Kayahan şarkısında istediği kadar "Yandı mı bu postaneler, yıkıldı mı yoksa" dese de Murathan Mungan'ın insan ruhunun derinliklerine işlene sözleri o yıllara meydan okuyan şarkıda "Olmasa Mektubun" demeye devam etse de, postanelerin, postacıların ve posta kutularının hayatımızdaki yeri ve önemi giderek azalmakta. Yürek ısıtan ya da acıtan mektuplar artık elektronik ortamdan anında elimize ulaşıyor. Deste yapıp saklamaya bile gerek yok, orada sanal dünyanın adımıza adresli bir kıyısında beklemeye devam ediyor eğer geldği gibi silip atmadıysak.
Posta kutuları da bir garip kaldı, içine düşse düşse; kredi kartı ekstresi ya da telefon, elektirik, su faturası düşüyor. Yıllardır elle yazılmış bir mektup görmedim. Zarfını dahi görmedim. Ama tabii umut kesilmez, bir telgraf, yolunu şaşırmış bir mektup getirebilir bir gün dalgın bir postacı.
Posta kutularına karşı hassasiyeti paylaşacak bir canlı olması iyi olurdu. Onca zahmet, eziyet ile binbir türlü yolu aşıp gelmiş haberin içi örümcek ağı tutmuş posta kutumuza geldiğini bize kim haber verecek? Kim bizim kutumuza ne atıldığını merak etmekle kalmayıp merakına yenik düşmek üzere olan bir kimseyi kim durduracak.
Posta kutunuz vara bir kedi şart. Yetkisi olmayan bir el kutuya uzandığında mahmur halini atıp o eli bir güzel tırmalayacak. Sahibine posta geldi dercesine yanaşıp, kürkünü kabartarak mırlayacak bir kedi kesinlikle lazım.
Bu güzeller güzeli eski İstanbul'un artık untulmaya yüz tutmuş bir kedi türüne mensup. Kendisi bir Haberci Kedi. Görevi postacı yolu gözlemek, gelen mektubu haber vermek, ev ahalisine dahil olmayan meraklı insanları posta kutusundan uzak tutmak, bu uğurda gerekirse "fıffff" diye bir caydırıcı ses çıkartmak ya da en son çare çırmalamak.
Yatış poziyonuna ilk baktığınızda rahatı yokmuş gibi dursa da kedi dostu bir insan yanaştı mı azıcık horultusunu bir nebze olsun dindirmiyor. Sonbahar güneşi bile onu ısıtmaya yetiyor, bal rengi gözlerini aralayıp kuyruğunu tembelce indirip kaldırarak bir selam veriyor yoldan geçenlere. Kısacası keyfi yerinde haberci kedinin.
Posta kutuları da bir garip kaldı, içine düşse düşse; kredi kartı ekstresi ya da telefon, elektirik, su faturası düşüyor. Yıllardır elle yazılmış bir mektup görmedim. Zarfını dahi görmedim. Ama tabii umut kesilmez, bir telgraf, yolunu şaşırmış bir mektup getirebilir bir gün dalgın bir postacı.
Posta kutularına karşı hassasiyeti paylaşacak bir canlı olması iyi olurdu. Onca zahmet, eziyet ile binbir türlü yolu aşıp gelmiş haberin içi örümcek ağı tutmuş posta kutumuza geldiğini bize kim haber verecek? Kim bizim kutumuza ne atıldığını merak etmekle kalmayıp merakına yenik düşmek üzere olan bir kimseyi kim durduracak.
Posta kutunuz vara bir kedi şart. Yetkisi olmayan bir el kutuya uzandığında mahmur halini atıp o eli bir güzel tırmalayacak. Sahibine posta geldi dercesine yanaşıp, kürkünü kabartarak mırlayacak bir kedi kesinlikle lazım.
Bu güzeller güzeli eski İstanbul'un artık untulmaya yüz tutmuş bir kedi türüne mensup. Kendisi bir Haberci Kedi. Görevi postacı yolu gözlemek, gelen mektubu haber vermek, ev ahalisine dahil olmayan meraklı insanları posta kutusundan uzak tutmak, bu uğurda gerekirse "fıffff" diye bir caydırıcı ses çıkartmak ya da en son çare çırmalamak.
Yatış poziyonuna ilk baktığınızda rahatı yokmuş gibi dursa da kedi dostu bir insan yanaştı mı azıcık horultusunu bir nebze olsun dindirmiyor. Sonbahar güneşi bile onu ısıtmaya yetiyor, bal rengi gözlerini aralayıp kuyruğunu tembelce indirip kaldırarak bir selam veriyor yoldan geçenlere. Kısacası keyfi yerinde haberci kedinin.
Farkli şekilde görüyorsunuz, bu çok güzel!
YanıtlaSilSelamlar.
kedının habercısı
YanıtlaSilmeraklısı
sevımlısı
bazılarına gore cırkını
ama bana gore hepsı guzelı
bu sevdıgım guzel canlılar
dunyada ıyı kı varlar
Severim ben o sarı mestanı.(sarı kedilere mestan denirdi dimi? tekir, duman gibi yanlış hatırlamıyorsam)
YanıtlaSilOrta okul lise de postacının saatini bilir camda beklerdim ilk ben koşar inerim ve posta kutsunu açarım . bayramlar da gelen kartlar, özenle elle yazılmış mektuplar off nerdeler şimid bak canım mektup yazmak istedi şimdi:))şimdi dedğin gibi benim "aşk mektupları "diye isim taktığım fatura zarfları çıkıyor kutulardan.
"Yetkisi olmayan bir el kutuya uzandığında mahmur halini atıp o eli bir güzel tırmalayacak."
YanıtlaSil:}
dünyanın süsü kediler... nereye gitsem mutlaka bi tane bacağıma dolanır, olmadı gözünü gözüme diker:=)
YanıtlaSilTavsiyeniz olan Ghost Writerı izledim ve çok beğendim. Teşekkür ederim.
Alizafersapci;
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, selamlar, saygılar.
Öykü;
YanıtlaSilO kadar oldukları gibi ve masumlar ki.. Ayrıca her birinin farklı kişiliği var.. Sevmeye değer onarı :)
Lavantalimon;
YanıtlaSilGeçenlerde düşündüm ve aklıma gelmemişti mesatn kelimesi, evet öyle denirdi :)
Bellatrix;
YanıtlaSilCingöz olmalı biraz da elbette değil mi? :))
Laleninbahçesi;
YanıtlaSilKediler kendileriniseveni, sevgisi ile rahat burakmayacak olanı ya da sevmeyeni şıp diye anıyorlar. Bİz insanlar da keşke şu hislerin birazına sahip olabilsek üçünde kötülük olan insanların işi zor olursdu o zaman.
Filmi beğendiğinize sevindim benim de uzun zamandır etkilendiğim en iyi filmlerden birisi o oldu gerçekten.
Filmi ilk duyduğum Abi'nin kulaklarını ınlatmadan geçemeyeceğim. :)
Hepimiz posta kutularına yalnızca fatura ve kredi kartı ekstrelerinden gelmesinden şikayet ediyoruz ve mektupları özlüyoruz ama oturup da mektup yazmak aklımıza gelmiyor. Ben ara sıra mektup yazmaya inatla ve ısrarla devam ediyorum. Sağolsunlar bazı arkadaşlarım da benim gibi inatçı bu konuda. Bir dene derim mektup yazmadıysan uzun zamandır. Çok acaip bir duygu. Geçmişe dönmüşsün takvimlerde yıllar hala 19.. diye başlıyormuş gibi hissediyorsun :)
YanıtlaSilçoook tatlı kedicik::))
YanıtlaSilEvet Vladimir !
YanıtlaSilBu mallardan artık fazla bulunmuyor. Hele hele posta kutusu koruyucusu tipinde olanlar nadide bir parça artık.
Fakat ben de bir tane elektrik saatiyle ilgilenen var. Tahsildarın yazdığı rakamlarla alakadar oluyor. Fakat bu kadar yakışıklı olmasa da idare eder.
Çok lezzetliydi.. Ne diyeyim.
Sevgiyle.
Sabah aklıma geldi :))hahah tekir ,duman , sarman
YanıtlaSilsarı kedilere mestanı nasılda uydurdum sarman denir :))bak seni de yanılttım :) neyse ama sen de hatıtlıyacaktında çıkmadı :))
Aydan Atlayan Kedi;
YanıtlaSilHaklısın arkadaşaım, güzel bir öneri. Ben şimdi özenirim o mektuba ve abartırım da şimdi. Ama yapacağım iki üç gün içinde.
Kamikaze;
YanıtlaSilResmi çektikten sonra gözlerini aralayıp şöyle bir baktı bana.. sonra derin bir iç çekip mrıl mırıl uyumaya devam etti. çok tatlı çook :)
Ali İkizkaya;
YanıtlaSilTeşekkür ederim..
Çok değişik türleri var, yakında hidiv kasrı kedisi gelecek. ona ne diyeceksiniz bakalım :)
Lavantalimon;
YanıtlaSilEveeeettt.. Mestan kedi ismi, sarman sarı kedi. ben de cumburlop sazan gibi atladım :)))
Amanın Vladimir !
YanıtlaSilDeme, essah mı?. Buralara yerleşmeden önce Hidiv Kasrı duvarına bitişik oturuyordum. Benim BENEK cadısı gelmek istemedi. Sitedekiler de bakarız dedilerdi. Yoksa Kasır da poz verip kötü yola mı düştü aceb?
Sevgiler...
Sarman:)) sazan lavanta vladimir de sazanladı:))))
YanıtlaSilAli İkizkaya;
YanıtlaSilYok yok kötü yola düşmemiştir bunun açık bej onlarda bir kürkü var. Gözgöze gelince gözlerini kaçırıyor. :))
Lavantalimon;
YanıtlaSilÇağrışım kuvvetli gelince sazanlamak doğal. Sarman / Mestan ses uyumu kandırıcı.. Sazanlamıyayım da napayım :)