17 Şubat 2010 Çarşamba

Serdar Ortaç'ı Kıskananlar

Serdar Ortaç 90’ların türk pop musiki harekatı esnasında hayatımıza girdi ve o gün bu gündür hayatımızdan çıkmadı. Yazdığı şarkılar çok satıyor. Sahnesi çok iyi. İzleyicisi eğlenmelere doymuyor. Meslek lisesi torna tesfiye bölümünden mezun olduğunu söylemeyi seviyor. Yabancı sevgilileri ile plajlarda, bar çıkışlarında boy boy resimlerini görmesek nezle mi oldu acaba diye ürküyoruz. Meğer olmamış hemen seviniyoruz. Nezle görmemiş sesini duymadığımız bir radyo kanalı namevcut olduğundan onunla sürdürüyoruz hayatımızı.



Bu denli ve bu kadar zamandır onu ve onun yazdığı şarkıları söyleyenleri dinler olduğumuzdan geçen gün meraklandım ya bu adam neler yazmış diye bir merakla internette dolanıp rastladığım ilk birkaç şarkısının sözlerini incelemeye karar verdim. Kararımı uyguladım, sabrı olanlar buyursunlar, işte sonuçları;


Acıları bitiremedim
Gururuma yediremedim
Sana bu son sözüm son kararım
Yine de seni ben de bitiremedim



Neymiş neymiş? Anlatmaya çalıştığı kadarı ile Bir acıları bir de “sen” diye samimi biçimde hitab ettiği kimseyi bitirememiş. Bitiremediği iki şey var yani. Acıları bitirememiş, gururuna yedirememiş, son kararını son sözleri ile söylemesine rağmen “sen”i o bile (dahi) bitirememiş. Gel de için paralanmasın, melodi oynak ama sözler iç burkucu. Dinle dinle sonra için burkuk gez bayırı. Dinlerken bel, kalça, ve gerdan üçlüsünün her bir tanesini farklı yönlerde titretmek şartı ile içinizin burkulmamasını başarabilirseniz ne ala. Belki ayak bileğiniz burkulur. Bilemem, dikkat etseydiniz.




Adam gibi yürekli ol, çık karşıma bak yüzüme,
Yalandı de, unuttum de, aldattım de, bağır yüzüme.
Senin kokun, senin dokun, senin tadın yetmedi de,
Sokaktaki köpek kadar, gururlu ol, bağır yüzüme




Bu mısralar kavgada söylenmez, söylenmemeli de. Karşısındakini resmen kışkırtmaya çalışıyor, gel çık karşıma paçan sıkıyorsa der gibi hali var ilk mısrada ancak ikinci mısrada işler sarpa sarıyor. “Beni sevdiğinin yalan olduğunu söyle” diyor sanki, buraya kadar tamam. Sonra “unuttum de” olmamış. İlla “unuttum de” denecekse “aldattım de” bölümünden sonra söylenmeli ki anlam kazansın. Yoksa “ seni sevmiyordum, ve seni sevmediğimi unuttuğum için oldu bunlar, hadi baaayyyy” der gibi kaçıyor ama aldatma eyleminden sonra denirse, “Serdar’cım kusura bakma seni aldatmışım ben bile hatırlamıyorum nerde ne zaman kimle aldattım, aldatanların yalancısıyım” gibi oluyor ki affedilebilir bir şeydir bir kimsenin bir diğerini aldattığını unutması. Ama burada bitmiyor tabi, sanatçı karşısındakinin bütün bu fırtınalı hissiyatın yüzüne bağırılmasını istiyor, ki burada “acaba duymuyor mu da böyle istiyor” diye düşündüm bir an. Bence kulaklarını yıkatsın bir de öyle denesin dinlemeyi, o duymuyor diye karşısına sustalı diktiği aldatıcılar bağırsın iyi valla.



Takip eden mısrayı ben hatırı sayılır bir jeofizisyen olmama, bilimsel teori ve terimlere alışık olmama rağmen yenir yutulur oradan idrak yollarına yollanır bir lokma olarak bulamadığımı itiraf etmeliyim. Şimdi ne demek Allahınızı severseniz, Senin kokun, dokun, tadın yetmedi? Anlamaya çalışıyorum, bir noktaya geliyor takılıyorum. Senin kokun yetmedi, daha koklasam koklamalara doymam der gibi hoş bir koklaşmaşinaslık özlemi seziliyor. O da tamam. Senin dokun yetmedi ne demek ya? Ne işin var elalemin dokusu ile. N’apıcaksın alemin dokusunu. Ben onu bunu bilmem arkadaş burada bir oral seks kokusu sezdim. Kötü niyetli deyin isterseniz ama burada imadan da öte bir şeyler var. Geçelim fazla üstünde durmadan, gelelim tadın yetmedi ye, tamam yalamaya da doymamış, damakta tad kalma hadisesi bariz bu bölümde. Sonra da diyor ki gurusuz şey gel yüzüme bağır sokaktaki köpek bile senden gururlu.



Uzun lafın kısası sanırım, burada top yekün bir aldatılmış aşık ağlaması söz konusu. Şimdi aşık aldatılmış, gel çık karşıma, yüzüme bağır, önce aldattığını sonra da unuttuğunu söyle, ben senle girdiğimiz her türlü pozisyonu, içli dışlı halleri özledim ona göre, köpek kadar gururun olsa çıkar bağırdın karşımda, çabuk gel gururlu ol diyorum sana demek istiyor. Ben tam çözemedim bu yüzgöz olmuş ilişkinin feleğin çemberinden kaç taklada geçtiğini.



Ağlama, ağlama
İçinde kalsın.
Ayrılık insanlar için,
Ve sen de insansın...



Bu mısralara da ne demeli, bu nasıl nasihattir, bu nasıl emirdir, bu nasıl bir saptamadır. İnsansın ayrılacaksın, ağlaman gerekirse içine atıceksin dercesine bir haller, bir diklenmeler.



Bu gece pause ama zaman çabuk akıcak
Bu tarzın okey senin için dizi kopacak
Aman tanrım kimisi sarışın, kumral
Aman tanrım öteki benimle yola çıkan



“Yabancı dilden kelime koyalım, dil biliyor desinler” şarkısı bu. Bu gece pause ama zaman çabuk akıcek, OK. “Tarzın okey” derkenki İngilizcedeki “okay”i diyebilmeye eli varmamış sanırım, dizi kopsun diyor. Diziyle ilişki demek, belki de düzinelerce. Vay be, neredeyse inanılır gibi. Sarışınla, kumrallar arasında hop hop hoplarken bu sarışın ve kumrallarda olmayan vasıflara sahip bir tanesi gönlüne düşmüş. Anlaşıldı, bir şifreli konuşma var burada. E o zaman fazla kurcalamayalım o sarışın kumral afetlerde olmayan vasıftakinin nasıl bir fazlalığa sahip olduğunu.



Kelimeler çok yada beni anlatamıyor
Bu benim aşkım sensiz hiç çekilmiyor
Je t'aime illede je t'aime
Emret uğruna dağları aşıp gelem
Je t'aime mecburen je t'aime
Emret önünde diz çöküp aşka gelem



Bu da “hep mi İngilizce konuşacağız alın size çatır çatır sular seller, ardından gelsin deryalar gibi Fransızcalar şarkısı”. Bu şarkıya şapka çıkartıyorum ama ses uyumu uğruna anlam bütünlüğünün feda ediliyor olması sebebi ile hit olamamış bir parça sanırım. Pek kulağımda yer etmemiş. Bütün şarkılarda hep bir anlam ve hep bir anlam daha varken, anlam örgüsü fazladan zayıflayınca demek hit olamıyormuş onu da öğrendik. Bu arada “kelimeler ya çok ya da beni anlatamıyor” arasındaki neden sonuç ilişkisine, mantık bütünlüğüne ayrı bir şapka çıkartıyorum.



Serdar Ortaç bize daha uzun yıllar boyunca anlamlı şarkılar yapsın, hayatımıza anlam katsın, biz gerdan titretelim yıllar su gibi aksın

.

Şimdi şu güzel yurdumuzda neden doğru düzgün bir şarkı yapılmaz, neden U2, Blur, Rolling Stones, Cranberies, Everthing But The Girl gibi gruplar çıkmaz, Mina, Eros Ramazotti, Patricia Kaas, George Michael, Seal, Adam Lambert gibi şarkıcı ve müzisyenler çıkmaz diye düşünelim. Bunların her biri her bir albümünde yeni bir sound inşa etmeye çalışıyorlar, asla bir önceki albümdekne benzemeyelim diye uzun uzadıya inzivaya çekiliyor, stüdyoya kapanıyorlar. Neden uyduruk, zıttırık şarkıları insan önüne çıkarmaktan şeytan görmüş kadar ürküyorlar? 10, 20, 30 sene önce yaptıkları albümdekine benzeyen vokal sesini çıkarmaktan aciz değiller? Nedenini söyleyeyim onlar gerçek sanatçı. Şöhretleri ve kazançları arttıkça, plak şirketlerine daha fazla söz geçirebiliyorlar. Bu söz geçirme de saçma sapan kapris yapma değil, adam gibi kendilerini geliştirme ile ilgili.



Öyle şarkılar var ki ülkemizde, kim söylerse söylesin bu bir Sezen Aksu, Yıldız Tilbe, Serdar Ortaç, Kayahan şarkısı diye şıp diye tanınabiliyor. Bu kadar formüller üzerine kurulu bir müzik sektörü olunca, dinlediğimiz sesler de tekerrürden ibaret elbette. Heyecan verecek, doğru düzgün adam da, eser de gerçek sanatçı da az sayıda. Olanlar da asla teşvik görmüyor.



Neyse efendim, bu bahsettiğim gerçek sanatçılar ve ismini sayamadığım yüzlercesi daha ülkemizde asla o kadar fazla satamıyorlar. Bu fazla satamayanların hepsi fazla satabilen Serdar Ortaç’ı kıskanıyorlar. Serdar Ortaç’ı kıskananlar bölümüm sol sütunda, podcastler halinde yayın hayatında, linklere tıklayarak karşınıza çıkan sayfada “play” tuşuna basarak dinleyebilirsiniz. Hayırlara vesile olsun. Sevgiler, saygılar,

7 yorum:

  1. Serdar Ortaç'ın "Acıları Bitiremedim" parçası ilk sözleri ;

    Artık aşka acelem yok
    Çok bekler miyim
    Seni içtim bir seferde
    Çok özler miyim

    Ne güzel demiş, ne manalar saklı.

    "adam gibi" şarkısını severim. Gerekirse ben söylerim karşısına çıkarım. Hiç de çekinmem. Söylesin gerekirse bağırarak yeter ki söylesin.

    Oral seks :D yapma be gülüm ne alaka. Aldatmanın gerekçesini öğrenmek istiyor. Gerçekten aşk isen sevgilinin kokusu ve doku(teni)hiç birşeye değişmezsin.

    Gülmekten kırıldım ama yazdıklarına.
    Biraz önce serdar ortaç'a beste yapan adamla tanıştım ne tesadüf dimi. Bizim kuruma'da iş yapıyormuş.

    YanıtlaSil
  2. Gerçekten sezen Aksu, Kayahan, Nilufer ve Candan Erçetin söyledikleri parçaların hakkını veriyorlar. Dinlediğin an kulaklarının pası gidiyor.

    YanıtlaSil
  3. Koklaşmaşinaslık özlemi... :)))))))))))

    YanıtlaSil
  4. Neslihan;

    Ben Ortaç'ın şarkılarına ısınınaıyorum bir türlü, bir zamanlar bir şarkısına yaptırmış olduğu remixi beğenmiştim sadece, hatta hala daha güzel gelir bana. "Mutsuzsun"du galiba ismi. O şarkısı güzel.

    YanıtlaSil
  5. Abi;

    Olmazki bu kadar da koklaşmaşinaslık değil mi? Yeni bi kelime kattık dağarcığa, teşekkürler abi :))

    YanıtlaSil
  6. vladimir benim en bayıldığımı atlamışsın :

    dışı buz içi balııımmm..

    yüzyılımızın bu büyük en büyük şairini yetiştirdiğimiz için ne kadar övünsek azdır.

    YanıtlaSil
  7. :)) bastım play'a dinliyorum çok güzel gidiyor şimdilik.Teşekkürler

    YanıtlaSil

Yorumlar