İddia edilen odur ki, Alfred Hitchcock bir zamanlar
"sinema oyuncuları birer inektir, rol yapmalarına gerek yoktur."
demiştir.
Hakikaten de oyuncusun rol yapmasına karışmazdı Hitch, rol
umurunda değildi, o oyuncunun kamera karşısında hangi açılardan görüntü vermesi
gerektiğini dert edinmişt.
Elbette bu duruma en çok rol yapmak için kendini paralayan
oyuncular bozulurdu. Görmezden gelindiklerini zannederlerdi. Biraz da bilinçli
bir tercihti bu görmezden gelme hali. Mesela Rebecca filminde başrolü oynayan
Joan Fontaine'i sette o kadar görmezden gelmişti ki kadının sinirleri bir, iki
günde laçka olmuş ve ayakları geri geri gitmişti çekimlere. Kendini bir türlü
oraya ait hissedememişti. Hitchcock'un Bayan Fontaine'den beklediği buydu
zaten: oraya ait olmaması. Zira canlandırmasını istediği gereken karakter;
olağanüstü zengin bir adamla evlenmiş ve onun çevresine ayak uydurmayı
başaramayan, kocasının ölmüş olan ilk eşinin ağırlığı altında ezilen ve kendini
bir türlü oraya ait görmeyen bir genç kadındı. Sonuç genç oyuncunun çektiği
sıkıntıya değmişti, Akademinin en iyi kadın oyuncu adayları arasındaydı. O sene
kazanamadığı ödülü ertesi yıl başka bir Hitchcock filmi olan Şüphe'deki
(Suspicion) rolü ile aldı.
Keza Doris Day ile Julie Andrews'de usta yönetmen ile
yıldızlarının sette barışmadığını zannetmişlerdi, ta ki çekimler bitene kadar.
Paul Newman ile olan filminde aktör senaryoya ısınamamıştı, on dört maddelik
bir mektup ile senaryoda aksadığını düşündüğü hususları yönetmene yazılı olarak
bildirdi. Ne de olsa Actor's Studio oyuncusuydu, rolünü içselleştirmesi
gerektiğine inancı tamdı. Yanıtını ertesi sabah sete geldiğinde, bir tepsinin
içine konmuş bir puro yanında duran, daktilo edilmiş bir mektup olarak aldı.
Mektup aşağı yukarı şu sözlerden ibaretti: "Azizim Paul. Bir Alfred
Hitchcok filmi setindesin. Arkana yaslan, puronu tüttür, yaşadığın anların
tadını çıkarmaya bak".
Oyunculara verdiği talimatlara uydukları ve kendi işine
burunlarını sokmadıkları müddetçe tahammül edebilirdi. Bu kadar basitti işte.
"Başını kırkbeş derece açı ile sağa çevirip, gözlerini sola döndüreceksin,
ama dikkat et, çenen biraz yukarıda olsun" dediğinde oyuncular bundan bir
şey anlamazlardı. Ancak film ortaya çıkınca yüzün perdedeki yerleşiminin
mutlaka bir anlamı olduğunu görürlerdi. Filmler, daha çekimler başlamadan
biterdi Alfred Hitchcock için. Bu yüzden oyuncularından ne istediğini çok iyi
bilirdi.
Aşağıdaki fotoğraf 1960 yılına ait ve Sapık (Psycho)
filminin setinde çekilmiş.
Yönetmen Norman Bates rolünü canlandıran Anthony Perkins'e
hiç kıpırdamadan hem zararsız, hem de kuşku duyulması ve korkulması gereken bir
adam algısı yaratabilek için kameraya hangi açıdan görüntü vermesi gerektiğini
gösteriyor.
Perkins akıllı, söz dinliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlar