Gövdesi, dalları, yaprakları vardır ama kökleri yoktur sanal ağaçların. Dallarının rüzgarda salınmaya başlaması gitme zamanlarının geldiğini gösterir.
Sanal ağaçlar sanal dostlara benzerler.
Sanal dost; iş işten geçtikten, sen bir defteri kapatıp başka
aleme daldıktan sonra "öyle yapma böyle yap" diyendir. Araba devridikten sonra yol gösteren "çoklar tabakasına" dahildir. İki sene evvel
söylemediği sözü bu sefer, sanki bir marifetmiş gibi yüzüne yerleştirdiği sahte bir gülümseme
ile yüzüne edendir sahte dost. Onu sahte yapan verdiği asla tedavül yüzü görmeyecek öğüt
değil, yüzüne aklı sıra zekice yerleştirdiği
sahte gülümsemesidir.
Hiçbir aklı başında insanın lüzumsuz insanlardan zamanlı,
zamansız öğüt almaya ihtiyacı olmadığını bilemeyecek denli egosuna gömülmüş ve
orada çürümektedir bu zavallılar. İşte bu yüzden ne gövdelerini bir yere bağlayan kökleri, ne de gerçek bir dostları yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlar