"Yedi kere düş, sekiz kere kalk."
Tabi burada kalkmaktan kastedilen, bir Türk düğün klasiği olan "haydi sen de kalk", "iki dönsen ne çıkar" olmamalı.
"Yedi kere düş, sekiz kere kalk."
"Tren on dakikada bir gelir".
"Teknik bir arızadan ötürü, tren gecikmiştir."
"Yolcularımızdan birinin sağlık probemi yüzünden Cumaovası yönüne gidecek olan tren gecikmiştir"
"Yolcularımızdan birinin sağlık problemi yüzünden Cumaovası yönüne gidecek olan tren seferi iptal edilmiştir. Yeni tren Menemen'den hareket etmiştir."
Bu fotoğrafı göstergelerin bir takım rakamlar gösterdiği yağmurlu bir günde çekmiştim. Tren 23 dakika sonra gelecek diyor. Ama beş dakika sonra gelmişti. 2 artı 3 eşittir 5
...her şey, ama akla gelen her şey kiralık.
Burası Yeni-Foça. Askerliğini yapmak üzere gelen gençler; nizamiyeye teslim oldukları ilk gün, cep telefonlarını bırakıyorlar ama sim kartlarını saklıyorlar. Hafta sonu çıktıklarında telefon kiralıyorlar. Sonra gelsin mesajlar, çağrılar...
"Bütün Anadolu şehirlerinin tren garları, istasyon binaları neredeyse birbirinin aynıdır. Venedik sarısına boyanmış duvarları, ne denli silinse de kirli duran camları, boyası soyulmuş ahşap sıraları, insanlardan daha kimsesiz duran denkleri, bavulları, hep aynı gurbet duygusunu uyandırır. Nedensiz yere burnu sızlar insanın."
Sundaying Manager
"Yıllar sonra yönetmenler kendi hayatlarını ve kendi kişisel deneyimlerini çekinmeksizin filme aktarmayı başaracaklar ve bunların çekmiş olduğu filmler izleyiciye alışık oldukları kurgusal olay örgüsüne sahip olanlardan daha cazip gelecek."Yönetmen Damien Chazelle kendi müzik eğitiminin ona kazandırdığı deneyim ve gözlemleri, dram türüne giren filmine tıpkı Truffut'un seneler evvel öngördüğü biçimde katmayı başarıyor.
"Kimin için bir anlam taşıyormuş? Başarılı bir kariyerin vardı baba; şu çizgi roman filminden önce, insanlar o kuş kostümünün ardında nasıl biri oluğunu unutmadan önce. Şimdi altmış sene evvel yazılmış bir kitabı tiyatroya uyarlıyorsun. Kim izleyecek seni? Aklında oyun bittikten sonra nerede pasta yiyip, kahve içeceğinden başka bir şey olmayan bin tane yaşlı, zengin ve beyaz insan. Senden başka hiçkimse için bir anlam taşımıyor! Artık yüzleş şununla baba, sanat aşkı ile yapmıyorsun bunları. Yine bir işe yaradığını sanmak için yapıyorsun. İşin doğrusu ne biliyor musun? İnsanların her gün bir işe yarar gibi görüneyim diye her gün birbirlerini yediği, ama senin yok saydığın koskocaman bir dünya var orada. Hepsi de senin yok saydığın bir yerde oluyor. Bu arada oradakiler de seni unutalı çok zaman oldu. Hem kimsin ki sen? Blogculardan nefret ediyorsun. Twitter ile alay ediyorsun. Bir Facebook sayfan bile yok. Esas var olmayan sensin. Bu oyuna neden böyle asılıyorsun biliyor musun? Çünkü sen de hepimiz gibi önemsiz biri olmaktan ölesiye korkuyorsun ve biliyor musun? Korkmaktan çok haklısın. senin hiç, ama hiçbir önemin yok. Önemsizsin tamam mı? Ö-NEM-SİZ! Artık alış bu duruma!"
"bana sülalenin oyunu taşı, ben de seni dengine bırakayım, dahası gerektiğinde hat sayısını arttırıp, erkek evladına da iş bulayım."
"ben çok şey yapıyorum bu kent için, ama alışmamışım, doğamda yok, anlatmayoı sevmiyorum yaptıklarımı"
"Yok öyle bir şey"