19 Şubat 2010 Cuma

Bu Kabuslar Neden Cemil?

Fazla rüya gören bir insan değilim, nadir gördüğüm rüyalarım ise film gibidir kolay unutmam, sabahları yatıktan başımı kaldırmaktansa o anda izlediğim nadir seyirliğin sonunu ne olacak merakına yenik düşerim. Rüyam nadirdir ama, tok karnına ne zaman yatsam, ful mide üzerine mutlaka bir kabus görürüm. Gerçeğe çok yakın bu halüsinasyonlar sebebi ile tok karnına uykuya teslim olmamaya özen gösteren bir tipim işte.


Cüneyt Arkın’ın baş karakterini canladırdığı 1975 yapımı Cemil isimli filminde, kabuslarla boğuşan adama eski karısı sorar:

“Bu kabuslar neden Cemil?”

Adam cevap verir: “Her şey beni huzursuz ediyor, bozuk düzen... Nereye elimi atsam bir kötülük, bir çirkinlik çıkıyor. Hepsini düzeltmek istiyorum, düzeltemiyorum. Neden küçük kızlar orospudur, neden onları öldürürler, neden hapishaneler var; çözemiyorum bir türlü.. Anlıyorsun değil mi?"

Bu sözlerin üzerine ne denir ki, yutkunmasını içine atar kadın.

Umur Tümay Aslan bu meşhur sözü kitabına başlık olarak seçmiş, alt başlığı ise “Yeşilçam’da erkeklik ve mazlumluk”, Yeşilçam’daki erkek karakterler üzerine bir inceleme. Okumaya değer bir kitap.


2 yorum:

  1. ben sık sık rüya görürürüm. bazısı kabustur. benim rüyalarım da genelde film gibi olur. ama hep macera filmi :) sürekli koşarım, kaçarım. bunun psikolojide bir tanımı da var aslında ama ben sadece çok film seyrediyor olmama bağlıyorum :))

    YanıtlaSil
  2. gerçek hayatın kabuslarını sadece rüyalarda görmek ama uyanıkken sanki hiç yokmuş, olmuyormuş gibi davranmak da tuhaf aslında öyle değil mi bak nereden nereye geldik şimdi...

    YanıtlaSil

Yorumlar