaman kontrol edip hesap soracaksın. Bu işin altından kalkamayacak insanlar laf olsun torba dolsun diye yer işgal etmesinler. Az para almıyorlar. Biz de seçiyor yetki veriyoruz. Hesap sormak hakkımız. Ulaşım kanallarından birini kesiyorsa alternatif kanalı güçlendirmesi gerektiğini bilemiyorsa bunlar bu izmirli bu çileyi çekmek zorunda değil bence.