8 Nisan 2012 Pazar

Bir Beyoğlu Düşü

Hayallerim, Aşkım ve Sen, Atıf Yılmaz'ın ve Türkan Şoray'ın en iyi filmlerinden bir tanesi.  Antalya Film Festivali'nde yarıştığı sene en iyi 3. film ödülünü almış. İlk ikisini merak ediyor insan, acaba onlar da zamanın karşısında ayakta kalmayı başarabildi mi diye. Atıf Yılmaz uzun yıllar beraber film yamadığı ahbabına adte vefa borcu öder gibi bir senaryo ile çıkagelmiştir. 

Türkan Şoray bu filmde ülkenin en sevilen sinema oyuncusu ile, onun  geçmişte canlandırdığı karakter şablonlarını canlandırıyor. Bir yerde kendi sinema serüvenindeki oyunculuk hallerinin parodisi de denilebilir. Genç bi,r senaristin en büyük hayali Bu sinema oyuncusunun baş rolünü oynayacağı bir senaryo yazmaktır. Artistin geçmiştreki halleri senaristin bu senaryoyu yazmasına mani olmak için ellerinden geleni yaparlar. Acaba genç yazarın hayalleri ile aşkı birbiri ile örtüşebilecek midir? Yoksa bir hayal kırıklığı mı yaşayacaktır. Filmin ortalarında yazarın senaryosu şekillenmeye başladığında karşımıza Demir Özlü'nün "Bir Beyoğlu Düşü" öyküsü çıkar: 
"Başımdan bütün bu tuhaf olayların geçtiği gençlik yıllarından bu yana, denizleri çeşitli yönlere açılan, yumuşak tepeleriyle bütün o Boğaz’la Haliç çevresine uzanan, gizemli İstanbul kentinde, hiçbir yer beni Tünel Alanı kadar ilgilendirmemiştir. Yaşamımın değişik dönemlerinde, bu alanın benim için taşıdığı anlamı kavrayabilmek için hep oraya gittim, o alana baktım, oradan uzakta olduğum zamanlarda da yaşattım onu imgelemimde; yağmur altındaki alanı düşledim. Karaköy’den tünele binip Metro Han’ın yukarısındaki kapısından çıktığımda önümdeki küçük alana, her defasında, şaşırarak baktım.

Bu hikaye monolog halinde film içinde filmin üzerinden akar:

Bu bitmeyen merdivenlerden inerken bakışlarını hissediyordum.
Güzelliğin büyülemişti beni. farkında olmadan peşine takılmıştım.
Epeyce uzun zamandır rastlamadığım bir şey gördüm sende. Utanmayı biliyordun. Unutmamıştın.
Karşıdan geliyor olsaydın çekinmeden selam verecektim sana. Durdurup konuşacaktım belki de. Beylik sözler söyleyecektim herhalde.
Gidemedim ardından. Gitmek istiyordum oysa. Seni tanımak istiyordum. 
Kara sevdam sürükledi seni buraya. Aradığım neydi bilmiyorum. “Gidelim” demiştin sadece
Biri mi gözlüyordu bizi, bi yanılsama mı yoksa?
Tüm geçmişini anlattı gibi geldi bana. Bense bugünü düşünüyordum. Geleceği düşünüyordum. 

Kadın: “Elimde kalanlarla yeni bir hayat kurulabilir mi?”

Bir ayrılık işareti miydi bu?

Adam: “Yalnız seni sevdim, sensiz yaşayamam.”

O gece eve gelmedin. Ertesi sabah da. perdelerin hala kapalıydı. ve ikinci gece. ve geceler boyunca hiç gelmedin. Damarlarımdaki kanın da kuruduğunu hissediyordum onlarla birlikte. yoksa bir düş müydü gördüğüm, bir Beyoğlu düşü? Peki kim tuttu elimi bütün sıcaklığıyla? Yanağıma değen dudaklar kimindi?

Filmin bu bölümünde, yazarın evi Murathan Mungan'ın o dönem Tarlabaşı'ndaki evinde çekilmiştir. Filmdeki gizemli kadının balkonu da bu evin balkonudur. Çekim sırasında teknik bir aksaklıktan dolayı bazı sahnelerin yenilenmesi gerekmiş, dekor tekrar yerli yerine oturtulup çekim yenilenmiştir. Şimdi Tarlabaşı'nın o kısmı yok, bu ev de yok haliyle. 





2 yorum:

  1. Ben de zamanında yazmışım bu filmi. Hala antika sayılan VHS video arşivimde atamadıklarım arasındadır. Video bozulmasa bir kaç ayda bir seyrederdim sanırım.

    http://kitap-evi.blogspot.com/2009/02/hayallerim-askm-ve-sen.html

    YanıtlaSil

Yorumlar