Peter Benchley'in "Jaws" isimli kitabı
yayımlanmasıyla, ABD'de çok satan kitaplar listesinin başına yerleşmesi bir oldu. Oraya
yerleşen kitapların akıbeti ise zaten belliydi. İlla ki filme çekilmeliydi. Nitekim proje allanır, pullanır ve o güne kadar farklı televizyon dizilerinde
bölüm yönetmenliği yapmış; aralarında "Duel"in de olduğu bir kaç televizyon
filmi yönetmiş; sinemada ise 18 yaşında çektiği ve kimseciklerin bilmediği "Firelight"
ile henüz bitirdiği "The Sugarland Express" dışında deneyimi olmayan bir
gence: Steven Spielberg'e emanet edilir.
Herkesin bildiği bir romanı sinemaya taşımanın zorluklarını
da, açık denizde geçen bir korku-macera filmi çekmenin zahmetlerini de çok iyi
kestirmektedir Spielberg. Ancak bilmediği adı duyulmamış bir yönetmen olmanın
filmin kadrosunu oluşturmakta önüne engel olarak çıkacağıdır. Teknik
problemleri halletme yolunda ekibi ile önemli adımları atmıştır atmış olmasına
da; filmdeki en önemli karakter, Polis Şefi Brody rolü için çaldığı kapılar defalarca
yüzüne kapanmıştır. Gittiği bir ev partisinde sohbeti koyulttuğu Roy Scheider
role kendisi talip olur.
Filmin açık denizde geçen sahnelerinde gerçek köpek balığı
görüntüleri ile mekanik köpek balıkları kullanılacaktır. Her bir balığın işlevi
farklıdır, su üzerindeki kafa hareketlerini yapan korkutucu dişli mekanik köpek
balığı Steven'ın da, ekibinin de en sevdiği balıktır. Bruce ismi verilir ona.
Çekimler ilerlemiştir, ancak final hususu henüz net
değildir. Peter Benchley kitabındakinden farklı bir final olmaması için
uğraşmakta - magazinci ağzıyla diyecek olursak - seti birbirine katmaktadır.
Spielberg ise ne istediğini çok iyi bilmektedir. İstediği de görkemli bir finaldir.
Daha "görkem" dendği anda avuçlarının içi tatlı tatlı kaşınmaya başlayan
prodüktörlerin kimden yana karar vereceği bellidir elbette. Olan Peter Benchley'e
olur. Setten kovulduğu yetmezmiş gibi, bir daha Jaws setine adım atmasına bile mani
olunur. Hal böyleyken, Steven ile aralarına vadesi uzun bir küskünlük girer. Ancak
yıllar sonra Benchley bir ropörtajında "Steven'ın finali daha iyiydi"
itirafında bulunur.
Çekimler biter. Montaj, müzik, ses efekti gibi filmin
mutfağına dair çalışmalar başlayacaktır ki, Steven Bruce'u özler. Bruce ise çekimlerin
bittiği yerde, okyanusun ta dibine terkedilmiştir. (Stüdyo turunda sergilenen başka
bir mekanik köpek balığıdır.) Duyar ki, "Orca" denen bir film
çekilmektedir, derhal o sete gider. Film ekibinin katil balina ile çekim
esnasında yaşadığı zorluklara bakar bakar; Bruce ile olan zahmetli günlerini, film
çekme zorluklarının üstesinden birlikte geldikleri mutlu günlerini yad eder.
Film 1975 yaz sezonunda gösterime tantanalı biçimde girer. Amerikalı
izleyicinin kalbi beyaz köpek balığının okyanusun serin sularında; her bir gaileden
ırak vaizyette çimlenen Amityville sakinlerine saldırdığı sahneyi izlemeye
dayanamaz. Artık çığlık atan mı ararsınız; korkudan ayılan, bayılan mı, dahası
midesine yenilip oracıkta istifra etmeye yeltenen mi arasınız, hepsi vardır.
Sonrası malum.
Film mevcut bütün gişe rekorlarını kırar. Bizim tek kanallı
ülkemizde bile TRT televizyonuna haber olur seyircinin feryat figan sinemadan
kaçışları.
Sonrası malum. Steven Spielberg zirveye çıkan basamakları
tırmanmaya devam eder. Üçüncü Türle Yakın İlişkiler hayranlıkla karşılanır. Engelsiz
basamak olmaz söz konusu zirve ise. "1941" isimli film gişede yatınca,
haset edenler derler ki:
"Bu filmin bütçesi II. Dünya Savaşı'nın maliyetinden
bile fazla, yazık etti paracıklara Steven Spielberg Efendi."
Ancak bu yetmez, uydurmaya geçerler ve derler ki; "Yıllardır
Alfred Hitchcock ile tanışmak için uğraşıyor, randevu alamıyor. Hitchcock bu
tanışmaya aracılık etmeye kalkışanlara açıyor ağzını: 'Balıkla film çeviren
çocukla mı tanışacak mışım?' diyor, yumuyor gözünü 'Bu ne cüret!' diye
köpürüyor."
Bütün bu taşlamalar vızıltı gibi gelir Steven'a, hatta gelemeden
daha, tırıs gider öbür yana İşi başından
aşkındır onun, zira sırada önemli projeleri vardır. E.T. çekilecektir, Indiana
Jones, "Kamçılı Adam" lakabı
ile üçlemeye evrilecektir...
Eee, sonrası malum işte...
Aşağıdaki fotoğrafta Steven ile Bruce'u görüyorsunuz...
mutlu günlerinde.
bu blogun tasarimi degismis sanirim :)
YanıtlaSilKafama göre takılıyorum işte.. fakat bu hali hoşuma gitmiyor, kısa süre snra köklü bir değişiklik olacak inşallah :)
SilKi zaten bütün mesele o "balıktı" dostum cevabını verdim kendimce. Kendimce ikna oldum, güzel bir yazı olmuş.
YanıtlaSilÇok teşekkürler :)
YanıtlaSil