5 Mart 2009 Perşembe

Kediye Pissst, Arıya Vızzzzzttt

Genel kanıdır, kediye pissst dediniz mi alır başını gider civarınızdan. Keza köpeğe hoşşt, kuşa, tavuğa kışşt deriz ki gitsinler. Bu lafları ettiniz mi bu hayvanlar gider, bu canlılara fobiniz varsa rahat edersiniz.
Ben küçükken arılardan korkardım bir de köpeklerden. Ancak korkuyorum demeyi sevmediğim için köpeklerden pek hazetmem derdim soran olduğunda. Orta okula kadar köpek korkum fobi derecesindeydi, derken bir akşam karanlığında bakkaldan eve gelirken bana saldırmaya kalkan bir köpekle fobimi yendim. Kalbimin gümbürtü edişi, bacağıma dişlerini göstere göstere hamle eden köpeğin ağzına tekmeyi çakınca köpek "kayi kayi" sesleri çıkararak sokağın karanlık gölgelerinde kaybolmasından az sonra dindi. Fobi de gölgelere saklandı, geride bir korkunun belli belirsiz izi kaldı. "Korkunu belli etmezsen saldırmaz" tavsiyesi mantıklı geldi, dünyanın tüm köpeleri beni yoketmeye and içmiş olamazdı zaten. Bunun üzerine köpeklerle oralı olmayarak ilgisiz kaldım genellikle. Sonra üniversite yıllarında üst kat komşumuzun köpek denemeyecek kadar canavar görünümlü kurtu ile apartman boşluğunda burun buruna gelince yine tanıdık gümbürtüyü işittim bir kez daha. Köpek bana ilişmeden merdivenlerden inmeye devam etti. İlk iş sahipleri ile tanıştım, köpeğinizden çekiniyorum, müsadenizle bana alışsın diyerek kaleyi içten fethettim. Hayvan bana alışınca köpeklerin sevimli yanlarını da keşftemeyi başardım.
Bir arı korkumu yenemedim bunca yıldır. Arının mevcudiyetinden ziyade sokması fikri beni endişelendirdi. Köpek gibi yakınlaşıp sevilebilecek bir taarafı olmadığı için arılarla haşır neşir olamadım. "Dur bakalım şu meretin en beteri ne yapıyor" diye meraktan The Swarm filmini bile seyrettim . Dünyanın en kötü felaket filmini izleyen o ayrıcalıklı güruha arı korkum sayesinde dahil oldum. Korkunun ecele faydası olmayacağı için tebdiri elden bırakmadım, evde, işyerinde sürekli minik bir kavanoz içinde amonyak bulunduruyorum. Arı sokması halinde onu sürünce acısı kalmazmış. Bu arada belirtmem lazım, amonyak da koklanılası bir nane değil. Evdeki kedi bir gün halının kenarında acıklı sesler çıkara çıkara debelenince burnunu arı soktuğunu farkedip kedinin burnuna minnacık bir amonyak darbesi ile iyilikte bulunmamdan sonra amonyağın kudretiyle kedi günlerce kendine gelemediği gibi aylarca beni gördüğünde kanepe altlarında siftindi. İşte arıya vızzt bile deseniz gitmiyor o korkuyu yenmesi biraz zor sanırım.
Bu aralar dünyada bal arılarını tehdit eden birkaç tehdit mevcut. Hangi bilinmezin ön belirtisi olduğu şimdilik sırrını koruyor ama hayra alamet olamayacağı da kesin. İngiltere'de arı yetiştiricileri arılara tadanmış bir parazitten şikayetçi. Arının vücuduna yapışan minik bir böcek türü, arıyı yiyerek öldürüyor ve hızla ürediği için kovandaki arı nüfusu kısa sürede yok oluyor. İngiltere'deki arı yetiştiricilerinin durum BBC'nin dikkatinden kaçmıyor sıklıkla bu soruna dikkat çekiyorlar.
Kuzey amerikadaki arı yetiştiricileri de henüz teşhisi netlik kazanmamış bir virüs sebebi ile arıların hızla, gözle farkedilebilir biçimde yokolmasından şikayetçiler. Arılar yokoluyor, sanırım bu iyi bir şey değil. Henüz ülkemizde arılarla ilgili bir telaş yok, olsa da farketmemiz için birilerinin dikte etmesini beklemek adettendir sanırım.

15 yorum:

  1. arıların yok olması durumunda insan neslinin de akabinde yok olacağı şeklinde birşeyler duymuştum vakti zamanında ne kadar doğru bilmiyorum ama eğer doğruluk payı varsa bu söylediklerin pek hayra alamet olmasa gerek...

    ha bu arada benden zarar gelmez korkmayasın :)))

    YanıtlaSil
  2. Albert Einstein, “Eğer arılar yeryüzünden kaybolursa insanın sadece 4 yıl ömrü kalır. Arı olmazsa döllenme, bitki, hayvan, insan olmaz” demiş ya.Aslında sanırım ülkemizdede yok oluyorlar ben beytepede okudum bundan 9-10 sene önce arıdan çaya atacak toz şekere yanaşamazdık bahçede büfenin önünde ama şimdi öyle azlar ki hatta bazen hiç yoklar
    Arı Berry filmini izlemişmiydin??(çizgi film ya gerçi) ben Doğa sayesinde bir ara günde 3-4 kere izliyordum.Orda arıların insanların kendi ballarını aldıklarını farketmeleri ve insanlara dava açmaları sonucunda kazanıp dünyadaki tüm balı toplamaları ve bir daha asla bal yapmamaları anlatılıyordu.Hakikaten sonuç inanılmaz kötüydü.Tavsiye ederim çizgi film ama Berry çok esprili bir arıdır,pek severim kendisini ;)

    YanıtlaSil
  3. Aynı korkuyu (arılar konusundaki) ben de yasıyordum bir zamanlar. Taa ki Fethiye ölü deniz de bir otelde müzik yaptığım dönemlere kadar sürdü.Öncesinde arı gördüğüm anda nereye kaçacağımı bilemezdim. Orada çalışmaya başladığımda bize yan kampingden bir bungalow verdiler kalmamız için ve ortalıktaki tek su kaynağı kampın içindeki bir çeşme idi ve dağda ne kadar arı varsa orada toplanıyordu. İlk günler işi bırakıp gitmeyi bile düşündüm ancak bir müddet sonra yavaş yavaş yüzlerce arının arasında el yüz yıkamaya ve korkmamaya alıştım ve 4 ay boyunca hiçbir vukuat olmadan geçti.Tam ayrılmamıza birkaç gün kala tekneyle balığa çıktık ve denizin ortasında en az 1 km açıkta bir arı geldi ensemden soktu:))

    YanıtlaSil
  4. Arı tarafından bir kaç kez sokulmuş biri olarak (en az 4 kez) arıdan kendimi bildim bileli korkmadım... Arılarla ilgili maceralarımı bir gün yazabilirim aslında... Komik biraz...
    Arı soktuğunda alerjin yoksa acısına sabretmekten başka bir çaren yoktur Vladimir... Alerjin varsa bir an önce hastaneye gitmen gerekiyor...
    Sevgiler..

    YanıtlaSil
  5. Ben bahçesinde arıların gözdesi çiçekler olan bir evde yaşıyorum. İnsan böyle bir yerde yaşayınca onların huyunu suyunu öğreniyor. Eğer onları başından atmaya, kovmaya çalışmazsan sana asla zarar vermezler. Çünkü, iğneleri kendilerini savunmak için bir çeşit silah. Ve bal arılarının iğnelerini bıraktıkları anda öldüklerini düşünürsen senin elini kolunu çırpmandan ne kadar korktuklarını tahmin edebilirsin. Çiçeklere bak. Onlar arıları kovmaya çalışmazlar. Sen hiç bir arının bir çiçeği soktuğunu gördün mü :)

    YanıtlaSil
  6. Arılardan ömrüm boyunca korktum, çünkü defalarca arı tarafından şişlendim :))) Aydan atlayan kedinin yorumunu okudum, haklı olabilir , her hayvan kendisi zarar görüp korkutulmadıkça saldırmaz denilir, doğrudur. Ancak beni sokan arıların hiç birine ben hiçbir şey yapmadım, birinde sadece plajda güneşleniyordum peşime takıldı, suya girerek kurtuldum, muhtemelen güneş yağı kokusuna gelmişti. Hiç unutmam ilkokula gittiğim yıllar balkonda ödevimi yazarken nilan almış bir şekilde gelip tam da kalemi tutan parmağımı sokmuştu, bir başkasında başımı pencereye yaslamış kitap okuyordum, kulağımı soktu. Yıllarca arı sokması iyidir kan yapar nidalarını dinleyerek büyüdüm ve her arı sokmasında gözyaşlarımı arttırarak ağladım. :(((

    YanıtlaSil
  7. ahaha ben bahar mevsiminde parfüm bile sıkmıyorum iş yerine gelmedikçe :)))) olaki kokuyu duyar geliverir diye.
    yanlız tek olmadıgımı bilmenin bir avuntusu cöktü üzerime.

    YanıtlaSil
  8. Hayatta belkide tek korktuğum hayvandır arı. Diğer korkularla başedebildim ama bununla insan nasıl başeder bilemiyorum. Korku mantık tanımıyor gerçekten.

    YanıtlaSil
  9. ben de korkmayanlardanım.. en son bir kaç sene önce gümüldürde sabahın kçründe ensemden sokmuştu, bir yer bulup bi alerji iğnesi attırmıştım noolmaz noolmaz diye.. ama aydan atlayan kediye katılıyorum.. sen kelek yapmazsan arıda kelek yapmaz..
    ben de yapmamıştım aslında da bizim baldız "aaaa. ensende arı vaaaarrr.." diye ööle bi bağırdı ki "hiiii" olup ani harekat gösterince soktu beni salak..
    neyse..
    bu arada ben uzun müddet köpek besleyen biri olarak "hayvan öğrenmediği kelimeyi anlamaz.." derim... misal benim Moro, hayatında "hoşt" kelimesini hiç duymadığı ve dolayısı ile bilmediği için evime gelen kızları hoşt dediklerinde yalardı...:)))

    YanıtlaSil
  10. kçründe köründe olarağ düzeltülürrgg..:))))

    YanıtlaSil
  11. arı demek bitki örtüsü demek bitki örtüsü demek oksijen demek oksijen demek hayat demekse arı demek hayat demek bi yerde :) küçükler müçükler can yakıyorlar pervasızlar ama en mükemmel hayvanlardan biriler üstelik.Benim de tee bir zamanlar evcil lee yul goonum vardı her sabah odamı ziyaret ederdi mefta oldu bu yıl babam arıcılığa başlamayı düşünyor hatta ilk kovanını almış bile yazın bu konu üzerine ben de ondan ihtisas yapar size ülkemizdeki arıların ne halde olduğundan bahsederim :D ama bnun için yazı beklemelyiz(^_^)

    YanıtlaSil
  12. arıların azalmasına üzüldüm. kesin kötü bir şeye delalet.

    bu arada benim uzaylı kedime psst yaptım. hiç oralı olmadı. dik dik baktı yüzüme.

    YanıtlaSil
  13. ve eklemek istedim, polenleri dağıtan arılar ve rüzgarlardır. O nedenle bu kadar çeşitli çiçek vardır dünyada.
    Bir arı konduğu çiçeğe bir sıvı bırakırmış, başka arılar gelmesin boşuna diye.
    Arılar olmasaydı çiçeklerimizde olmazdı.
    ve peteklerdde ilaç tedavisinde sıkça kullanılır.

    YanıtlaSil
  14. Bende yazlık evimizde bahçesinde park alanına yığılı Kiremitleri başka bir yere taşıyordum babamın beli ağrımasın diye..Kovanı görmedim ve elimi sokmuş oldum kiremiti kaldırırken, yaklaşık 10 yerimden sokuldum.Böyle durumda en iyi şey sokulduğun yere sarımsak sürmek..


    Arılar şehir merkezlerinde yok artık..Çicekler azaldı belki de.. Sivrisineklerde yok farkındamısın?Bir teoriye göre ikisi de evrim nedeniyle yok oluyorlarmış..Yerini kara sineklere bırakarak...Neler yok oluyor acaba daha bizim bilmediğimiz ? Uygarlığımız (!) neleri yok ediyor böyle..

    YanıtlaSil
  15. Şimdiye kadar hiç arı tarafından sokulmadım. Acısı nasıldır bilmem, aman merak da etmiyorum zaten ama arıların yok olmasını da istemem. Tabiat'ın bahsettiği şeker filmi ben de çok severim. Arı=hayat olayı da doğru gibi geliyor.
    Yazını okuyunca aklıma bağımlı arılar uyuşturucu arayacak haberi geldi bu arada :)) (http://www.turkmedya.tv/V1/Pg/NewsDetail/NewID/73566/CatID/29)

    YanıtlaSil

Yorumlar