Bazı filmler böyledir işte; hakkında hiçbir şey duymuşluğunuz yoktur, adını adını bile duymamışsınızdır önceden. Gidip izlediğinizde güzel bir yemek yedikten sonra bir kaç saat damağınızda kalan o nefis lezzeti andıran bir sinema tadı bırakır dimağınızda. Las Malas Intenciones de benim için sürpriz filmlerden bir tanesi oldu. Hem de ışıklar kararıp film başladığı anda. Öylesine gittim ve izledim, Peru'lu yönetmen Rosario Garcia- Montero'nun ilk uzun metrajlı filmini.
Cayatena ve kahramanları
Film 1981 yılı sonuna doğru başlıyor ve 1982 yılının 2 Mayıs gününde bitiyor. Çoğunlukla da Lima'da etrafı yüksek duvarlarla örülü bir ev ile ilkokul öğrencilerinin devam ettiği bir katolik okulunda geçiyor. Teröristlerin her gün yeni bi reylem düzenlediği, evcil hayvanların elektrik öldürülüp elektrik direklerine asıldığı, zengin evlerinin basıldığı, bombaların atıldığı, alevlerin sürekli yükseldiği ve terörden bile para kazanmanın yollarını buldukları için zenginlerin servetlerini giderek daha fazla arttırdığı bir dönemde geçiyor.
Filmin konusu: Cayatena de Los Heros 8 yaşında anne ve babası ayrılmış astım hastası ve migrenden muzdarip bir kız çocuğudur. Lima'nın bir kaç kilometre dışında etrafı yüksek duvarlar ile örülü bir bahçenin içindeki evde annesi, üvey babası ve hizmetçileri ile yaşamaktadır. Yüzü pek kolay gülmemektedir. Annesini görmemek için dolaplara saklanmakta, yemek yemeyi sevmemekte, uyuyanların kulaklarına kötü kelimeler fısıldamaktadır. Drakula'nın annesi ile gittikleri kilisede yaşadığına inanmıştır. Pazar günlerini kendisini sürekli ihmal eden, gelip alacağına dair sözlerini zor tutan babasını beklemekle geçirmektedir. Babası sürekli sevgili değiştirmekte, kız "bunların adını öğrenemeden yenisini getiriyorsun" diyerek sitem etmekte, her biri ile ayrı bir arabanın ön koltuğunu kapma savaşı vermektedir. Hizmetçiler, şoförler ve okuldaki bir kaç çocuk ile kuzeni ölümcül bir hastalığa tutulmuş kuzeni Jimena görünen arkadaşlarıdır. Başkalarına görünmeyen arkadaşları ise Peru tarihine kahramanlıkları ile geçmiş karakterlerdir. Cayetena büyüyünce onlar gibi kahraman ya da en azından sporda başarılı meşhur bir Perulu olmayı düşlemektedir. Ansiklopedi sayfalarından kestiği hayali kahramanlarla kapandığı odada hayallere dalmaktadır. Annesinin hamile olduğu ve 2 Mayıs'ta doğum yapacağını öğrenince zaten dört duvar ile katolik okulu arasında koruma altında geçen dış dünyaya sadece kötü haberleri durmak için açılan hayatı iyice kararır. Etrafındakilere yaptığı kötülüklerin dozunu iyice arttırır. Çünkü kardeşi doğduğu vakit kendisinin öleceği endişesine kapılmıştır. Her şeyi karmakarışık ettiği bir gün yaz tatilini geçirmek üzere teyzesine gönderilir. Orada bir balıkçıdan duyduğu öyküden esinlenerek annesine sorduğu sorular ile kadını bunaltır. Işıkların kesildiği, mum ışığında oturup patlama seslerini dinledikleri bir gece, Annesi Cayetena'ya "Yüzünün daha sık güldüğünü görmek isterdim" der. Cayetena annesine sorar "Karanlık bir odada oturuyorsun, yalnızsın, etrafı görmek için gözlerini kapatır mısın yoksa koskocaman açar mısın?" Sonra da açıklar "Güney Amerika'da bir nehirde suyu bulanık akan bir nehir var, su o kadar bulanık ki, zaten göremedikleri için tüm balıklar kör doğuyor anne" der.
Cayatena annesi ile birlikte kilisede; "Acaba Drakula da orada mı?"
Filmin bir çok detay ile örülü, hayal ile gerçeğin birbirine karıştığı ama hayal anlarında bile Pan'ın Labirenti'ndeki gibi masalsı olmayan bir atmosferi var. İçine kapanık, içinde sürekli ölüm hayalleri taşıyan, karşıdan bakınca kötü kalpli olduğunu düşünebileceğiniz, psikolojik sorunlara sahip küçük kız çocuğu Cayatena bütün filmi sırtında götürüyor. Film gerilimini; anne ile kız arasında, çocuğun yanlış anlamaları üzerine kurulu ilişkiden ve 2 Mayıs tarihinin giderek yaklaşmasından alıyor. Filmin başlarındaki babaanne sahnesinin kurgusundaki minik hata kısa bir süre izleyiciyi filmden koparıyor. Bunun dışında finale doğru Jimena'nın yer aldığı muhteşem bir hayal, gerçek karışımı sahne var, ama o sahnenin gereği filmin geri kalan bölümünde yerine gelmediği için o sahne fazlalık oluyor. Tempo düşüyor, o hayalin sonunda gelecek haberi bekliyorsunuz, gelmiyor.
Öte yandan oyunculuklar çok başarılı, özellikle filmin hemen hemen her sahnesinde yer alan Cayatena'yı Fatima Buntinx isimli çocuk oyuncu çok başarılı biçimde canlandırıyor.
Filmin çok sayıda detayla örülü olması, dönemin ruhunu filmin içine katabilmesi, insanlar arası gerilimin üzerinde bir de patlayan bombalar, televizyon haberleri, geceleyin yakılan ateşler, kulaktan kulağa yayılan kaçırma haberlerinin yarattığı gerilimi koyması ile merak unsurunu başarılı biçimde canlı tutuyor olması izleyiciyi olayın içine çekiyor. Müzik kullanımı çok etkileyici, Patrick Kirst ileride ismi sık duyulacak bir müzisyen diye tahmin ediyorum.
Las Malas Intenciones - 2011
Yönetmen/Senarist: Rosario Garcia-Montero
Oyuncular:
Fatima Buntinx
Katerina D'Onofrio
Melchor Garrochatequi
Kani Hart
Jean-Paul Strauss
Paul Vega
Müzik: Patrick Kirst
Meraklısına Linkler;
Ben de şimdi sayende öğrenmiş oluyorum bu filmi. Hemen seyretmeye çalışacağım. Teşekkürler
YanıtlaSilben de izlemek istedim, tam benlik gözüküyor :)
YanıtlaSilson yazımı okusana.
YanıtlaSil:)
Pan'ın Labirenti'ni beğenmiştim. Bu filmi anlatışına bakarsak bunu da seveceğiz:)
YanıtlaSil