19 Ocak 2009 tarihinde İzmir Sanat’ın Kültürparkdaki sahnesinde üç bas konserini çok sevdiğim bir arkadaşım, eşi ve annesi ile birlikte izledim. Tuncay Kurtoğlu, Zafer Erdaş, ve Tevfik Rodos’un Cemile Cabbarova’nın piyanosu eşliğinde verdiği konser mükemmeldi. İlk yarı operalardan seçilmiş bölümlerin yorumlanmasından oluşuyordu. Arkadaşım bas kelimesinin içinde geçtiği cümleler kurup hepimizi neşeye boğdu. İkinci bölüm de ise Türkçe eserler daha fazlaydı ve esprili biçimde sahneleniyordu, seyirciler sıklıkla kahkaha attı. Üç basın arasındaki uyum, paslaşma, esprileşme yerli yerindeydi. Tevfik Rodos'un performansı her zamanki gibi mükemmeldi. Tüm konserde beni en çok etkileyen ilk kez Tevfik Rodos’un sesinden duyduğum Selman Ada’nın bestelediği Aşk-ı Memnu Operası’ndan “Maskeler” aryası oldu. Aynı eseri o gece Zafer Erdaş çok başarılı biçimde seslendirdi. Bu mükemmel bir eser, kesinlikle kitlelerin tanıması gereken bir melodi. Sözler ve müzik kesinlikle örtüşüyor ve basın ses rengini, tekniğini sergilemesine olanak sağlıyor. Tek korkum bu şarkının Ferhat Göçer tarafından keşfedilip tenorumsu süsü verilmiş sesine kurban gitmesi. Konserin sonunda sanatçılar iki kez sahneye yeniden çıktılar. Son çıkışlarında piyanodaki Cemile Cabbarova’ya “bizim şarkımızı çal” dediklerinde, üç tenor konserlerinde adet olan tınılar piyanodan yükselince Tevfik bey bizim şarkımız bu değil biz zengin olmak istiyoruz dedi ve “Ah bir zengin olsam”a başladılar.
Konser bitiminde kuliste solistleri tebrik ettik, arkadaşım Tuncay Kurtoğlu’na “bir basa denmez ama çok ince bir yorumunuz var “ deyip de ardından bir Airbus modeli hediye edince gecenin esprisini yapmış oldu. Tevfik bey ve eşi ardında Cemile hanım ve annesi ile kısacık bir sohbetten sonra gecemizi noktaladık.
Üç bas konserine denk gelirseniz kaçırmayın derim.
Konser bitiminde kuliste solistleri tebrik ettik, arkadaşım Tuncay Kurtoğlu’na “bir basa denmez ama çok ince bir yorumunuz var “ deyip de ardından bir Airbus modeli hediye edince gecenin esprisini yapmış oldu. Tevfik bey ve eşi ardında Cemile hanım ve annesi ile kısacık bir sohbetten sonra gecemizi noktaladık.
Üç bas konserine denk gelirseniz kaçırmayın derim.
vladimir seni blog camiasında meşhur ettim sanırım.
YanıtlaSilabi, hiç sorma... o botokslu doktoru ben de hiç sevmiom yav...
YanıtlaSilSevgili Arzu, Ne diyeyim? Eyvahlarım olsun. Başıma bir şey gelmez değil mi? diyeyim mi? Şöhreti hazmedemezsem ne oldum delisi olurum herşeye çare var..
YanıtlaSilAbi; Sonuçta hem botoks hem de doktor yani antipatiklikte sınırları aşmaktır bu. :)) Yolda görsem kaçarım artık öylelerinden.