Arada dilime takılan iki şarkı var, kafaya taktım mı da günlerce mırıldanırım. Anmadan geçemeyeceğim.
Birincisi Nükhet Duru'nun 1979 yılında yayınladığı albümlerinden biri; Nükhet Duru IV de yer alan, sözleri Özcan Kandemir Bilir'e müziği Cenk Taşkan'a ve düzenlemesini Onno Tunç'a ait bir şarkı. Nükhet Duru'nun alaturka yollara sapıp sesini bozmadan, kendini bir Mahmure karikatürü ile özdeşleştirmeden önce söylediği kenarda kalmış, unutulmuş çalışmalarından bir tanesi, Büyüme Çocuk:
Büyümeye bu özlem,
bu özenti niye çocuk?
Sen daha çok küçüksün,
dünyaysa çok büyük,
Bütün renklerin pembe
Siyahlarsa senden uzak...
Düştüğün için ağlama,
Bu düşüş düşüş değil,
Ellerin kirlendiyse üzülme.
Yüzün ak, yüreğin pak ya.
Elbisen kirlendiyse ne çıkar,
Oyuncağın kırıldıysa ne olur?
Büyüde gör.
Kalbini nasıl kırar eller,
Bir anlık zevkleri için,
Bir ömrü nasıl zindan ederler,
Büyümeye özenme çocuk...
İnsanlar büyüdükçe küçülürler,
Üstleri temizlendikçe,
içleri kirlenir.
Para denir,
şöhret denir,
aşk denir,
Tüm iyilikler menfaatlerde erir.
Büyümeye özenme çocuk...
Bir büyürsen,küçülemezsin,
Bir diğer dilime dolanan türk pop müsikisi şarkısı da ninni kıvamında bir ilk dönem Sezen Aksu şarkısı. Sözleri Deniz Türkali müiği Sezen Aksu'ya ait sanatçının 1978 tarihli Serçe isimli albümünde yer alan Çocuk ve Dev.
Bir zamanlar koca bir dev
Ve minik bir çocuk vardı
Korkusuzca gezerlerdi
Yeşil güzel bir bahçede
Kocaman dev bir bahçıvan
Minik çocuk bir çiçekti
Sımsıcacık yürekleri
Hep elele gezerlerdi
Kocaman devin elleri
Minik çocuğun yüzünden
Korkuları hep silerdi
Ama akıllı insanlar
İnanmadılar bu masala
Koştular kurtarmaya
Minik çocuğu o devden
Onları uyur buldular
O yeşil güzel bahçede
Sımsıkı sarılmışlardı
Bir daha uyanmadılar
Bu alışılmadık kısa şarkı, Şarkılı kahvenin şarkıcısına pek yakışırdı, Ama unutuldu, gitti.
Şimdi böyle naif şarkılar yapılmıyor, haşna ve fişna imalı eylemleri ön plana alan şarkılar daha zekice yazılmış olanlardan sayılıyor. Ya da mesaj verici şarkılarda mesaj dinleyicinin östaki borusuna borusuna tıkıştırılmaya çalışıyorlar.
Hayat bir garip yaşlanıp gün saymaya başlayanlar istiyorlar ki çocuklar büyümesin, masum ve el değmemiş kalsın. Çocuklar bir an evvel büyüsün istiyorlar ki kendilerine "dur", "yapma", "oturma", "kalk" diyenleri dinlemeyecek iriliğe kavuşsunlar. Bir anlamamazlık, bir kendini başkasının yerine koymamazlıktır gidiyor. İnsanlar birbirlerini etiketliyor, etiketlediğine uymayanları da hizaya soksun diye birbirlerine hayatı zindan etmeye çalışıp duruyorlar.
Sanırım hayat iletişimsizlikten ibaret, tüm dramlar iletişememekten kaynaklanıyor. Dramsız hayat da pek yavan öte yandan. Şimdi ben yukarıya mı, yoksa aşağıya mı tükürsem? Rüzgar da var...
sözler ayrı, anlam ayrı, müzik ayrı, yorum ayrı güzel. boş yere değil eskiye bu özlem işte...
YanıtlaSilşimdilerde yarısı yutulmuş kelimelerden, ünlemlerden ve benzer melodilerden oluşan, benzer seslere sahip sanatçı! lardan şarkılar var dillerde...
Tükürme en iyisi, bak zaten rüzgârda varmis...
YanıtlaSilVladimir yüreğimi okumaya başladın. bugünüme ait şarkılar. keşke çocuk kalsaydım o zaman hiç birşeyden haberdar olmadan, masumca, kırılmamış olurdum, korkusuzca yürüdüm sokaklarda.
YanıtlaSilben tekrar çocuk olmak isterdim bugün, yaşadıklarımın yükü ağır geliyor. oysaki şimdiki çocuklar bir büyüsek neler yaparız planlar içindeler.. ben geriye dönememiyorum.
Garip bir gün, benim doğum günümde, en çok sevdiğim arkadaşım, bloguna büyüme çocuk ile ilgili konu işlemiş..
Geçmişe özlem ve sitem gördüm bugün yazında
Bugün bir video izledim ve şöyle içlenip biraz okuma,dinleme yapayım derken yazına gelmiş bulundum. Bağlantı : https://www.facebook.com/photo.php?v=591712604218409
YanıtlaSilSaygıyla,
Aylak