29 Nisan 2012 Pazar

İzmir Fim Festivali'nin Ardından

Seneler sonra Film Festivali şehre geri döndü. 21-28 Nisan tarihleri arasında çok sayıda yabancı ve türk filmi izleme şansına sahipti İzmirliler. Bu kentten çıkan yazarların okumayı pek sevmediği konuşulur ülkemizin geri kalanında, kentteki sinemaseverler için de aynı şeyi söyleyebiliriz sanıyorum. Festivalin hoş sürprizi tüm aktivitelerin ve film gösterimlerinin ücretsiz olmasıydı. Yarıdan fazlası boş salonların açıklaması ilgisizlik ya da tembellikten başka bir şey değildir sanırım. Her yerde denk gelemeyeceğiniz, dünya sinemasının kaliteli örneklerini ücretsiz izlemek varken Kordon kaldırımlarını bedavaya arşınlamak daha cazip gelmiş olmalı. Bir bakıma iyi oldu, sakin sakin filmlerimizi izledik. 

"Nar" ve "Geriye Kalan" filmlerinin aldığı ödüller hayret verici oldu. Bu film Ümit Ünal'ın yıllar süren düşüşünde en son vardığı nokta. Hoş bir hikayeyi samimiyet kaybından ötürü heba etmişler. Diğer film ise en inandırıcılıktan yoksun ve en sıkıcı cinayet sahnesine sahip film olarak zihnime yazdırdı kendini. İkisinin ödül almasını hayretle karşıladım. Kötü filme "bu film kötü" denilebilmeli. Al takke, ver külah yapıp ilerideki iş ortaklıklarına açık kapı bırakıyorlar ya da eski hatır gönüller uğruna bariz aksaklıklar göz ardı ediliyor. 

Aya Yolculuk filmini ve Charlotte Rampling'i konu alan filmler en sevdiğim belgeseller oldu, öte yandan bir kaç gün sonra bahetmeyi düşündüğüm  "Las Malas Intenciones" en beğendiğim film oldu. 

Umarım yine bir takım tepişmelere kurban gitmez ve bu festival uzun yıllar sürer. 



Meraklısına Görseller;

9 yorum:

  1. Vay canına sayın seyirciler, Vladimir seneye var ya İzmir Film Festivali'ne gelmeliyim. Tüm gösterimler bedavaydı öyle mi? Kesin günde dört film rekorumu beş filme yükseltirdim. Gece gücüm kalmayacağı için sinemanın önüne yatağımı sererdim:) Bir hafta doping! Heyy! Hayali bile güzel. Şahane olur valla:))

    YanıtlaSil
  2. bazen İstanbulu sırf bu yüzden bile sevesim var işte Vlad.. bilirsin sen de.. ne bedavası gayat iyi bir ücreti olmasına rağmen festival olduğunda hiç bir salonu yarı boş görmediğin gibi çoğu salonda çoğu filme bilet bile bulamıyorsun önceden almadıysan..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Söyllediklerine aynen katılıyorumç yazımda belirttiğim gibi, her ne kadar modern bir kent gibi gözükse de bu moderlik mi, yoksa tembellik mi iyi düşünmek lazım. OKumayı sevmeyenmn yazarlar, film izlemesini sevmeyen sinemaseverler... İlginç... Festival gibi olması için kalabalık olmalı, bilet için kuyruklara girilip efor sarfedilmeli bence :)

      Sil
  3. ikidir yokum izmirde festival zmanı kitap fuarında da sadece Kangru yayınevinin etkinliğine katılabilmiştim. Üzüntü ve muz kabuğu:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sonrakis eferlerde katılırsın belki, bu arada inşallah gezici film festivali yine durur İzmir'de bu sene. Kanguru'nun etkinliğine ben de katıldım :)

      Sil
    2. Son anlarda girdim salona, en arkada yer buldum. Vaktim sınırlıydı ve son öykücü de gerilimli öyküsünü okurken gerilip çıktım :)

      Sil
    3. Biz 3 arkadaş ikinci sıranın en ortasında oturuyorduk. O öykü de Fahrenheit 451 den hayli esin kapmışa benziyordu. Gelecekte geçen, kitapların yasak olduğu, kitapların yakıldığı okuyanların cezalandırıldığı yaratıcı bir öykü :) korkunçtu sahiden.

      Sil
  4. Yooo Vladimir, doğrusunu söylemek gerekirse,ancak, tıklım tıklım salonlarda film seyretmek, festivalde film seyrediyormuşsunuz tadı verir. Çünkü film ya da kitap festivalleri şenlik hissi geçirmelidir. Böyle bilet almak için uğraşacaksınız, bilet kalmamış diye kederleneceksiniz, kapı önlerinde fazla bilet ver mı diye aranacaksınız ya da fazla biletiniz varsa, bilet arayanın halinden anlayacaksınız:)

    Sanıyorum İstanbul Film Festivali'nin duyurusu çok başarılı. Ve çok eski. İstanbul'daki 31. yıl, İzmir ise 12. yıl... Sonra İstanbul film festivalleri bloglarda da çok yazılıyor. İzmir ya da Ankara film festivalleri ne yazık ki İstanbul kadar haber olmuyor.

    Önce bedava olması hoşuma gitti ama sonra 7.Oda'nın yorumunu görünce, burkuldum. Hımm... İyisi mi seneye sadece ben değil, tüm köy İzmir Film Festivali'ne gelelim de salonları dolduralım:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İzmir 11 yıl film festivaline ev sahipliği yaptıktan sonra, 90'ların sonunda kentin önde gelenlerinin egoları birbirine girince film festivalinden olmuştu. Sinema okulu olan bir kentte bir film festivalinin olmayıı okulun beceriksizliğidir herşeyden evvel.

      Ayrıca okulun hocalarının halini de film son film festivalinde gördük, boş salonlara koşarken en ön sıraya geçmek için dirsek ata ata ilerleyen teyze kılıklı kadınlarla, saçı başı beyazlamış heriflerin koşturmacası gibiydi bazı filmler. Sonuç salonun yarısı boş. Körler sağırlar birbirlerini dürtükler yani. Bu teyzegillerden bir tanesi en ön sırada kapının dibinde beklerken beni dürterek önüme geçmeye kalkınca kendisine sorduğun soruyu hazmetmekte güçlük çekti geveledi. İşte bu gevelekler yüzünden İzmir'de yıllardır film festivali yoktu.

      Neyse on küsur yıl aradan sonra festival kente geri döndü, bu iyi bir şey. Ben 7. Oda sayesinde - ki başka şehirdedir - festivalden haberdar oldum ilk evvel. Yani festivali duyurma konsuunda hiç ihmal yok. Ayrıca ücretsizlik durumu da festival sayfalarında yazılı. Alakasızlık tembellikten başka bir şey değil. Geçmiş yıllardaki festivallerde tıkış tıkış izlenen filmlerin tadı ayrıydı, seninle aynı fikirdeyim.

      Sil

Yorumlar