Çocukluklarını on beş sene kadar evvel, ya da daha önce geride bırakmş olanların bilgiye erişme araçları şimdiki nesile hayli garip geliyor olmalı. İnternette azıcık dolaşmak yerine onlarca sene evvel yazılmış ansiklopedi sayfalarında göz gezdirmek keyifliyde de aslında. Komşu, ahbap, arkadaş ya da akraba evlerindeki kitaplara bakmak veya kütüphanlere gidip ciltlerin arasında kaybolmak değişik bir serüvendi. Zahmetliydi ama bizler bu işe alışmıştık.
Evimizde, Resimli Bilgiler Ansiklopedisi, Hayat Ansiklopedisi gibi kaynakların yanı sıra bazı gazetelrin vermiş olduğu “Ne, Nerede, Nasıl”, “Keşifler ve İcatlar”, “Yüz Ünlü Türk” gibi ciltler elimin altındaydı. Ansiklopedi sayfalarını karıştırıp, okumaktan, resimlerine bakıp hayllere dalmaktan büyük keyif alırdım. Ortaokul yıllarımda alınan “Grolier’s International Encyclopedia” isimli kaynak ise çok uzun yıllar boyunca, okul bittikten sonra bile zaman zaman okuduğum bir ansiklopedi oldu. Yapacak bir işim olmadığında akşamları bu ansiklopedinin sayfaları arasında kaybolurdum.
Fotoğraf: Tattered Cover
peki şimdi???
YanıtlaSilŞimdi internetteki bilgi ve yalan karışımından oluşan doğruluğundan asla emin olamayacağımız bir bilgi kirliliğine bakıyoruz. Çocukların işi zor.
SilDeğil mi..Bir dönem ansiklopedi kültürü vardı..Bir de kütüphaneye giderdik.."Çıt" çıkarmazdık orada..Saygı vardı..
YanıtlaSilKütüphanelerin Sessizliği...
YanıtlaSilO sessizliği kütüphane görevlilerinin ihlal etmesi beni deli ederdi. Çünkü o sessizliği severdim, kütüphanede çok kitap okumuşluğum vardır. ders çalışmaya gider sonra bir bakardım roman okuyorum :)
Artel Okul Ansiklopedisi vardı birde.seneler önce almıştık.Fasikül fasikül Ana Britannica biriktirmiştik babamla.Az dönem ödevi yapmadım ansiklopediler aracılığıyla ve tabii ki kütüphaneler.
YanıtlaSilArada bakmak lazım ans,iklopedilere. :)
SilBende de Hayvanlar Ansiklopedisi vardı. Kocaman bir kitaptı. Kaç kere okuduğumu hatırlamıyorum.
YanıtlaSilGüzeldi.
Hatırladım onu, bizde yoktu ama. Resimleri çok güzeldi.
Sil