3 Mart 2009 Salı

Nasıl Kurt Adam Oldum?

Kurt adam oldum. Kurtadam olmam artık kaçınılmaz ertelenemez hale gelmişti, dönüşümüm kağıttan kuleyi yıkacak son bir üfürüğe bakıyordu, iş bardağı taşıracak son damlaya kalmıştı. Tehlike sınırındaydım, bu sınırın fena halde farkındaydım. Gerçi ay doğarken bile fosur fosur uyabiliyordum, ama kurt adam olmama ramak kaldığını biliyordum. Kafamı "kaliteli turşu limondan mı sirkeden mi yapılmalı meseline bile takmıyordum artık, sebep olacak olayın gerçekleşeceği an için tetikteydim, 7/24 pusudaydım, bekliyordum.

Geçen yıldı, aylardan Temmuz'du, yazdı tabii. Bu yarım kürenin böyledir her temmuzu, hepsi yazın ortasına denk gelir. Hayatlarımızdaki monotonluk tehdidi ayların mevsimlerin içinde yerleştirildikleri, değişmek bilmez yerlerinden başlıyor zaten. İşten çıkmıştım, İzmir'de, Talatpaşa Caddesinden Gar'a doğru yürüyordum, gölgeden gidiyordum. Sıcaktı ama tatlı bir esinti vardı, işten eve koşuşturan insan kalabalıkları arasından geçiyordum. Hepimiz birbirimize kıl oluyorduk. Birbirimizi gırtlaklamak için bahane yaratmaya hazırdık, huzursuzduk.

Eve gitmeden önce - Allah günah yazmasın - sahte dvdciye uğrayıp en sahtesinden bir korsan dvd almak niyetindeydim. Aklımda 10000BC filmi vardı, özel efektin tavan yaptığı bir filmdi, filmin korsanı uğramadan film hakkındaki beyanatlar piyasayı sarmıştı. Denilene göre film tarihi gerçekleri binerce yıllık saptırmalarla çarpıtıyormuş. Bu çarpıklık beni heyecanlandırıyordu. O gece o filmi izlemem şarttı. Saat ondokuz sularıydı, dolunaya az vakit kalmıştı ve ben çok heyecanlıydım. "Ya DVDcide yoksa" diye aklım gidiyordu.

O sırada onu gördüm. Melda Hanım karşıdan geliyordu. Eyvah kelimesi harf harf geçti benliğimin ortasından, ciğerim deşilmişti, yara almıştım. Savunmasız yakalanmıştım., kan kaybediyordum. Görünen oydu ki kuaförden geliyordu. Kaldırım değiştirip savuşmak için çok geçti. Burun buruna gelmememiz imkansızdı.

Melda Hanım'ı malesef iş ortamından tanıyorum. Ellili yaşlarda, beş dakika içinde on farklı haleti ruhiyeye bürünebilecek ve de sergileyebilecek kapasitede bir kadın. Sürekli kibar gözükmeye çalışan, canımlı cicimli konuşup yerini buldukça ısıran arıza bir tip. Genellikle her lafı tersinden hazırlayıp çemkirmeye hazır. Arada yollarda rastlayınca ya kaldırım değiştiriyorum ya da kaldırımın uzak tarafına geçip karşılaşmamaya çalışıyorum. Sevmiyorum zorla değil ya. İlk yolda gördüğümde bu kiminle konuşuyor acaba diye meraklanmıştım. Meğerse yolda giderken kendi kendisi ile dertleşiyormuş. Sağına dönüp soru soruyor, sola dönüp kendisini paylıyor, gölgesi ile kavga eder vaziyette. Her gün berbere gidip saçlarını kabarttırıyor. Kuaförde geçen saatler sonrasında elde edilen görüntü tartaklanmış bir kadın görüntüsüne denk. Gördüğümde kibarca konuşuyoruz, içimden kendisini tartaklamak geliyor.

Melda Hanım kendi kendisi ile iç hesaplaşma halinde karşıdan gelirken ne o ne öbürü, hiçbirisi ile görüşecek halde değildim. Ben onbinlerce yıl öncesi nasılmış, dinazorlar, terör kuşları nasılmış onları görmek, piramitleri kim, ne şartlarla yapmış ve buna mecburmuymuşlar onu öğrenmek istiyordum. İsteklerim şöyle dursun; o ve ben birbirimize adım adım yaklaşıyorduk, Talatpaşa Bulvarı hiç bu kadar dar gelmemişti bana. Bu bulvara ikimiz fazlaydık. Yaklaştıkça konuşmalarını duyabiliyordum.

Melda: Ben sana demiştim
Melda: Hayır deseydin hatırlardım.
Melda: Sen bana yalancı mı diyorsun?

Burun buruna geldik. Beni görmüyordu. Eşeklik işte, selam verdim.

Vladimir: İyi akşamlar Melda Hanım.
Melda: Ayyyyyyyyyyyy!!!!
Kadın çığlıklar içinde fenalık geçirmeye başladı.
Vladimir: Korkmayın Melda Hanım, benim ben Vladimir.
Melda: Ay Vladimir Bey ben saldırcaksınız zannettim.
Vladimir: Korkmayın ben genelde kalabalıkta ve aydınlıkta saldırmam. Kuytuda ve karanlıkta saldırmaya özen gösteririm.

İşte olacağı buydu kadın beni kurt adam yaptı sonunda. Melda'yı ve Melda'yı orada çığlıkları ve yaşadığı şok ile başbaşa bıraktım.

DVDciye vardığımda olayın şokunu hala üzerimden atamamıştım. 10.000 BC filmini aldığım gibi kendimi eve attım. Eve vardığımda ne göreyim yanlış filmi almışım. Onbin BC yerine Yüzmilyon BC yi almışım. Aritmatik işte, özellikle sıfırlar birbirine çok benziyor bazen, hele can havli içindeyken. Seyredesim gelmedi, sehpanın üzerine bıraktım. Sonra o DVDnin üstüne birsürü daha bıraktım, mevsimler olması gereken sıra ile kimseyi şaşırtmadan geçti.

Aylar sonra, geçtiğimiz cumartesi günü o DVD evde elime geçtim oturdum seyrettim. 2008 yılı bir film. Başrolde Blue Lagoon filminde Brooke Shields'i götürmüş bulunan Christopher Atkins'in 50 lik hali boy gösteriyor. Şimdi efendim konu Amerika'da geçiyor. Frank isimli bir bilim adamı zamanda yolculuk etmesini keşfetmiş. 1950 senesinde bir grup arkadaşı ile yüzmilyon yıl öncesine gitmiş ama gitmeyi keşfedip de dönmeyi tam keşfedemediği için arkadaşlarını fi tarihindeki tekinsiz coğrafyalarda terkedip kendi geri dönmüş. Üzerine 50 yıl geçince geri dönmeyi de keşfediyor ve yeni bir ekiple arkadaşlarını bıraktığı coğrafyaya gidiyorlar. Dekorlar, efektler berbat bu arada. Oyunculuu tasvire ise gücüm yetmez görmek lazım. Neyse derken Frank ekibi ile eski arkadaşlarını ararken yolda muhtelif dinazor bozması ekibin bir bölümünü yiyor. Frank arkadaşlarını buluyor, zamanda aralanan bir helezondan geri dönüyorlar. Ama aralık helezonu gören bir dinazor da olnlarla bir günümüze gelmesin mi beğenirsiniz. California'nın anasını belliyor tabiri caizse. Filmi dramatik yapısı mükemmel kurulmuş. Dinazor efektleri ölüyü diriltir derecede iğrenç. Filmi izlerken gülmekten yarıldım, rezil bir film. Sakın izlemeyin diyeceğim ama saçma filmlere gülmek isteyenler ne yapsın ne etsin mutlaka izlesin.

Filmi izledim, sonra izinden döndüm. Melda Hanım yüzüne botoks sıktırmış. Berber botoks yapıyormuş. Yüzünü arı sokmuş gibi. Ay gibi olmuş Melda. Yüzünde kırışıktan eser kalmamış. Ah yüzünü arı sokacağına dilini eşek arıları sokaydı diye içimden geçirmedim değil.
Siz siz olun dolunaydan ve de getirdiklerinden ve de ay yüzlü botokslulardan uzak durun arkadaşlar.

11 yorum:

  1. iş çıkışı güldürdün sağol vladimir :)

    YanıtlaSil
  2. film için zamanına yazık olmuş desene :)
    sen mi kurt adamsın melda mı kurt kadın aslında, orasını bilemedim :))

    YanıtlaSil
  3. film yalan oldu okurken valla ben melda hanımda takıldım kaldım :)))

    kendisinin anlatılamayıp sadece yaşanabileceğini sezmiş olsam da senden bu konuda kimbilir daha ne cümleler dökülür bunu da merak etmedim desem yalan olur :))

    özlemişim yahu seni okumayı çok iyi geldin çok :))

    YanıtlaSil
  4. film gibi yazıydı bu zaten :D fantastic komedi izlemiş kadar oldum :)) ne diyelim İlahi Vladimir :P

    YanıtlaSil
  5. Yazının içinde binbir hikaye, heyecan vardı. Yine bir Vladimir klasiği...Bende özlemişim seni okumayı...Daha yaz, sık yaz istiyorum:)

    YanıtlaSil
  6. Hoşgeldin yeniden Vladimir özlettin kendini.Sen Meldayı anlatırken ben 2 sene önce oturduğumuz evdeki kapı komşumuz emekli öğretmen Fecriye hanım kabusunu tekrar yaşadım. Kadının güne başlarken ilk işi elinde bir kağıt kalemle bütün marketleri dolaşıp nerede ne ucuz tespit edip 52 dairelik (4 blok)apartmanın kapısında bekleyip her yakaladığına yarım saat raporunu sunması gözlerimin önünden geçti. Belki ben değil ama minnacık köpeğimizi (0 numara bir spitz) kurt a dönüşmekten oradan taşınarak kurtarabildik. Sevgi delisi ve eve gelen herkese kendini sevdirmek için türlü şaklabanlıklar yapan zavallı kızım kulakları duymadığı halde Fecriye hanımın dış kapıdan girdiğini hissettiği anda ulumaya başlar ve yarım saatte kimse susturamazdı. Neyseki taşındık oradan.
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  7. Sevgili vladimir
    Hoşgeldin, ben de melda'yı merak ettim bu banka emeklisi bir bayan olmasın?

    YanıtlaSil
  8. Hoşgelmişsen Vladimir the kurt:))) Sabah sabah çok güldüm inan. O dediğin film, isteğim dışında bizim eve alındı ve ben evde olmadığım bir zaman da seyredildi. Yazını okuduktan sonra geyik olsun diye izlemeyi düşünüyorum:))

    YanıtlaSil
  9. Bende hoş geldin diyeyim kurt adam vladimir :) Karanlık ve kuytu köşelerden boşuna uzak tutmuyorum kendimi :P
    Melda hanım tiplemene bayıldım, ay yzlü melda hanım hıı :)

    YanıtlaSil
  10. Temmuz'un yaza denk gelmesi... Hayret... Çok iyiydi:))
    bu arada 10000bc yi seyrettin mi?

    YanıtlaSil
  11. Melda hanim berberde kalsın yahu, ben şu filmi merak ettim asıl :))

    YanıtlaSil

Yorumlar