1 Mayıs 2014 Perşembe

İnek?

İddia edilen odur ki, Alfred Hitchcock bir zamanlar "sinema oyuncuları birer inektir, rol yapmalarına gerek yoktur." demiştir.

Hakikaten de oyuncusun rol yapmasına karışmazdı Hitch, rol umurunda değildi, o oyuncunun kamera karşısında hangi açılardan görüntü vermesi gerektiğini dert edinmişt.

Elbette bu duruma en çok rol yapmak için kendini paralayan oyuncular bozulurdu. Görmezden gelindiklerini zannederlerdi. Biraz da bilinçli bir tercihti bu görmezden gelme hali. Mesela Rebecca filminde başrolü oynayan Joan Fontaine'i sette o kadar görmezden gelmişti ki kadının sinirleri bir, iki günde laçka olmuş ve ayakları geri geri gitmişti çekimlere. Kendini bir türlü oraya ait hissedememişti. Hitchcock'un Bayan Fontaine'den beklediği buydu zaten: oraya ait olmaması. Zira canlandırmasını istediği gereken karakter; olağanüstü zengin bir adamla evlenmiş ve onun çevresine ayak uydurmayı başaramayan, kocasının ölmüş olan ilk eşinin ağırlığı altında ezilen ve kendini bir türlü oraya ait görmeyen bir genç kadındı. Sonuç genç oyuncunun çektiği sıkıntıya değmişti, Akademinin en iyi kadın oyuncu adayları arasındaydı. O sene kazanamadığı ödülü ertesi yıl başka bir Hitchcock filmi olan Şüphe'deki (Suspicion) rolü ile aldı.

Keza Doris Day ile Julie Andrews'de usta yönetmen ile yıldızlarının sette barışmadığını zannetmişlerdi, ta ki çekimler bitene kadar. Paul Newman ile olan filminde aktör senaryoya ısınamamıştı, on dört maddelik bir mektup ile senaryoda aksadığını düşündüğü hususları yönetmene yazılı olarak bildirdi. Ne de olsa Actor's Studio oyuncusuydu, rolünü içselleştirmesi gerektiğine inancı tamdı. Yanıtını ertesi sabah sete geldiğinde, bir tepsinin içine konmuş bir puro yanında duran, daktilo edilmiş bir mektup olarak aldı. Mektup aşağı yukarı şu sözlerden ibaretti: "Azizim Paul. Bir Alfred Hitchcok filmi setindesin. Arkana yaslan, puronu tüttür, yaşadığın anların tadını çıkarmaya bak".

Oyunculara verdiği talimatlara uydukları ve kendi işine burunlarını sokmadıkları müddetçe tahammül edebilirdi. Bu kadar basitti işte. "Başını kırkbeş derece açı ile sağa çevirip, gözlerini sola döndüreceksin, ama dikkat et, çenen biraz yukarıda olsun" dediğinde oyuncular bundan bir şey anlamazlardı. Ancak film ortaya çıkınca yüzün perdedeki yerleşiminin mutlaka bir anlamı olduğunu görürlerdi. Filmler, daha çekimler başlamadan biterdi Alfred Hitchcock için. Bu yüzden oyuncularından ne istediğini çok iyi bilirdi.

Aşağıdaki fotoğraf 1960 yılına ait ve Sapık (Psycho) filminin setinde çekilmiş.
Yönetmen Norman Bates rolünü canlandıran Anthony Perkins'e hiç kıpırdamadan hem zararsız, hem de kuşku duyulması ve korkulması gereken bir adam algısı yaratabilek için kameraya hangi açıdan görüntü vermesi gerektiğini gösteriyor.


Perkins akıllı, söz dinliyor.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar