"1'i Yok mu?" ile "Kırmızı Çizmeli Kedi" mimledi, konumuz "Ben Küçük"ken. Bu ifadenin arkasından neler neler yazılır, hepimiz böyle başlayan cümlelerden çok kurmuşuzdur.
Ben küçükken sanırım etrafımdaki büyüklerimi cinnet geçirecek raddelere getirmişimdir. Terazi burcu için söylenen her ne varsa çocukluğuma kesinlikle uyar. Benim çocukluğumu bilenler üç ayrı gruba ayrılır, beni gökten sessizce inmiş usluluk timsali bir nevi melek çocuk sananlar da vardır, minik bir canavar, durmak dinlenmek bilmeyen bir gürültü kaynağı olarak bilenler de bir de her iki özelliğime şahit olup da bir anda bir uçtan bir uca nasıl değiştiğime şaşanlar olabilir.
Benim çocukluğumun büyük bölümü küçük bir taşra kentinde geçti. İlkokulu bitirinceye kadar sokaklarda oynamanın, ağaç tepelerinde gezmenin, duvarlara tırmanmanın, kuzenler ve arkadaşlarla yapılan keşif gezizlerinin, mahalle maçlarının, mahalle savaşlarının içinde geçti. O zamanlar herkesin evi bahçeli olduğu için evde tutulduğumuz zamanlar bile koskocaman bahçede, ağaç tepelerinde, duvar tepelerinde oynayacak çeşit çeşit oyun icad eder, kendimizi oyalayacak bir şeyler bulurduk.
Kardeşim yoktu ama kuzenler, akraba çocukları hep bir aradaydık. Bir arada olunca da fena azardık. Bahar aylarından itibaren havalar serinleyinceye kadar sokaklardan başımızı alamazdık. Sabahın köründen akşam alaca karanlıklarına kadar her tür oyunu oynardık.
Kış aylarını sevmezdim o soğukda odalara tıkılmaktan hoşlanmazdım. Kendi kendime zararlı oyunlar yaratırdım. Mesela halıdan ya da divan örtüsünden desenleri kesersek daha güzel olmaz mı diye düşüncelere dalar sonra elime makası alır girişirdim bir ucundan. Sonra da farkedilmesin diye dua ederdim. Mümkün mü? Bir oyuncaklarımı sobanın dışına dayayıp eritip şekillerini değiştirmeye pek meraklıydıö. Sobaya yaklaşmam bile yasaklanmıştı ilkokul üçe kadar. Kış aylarında büyüklere "sen çocukken ne yapardın?" diye sormayı ve anlattıklarını dinlemesini severdim.
Kardeşim yoktu ama ilkokul ikiyi bitirdiğim yaz kardeşim varmış gibi bir hisse büründüm. "Benim ikiz kardeşim var, aynı anda sokağa çıkmamız yasak" der, eve gider tişörtümü değiştirir soldan sağa taranmış saçımı elimle bozar tersi yöne beceriksizce ittirirdim. Kimseleri inandıramadığım için inatlanığ koskoca bir yaz kardeşim olduğuna dair yeminler ettim bütün mahalleye.
Dayımın oğlu ile bir türlü yenişemezdik birbirimizi hem sever hem de bir araya geldik mi kavga eder dururduk. Bir keresinde onu dut ağacından aşağıya ittirmiştim. Çok kötü düşmüştü. Hemen ardından çok üzülmüştüm.
Yaz akşamlarında sinemaya gitmeyi çok severdik, büyükler film izlerken biz çocuklar karanlıkta fır döner yakalambaç oynardık. Yazlık sinemalar bir alemdi millet bir yandan "çiğdem" çitletip, sohbet ederek film izlemeye çalışırdı etraflarında delirmiş apaçi kabilesi gibi çığlıklar atarak koşuşturan çocuklara rağmen. O filmi o vaziyette izleyip de ne anlarlardı benim için hala meçhuldür.
Çocukluğumda beni en çok korkutan allardan biri İstanbul'dan teyzemler geldiğinde bir gece onlarla eski radyoyu kullanarak uzay yolundaki gibi birbriimizi ışınlamaya kalkışarak mahalledeki trafoda ufak çaplı bir faciaya sebep oluşumuzdur. O gün içimizden birinin ölmeyişi bir mucizedir. Bir an keyifle oynarken bir an sonra duyduğumuz patlama sesi ile üçümüzün de nutku tutulmuştu. Sebebin bizler olduğunun hane halkı tarafından saniyeler içinde anlaşılması ise hayret vericiydi. Çok korktuğumuzu gçrünce o an kimse bize hesap sormamıştı.
Küçüklüğümden içimde kalan ukdelerden biri 23 nisan törenlerine izci olarak katılmak isteyip de katılamayışım diğeri de iki tekerlekli bisikletimin olmayışıdır.
İşte böyle.
Peki ya sizler,
Sevgili;
Leylak Dalı, Başka Türlü Bir Şey siz küçüklüğünüzden neler hatırlıyorsunuz? Paylaşmak ister misiniz?
Resim: Sokak Halleri
Biz çocukken her şey oyuncaktı bize. Toprak, yaprak, top, ip... Şimdi onlarca oyuncakla mutlu olamıyor çocuklar. Fotoğrafa bayıldım :) Mim için umarım kızmadın bana.
YanıtlaSilFarklı bir mim olmuş. Benim çocukluğum da sokaklarda geçti. Şimdiki nesil çok şanssız. Şimdikiler bilgisayar ve PSP lerden o sokak kültürünü yaşayamıyorlar. Tabi bunda şehirleşmenin de rolu yok değil..
YanıtlaSilçocukluğu mutlu geçenlerdenmişsin sen de, ne güzel:)
YanıtlaSilTeşekkürler Vladimir.
YanıtlaSilŞehir değiştirdiğim için ancak bugün okuyabildim blogunu. En kısa zamanda mimin gereğini yerine getirceğim, sevdim zira:))